GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:51
Tarih:05.01.2017

ARZU ERDEM (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 13'üncü maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisi ve Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

Geçen sene, son gün konuşma yapan milletvekillerinden biriyim. Yine, kürsüye çıktığımda "İnşallah, defederiz bu belaları, patlama olmaz, terör saldırıları olmaz, yüreğimiz yanmaz." diye temenni edip, yeni yıla o şekilde başlamak isterken, bir İstanbul Milletvekili olarak İstanbul'da yılbaşı gecesi meydana gelen patlamadan duyduğum derin üzüntüyü ve gerçekten kahrolduğumu tekrar belirtmek istiyorum. Artık "Lanet olsun." demek istemiyorum. Zannediyorum ki hepiniz aynı durumdasınız ve aziz Türk milletinin de yüreği yanıyor bu manada. Hayatını kaybedenlere rahmet dilemek yeterli değil, hepimizin el birliğiyle bu mücadeleyi sürdürmesi gerekiyor. Nitekim, o patlamadan sonra, maalesef, bugün de İzmir patlamasıyla sarsıldık. Artık ili kalmadı patlamaların, terör saldırılarının yöresi kalmadı, daha önce Güneydoğu Anadolu Bölgesinde yoğunlukla meydana gelen terör olayları artık ülkemizin her yerinde var -Ankara, Bursa- ve yeri, yöresi de kalmadı. Bununla ilgili etkin olarak mücadelenin devamı noktasında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına desteğimiz devam edecektir, bu manada mücadelemiz devam edecektir.

Bu arada, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında görev yapan ve hayatını kaybetmiş olan 23 yaşındaki polis memuru kardeşimiz Yeşim Kanıcıoğlu'nu da rahmetle anmak istiyorum; yakalanmış olduğu elim hastalıktan kurtulamamıştır kendisi, hayatını kaybetmiştir. Kederli ailesine sabır diliyorum, mekânı cennet olsun; hayatının baharında yitip gitmiştir kendisi.

Şimdi, hazır Sayın Bakan buradayken, bu konu önemli bir konu olduğu için... Sicil affıyla ilgili, biliyorsunuz, kanunda bir düzenleme var. Kanundaki düzenleme, geçmişte çeşitli nedenlerle bankalara borcunu ödeyemeyen ya da geciktiren vatandaşları kapsayacaktır. Tam 12 milyon 500 bin işveren ve esnaf tarafından merakla bekleniyor, hatta sayı 13 milyon 800 bin, tam rakam olarak telaffuz edecek olursak. Bunun içinde kimler var? İşverenler var, esnaf var, bireysel kredi kullanıcıları var. Ve kimler faydalanacak bundan? Kredi kartından dolayı sicili bozulmuş olanlar, tüketici kredisi borcundan dolayı sicili bozulmuş olanlar, karşılıksız çeki olanlar, ticaret erbabı, senedi protesto edilmiş olanlar yani kredisini ödeyememiş ya da banka nezdinde itibarını yitirmiş olan esnaf ve bireysel müşterilerin tamamı bu manada büyük bir umut içerisinde.

Şimdi, burada önemli olan detaylar var, bu detayların üzerinde de kısaca durmak istiyorum, zamanım da çok kısıtlı. Rakamların en önemli bölümünü kredi kartı nedeniyle yasal takibe düşmüş olanlar oluşturuyor; 2 milyon 233 bin 188 kişi. Tüketici, taşıt ve konut kredileri nedeniyle yasal takibe düşmüş olan 1 milyon 729 bin kişi. Ticari kredilerden dolayı yasal takibe düşmüş olanlar da yine çok yüksek bir sayıda. Bunların tamamı şimdiden bizleri aramaya başladı "Sicil affı geliyor ve biz gideceğiz, hemen, bankalarda sicilimiz tertemiz olacak, gerekli krediyi kullanabileceğiz." Ancak öyle değil. Aftan yararlanma şartları neydi? Yasa yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla borcunu ödemiş olmak veya yapılandırmaya girmek. Evet, yapılandırmaya girecek, bu sefer diyecek ki: "Benim KKB'm yani risk raporum düzgün, tertemiz bir sayfadayım artık." Bankaya gidecek, bankanın refleksi, Sayın Bakan, öyle değil. Banka bu konuyla alakalı şunu yapıyor: Bu listelerin çoğunluğu yani geçmiş kredi durumu kayıtlı olduğu için diyor ki: "Ben bugünkü durumuna bakarım ama banka olarak tedbirimi almak zorundayım." Ve bunları psikolojik olarak, etken olarak bilinçaltında tutacaktır ve belge olarak da saklayacaktır. Bu sebeple diyor ki: "Krediye uygun değilsiniz." İnanın, 13 milyon insanın burada bir umudu var, ayrıca belki bankayı da rahatlatacak birtakım düzenlemeler getirmek gerekiyor.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Yaptık ama.

