| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 50 |
| Tarih: | 04.01.2017 |
ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; az önce soru-cevap kısmında Sayın Maliye Bakanının, yine, bu, TÜİK'in GSYH revizeleriyle ilgili bir kısım ifadeleri oldu. Aslında ben ona cevap mahiyetinde bir şeyler söylemek için söz almıştım ama şimdi Bakan gitti. Neyse, Bakan gitti ama bir Bakanımız var. Ben, yine, tasarladığım şekilde görüşlerimi ifade edeceğim.
Şimdi, Sayın Bakan, maliye politikası kısmını -bu artık pehlivan tefrikası gibi olacak- bu akşam birkaç defa konuşacağız. Arkadaşlar, kusura bakmayın çünkü -belki hatırlayan arkadaşlar olacaktır- ben iki defa on dakika konuştuğumu hatırlıyorum, ara ara da bu konuyu hep görüştük. Yani bir siyasetçi gibi değil de bir teknisyen gibi, konuyu bir siyasi konu olarak değil, bir teknik konu olarak ele alarak burada görüşlerimizi ifade ettik. Şu anda daha karşımıza bunu teknik olarak ifade eden kimse çıkmadı. Sayın Bakan "Güvenin." diyor, güvenelim de yani şimdi, ortada koca koca sorular var. Bu soruların cevabını kim verecek? Birazdan önergelerin bir tanesinde konuşacağım, o zaman belki biraz daha iyi kavrayacağız meseleyi. Yani bu öyle hayati sonuçları doğuracak ki bütün politikalarımızı değiştirmemiz gerekecek. Eskiden düşüyor dediğimiz şeylerin şimdi yukarıya doğru çıktığını görüyoruz. Birazdan grafiklerle onları size göstermeye çalışacağım.
Dolayısıyla, TÜİK konusu çok önemlidir. Bakın, bütün kurumlar çok önemlidir. Biz burada defalarca -başka arkadaşlarımızla- kurumlarımızın itibarını korumamız gerektiğini, kurumlar üzerinde çok hassas olmamız gerektiğini, ülkeleri ayakta tutan unsurların kurumlar olduğunu ifade ettik. Hatta bir anımı da söyledim, OECD'de bir toplantıda, 2009'da tam, küresel krizin en yoğun olduğu zamanda, işte, Amerika battı batacak derken, Bayan Clinton orada konuşmasında dedi ki: "Biz bu krizi aşarız çünkü güçlü kurumlarımız var." Yani kurumlar böyle önemli meselelerdir, kurumların Türkiye'de ne hâle geldiğini görüyoruz. Şimdi, hiç olmazsa TÜİK'in itibarı zedelenmesin diye, eski bir teknisyen olarak, TÜİK'le çok yakından çalışmış birisi olarak -benim çalıştığım Bakanlığın bağlı kuruluşudur TÜİK, belki 10 defa TÜİK'le ben teknisyenliğim zamanında telefonla görüşen birisiyim yani oradaki arkadaşların birçoğunu da tanırım- dikkat ederseniz TÜİK'in özerkliği konusunda çok ciddi vurgu yapıyoruz, vekâletle yürütülmesin TÜİK diyoruz, oradaki arkadaşların ücret durumlarını defalarca gündeme getirdik. Yani TÜİK'in güvenilirliği meselesi önemli ama burada, tabii, TÜİK'in güvenilirliği önemli de TÜİK'in, itibarına bizim kadar kendisi de sahip çıkması lazım ve Hükûmetin sahip çıkması lazım.
Şimdi, TÜİK yeni bir şey açıkladı, birazdan sonuçlarını konuşacağız vaktimiz oldukça ancak bu, hakikaten hiçbir şekilde kabul edilebilir, anlaşılabilir değil; kendi verileriyle uyumsuz. Yani TÜİK diyor ki, büyümeleri revize ediyor. Mesela arkadaşlar, hiçbir revizyonda -geriye doğru bütün revizyonları inceleyin- birtakım meseleler yani birtakım rakamlar diyelim ki düzey olarak artırılır. Bir şeyi yanlış ölçüyorsunuzdur, onları düzey olarak artırırsınız, millî gelir artar ama bir yıldan öbür yıla geçişlerde radikal değişiklikler olmaz. Örneğin ne yapıyordu? Bakın, 1999... Bir de bu serinin kendi içerisinde kırılma var diyorum. Burası çok önemli yani seri, geçmiş serilerle kırılıyor. Yani 2015'i açıkladılar şimdi, 1998 öncesiyle zaten kırılıyor ama 1998-2105 döneminde de ciddi kırılma var.