ARZU ERDEM (Devamla) - İşte yeterli değil.

Bakın, bunun devamını göreceğiz.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Bankalarla beraber yazdık bunu.

ARZU ERDEM (Devamla) - Bankalar buna istekli, biz bankalarla görüştük, genel müdürleriyle görüştük. Genel müdür ne diyor biliyor musunuz? "Evet, sicil affı gelsin, bu sicil affı geldikten sonra biz o müşterilere vermek istiyoruz, mevcut durumuna bakıyoruz."

Mevcut durumu ne Sayın Bakan? Bakın, nedir biliyor musunuz? O tekrar işveren mi, elinde dairesi var mı, ipotek verecek bir şeyi var mı, buna bakacak. Çoğu zaten batmış insanlar bunlar, bir şey veremeyecekler.

MALİYE BAKANI NACİ AĞBAL (Bayburt) - Açıklama yaptık ve dedik ki "Bu maddenin şekillenmesinde Bankalar Birliği ve bankalarla birlikte çalıştık..."

ARZU ERDEM (Devamla) - Evet...

Şimdi, ilave süre rica etsem...

BAŞKAN - Şimdi, Sayın Bakan, Sayın Erdem, efendim, böyle bir görüşme usulümüz yok, lütfen Genel Kurula hitap ediniz.

ARZU ERDEM (Devamla) - Tamam, ben devam edeyim, Sayın Bakan da cevap verirse sevinirim.

BAŞKAN - Sayın Bakan söz talep ederse kendisine söz vereceğim ayrıca.

Buyurunuz bir dakika ek süre veriyorum.

ARZU ERDEM (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Şimdi, Sayın Bakan burada dün de ısrarla bunu söylediği için, bankalar bu konuya istekli, bankalar "Gelsin, biz kredi vereceğiz." diyor. Ben buradan iddia ediyorum. Bakın, beraber takip edelim, önümüzdeki altı ay bu sicil affından faydalanan insanların hepsinin feryadını, burada her kürsüye çıktığımda dile getireceğim sadece ibretiâlem olsun diye, çünkü ben inanmıyorum. 2008'de, 2009'da yine bankalarla birlikte yapıldı bu düzenleme, yine aynı şekilde aynı sonuç oldu. İnsanların umudu bu noktada çok yüksek, o zaman bankaları rahatlatacak, belki onların risklerini giderecek farklı düzenlemeler yapmak gerekiyor, bu konuda da özel bir çalışma yapılması gerektiğini ben söylüyorum.

Mesela, X bankasının genel müdürüyle yaptığımız konuşmada şunu söyledi, dedi ki: "Gelecek olan kişiden ben evrak isteyeceğim." Nedir bu evrak? Şu anki ticari durumu nedir? Tüccar mıdır, değil midir? Elinde ipotek verebilecek bir gayrimenkulü var mıdır yok mudur? Kefalet edebilecek bir kişi var mıdır? Bunların çoğunu getiremeyecek bu insanlar, getiremeyecekleri için de tekrar kredi kullanamayacaklar ve bu iş amacına ulaşmayacak. Demek ki sicil affı yeterli değil, daha farklı önlemler almak gerekiyor.

Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Erdem.