Bakın, 1998-2010 yılları arasında millî gelir büyümesindeki değişim -yani büyümeleri de revize ediyorlar ya şimdi- sadece 0,1 puan, yıllık ortalamada. Yani bu, anlaşılabilir; ortalaması da 0,1 puan büyümede bir değişim var ama 2010'dan sonraki dönemde -esas orada bir sıkıntı var- 2,7; her yıl ortalama büyümeyi artırıyorsunuz. Bakın, millî gelir artırma değil, millî gelir yüzde 19,7 artıyor en son yılda. İlk yılda yüzde 2,4, ilk yılda şu kadarcık bir artış yapıyorsunuz yüzde olarak, son yılda bu kadar yapıyorsunuz. Böyle bir revizyon olmaz. Niye olmaz? Mantığı var zaten bunun. Çünkü iyi ölçemediğiniz bir şeyi baza koyuyorsunuzdur, baza da koyduğunuz zaman bir şeyin değişimleri çok fazla değişmez. Yani ikisini birbirine böldüğünüz için çok fazla değişmemesi lazım. Ha nedir? Önceki yıllarda biraz önemsizdir, sonradan daha önemli olmuştur, yeni bir şey girdiyse büyüme rakamlarında küçük değişiklikler olabilir, bütün ifade etmeye çalıştığım şey bu. Ama TÜİK, öyle bir şey açıkladı ki son yılların büyümelerini 2,7 puan artırıyor ve önceki yıllar büyümelerinde hiçbir farklılık yok. Yanlış olan, önceki yıllar değil, bakın yanlış olan, sonraki yıllar ve TÜİK'in kendi açıkladığı... Arkadaşlar güvenilirlik diyoruz da TÜİK'in başka istatistikleri var, bunların hepsi de şu anda cari istatistik, İnternet sitesinde var, onların hepsiyle çelişiyor TÜİK'in şimdi yeni açıkladığı seri. Nasıl bu TÜİK'e güveneceğiz biz bu durumda?
İstihdam serisi: Şimdi, istihdam ve büyüme arasındaki ilişki en sıkı ilişkidir. Örneğin, 2013 yılında büyümeyi 4,2'den 8,5'e çıkartıyor TÜİK, bakın revizyona bakın, 4,2'den 8,5'a çıkartıyor. Fakat aynı yılda işsizlik oranı da 8,4'ten 9'a çıkıyor. 8,5 büyüme olan bir ülkede işsizlik artar mı? O yüzden yani TÜİK'in...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayınız.
Mikrofonunuzu açıyorum.
ERHAN USTA (Devamla) - Çok teşekkür ederim Sayın Bakan, pardon, Sayın Başkan. İnşallah bakan da olursunuz efendim.
Dolayısıyla, bizim burada yapmamız gereken şey, birazdan bunun Türkiye açısından ne tür hayati sorunlar doğurduğunu... Ben bir konuşmamda "Türkiye, pusulasını kaybetti." dedim. Bu TÜİK revizyonlarında hakikaten bu ülke ekonomisi pusulasını kaybetti, yön bulmaya çalışıyoruz. Ne tarafa gideceğiz? Biz tasarrufları artıracak mıyız, artırmayacak mıyız? Vergi politikalarımız nasıl olacak? Bence Sayın Bakanın bu tasarıyı çekmesi lazım çünkü bu TÜİK revizyonlarından sonra bu tasarıdaki bazı hususların da bir önemi kalmadı. Tekrar bunların hepsine bakılması lazım. Dolayısıyla, buralar bizim çok dikkatli olmamız gereken hususlar ve TÜİK'in itibarı, ülkenin itibarıdır, bu açıdan da son derece önemlidir.
Diğer bir husus, bunun uluslararası hesap sistemine uyum açısından olduğu sürekli ifade ediliyor. Bakın, burada, TÜİK'in kendi açıklamasından söylüyorum: 2012 yılında millî gelirdeki revizyon 10,8; bunun sadece 0,7 puanı uluslararası hesap sistemine uyumdan kaynaklanıyor arkadaşlar, 10,8'in 0,7'si. 10,1 puan uluslararası hesap sistemine uyumla açıklanamıyor. Ondan sonra, hemen bize geliyorlar, diyorlar ki: "Efendim, biz uluslararası hesap sistemine uyum açısından bunu yaptık." Bu, son derece inandırıcı olmayan bir durumdur.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERHAN USTA (Devamla) - Çok teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)