| Konu: | İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun, son günlerdeki gelişmeler ve iç güvenliğe ilişkin gündem dışı açıklaması nedeniyle MHP Grubu adına konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 49 |
| Tarih: | 03.01.2017 |
MHP GRUBU ADINA ERHAN USTA (Samsun) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İçişleri Bakanının terörle ilgili bilgilendirmesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlarım.
2016 yılı ülkemiz açısından zor bir yıl olmuştur. Toplumsal ve kültürel ayrışmanın sinsi provalarının yapıldığı, vatanımıza yönelik hain emellerin yerli ve yabancı iş birlikçileri sayesinde alenen ortaya çıktığı bir yılı geride bırakmış bulunmaktayız.
Taşeron terör örgütleri eş güdüm hâlinde ülkemizi hedef almıştır. Türkiye bölücü, yıkıcı, ayırıcı, aynı zamanda silah ve şiddete sırtını yaslamış her türlü terör ve cinayet örgütünün hedefindedir.
Ülkemiz 2016 yılında Ankara, Bursa, Diyarbakır, Elâzığ, Gaziantep, Hakkâri, Şırnak, İstanbul ve en son Kayseri'de canlı bombalar aracılığıyla kan gölüne dönmüştür.
2016 yılında toplam şehit sayımız 839'dur. 20 Temmuz 2015'ten bu yana 600 askerimiz, 382 polisimiz, 63 korucumuz, 35 sivil memurumuz olmak üzere toplam 1.080 evladımız şehit olmuş, 663 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Yaklaşık 2.105 askerimiz, 1.564 polisimiz, 74 korucumuz, 4.277 vatandaşımız yaralanmıştır.
Yılbaşı gecesinde ise İstanbul Ortaköy'deki gece kulübünü, insan kanından beslenen, en küçük acıma duygusuna, vicdan kırıntısına sahip olmayan şerefsiz terör cellatları kana bulamıştır. Saldırıda 1 polisimiz şehit olmuş, 38 kişi hayatını kaybetmiş ve 65 kişi de yaralanmıştır.
Yaralıların içinde durumu ağır olanlar da vardır. Cenab-ı Allah'tan tüm yaralılarımıza acil şifalar temenni ediyorum. Şehit polisimize ve hayatını kaybeden tüm vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, kederli yakınlarına başsağlığı diliyorum.
Saldırıda hedef ne bir düğün alayı ne bir futbol maçı ne bir yaşam tarzıdır. Hedef esasen Türkiye'dir, Türk milletinin millî birlik ve kardeşliğidir.
Dünya ekonomik ve siyasi çalkantılarla, yürekleri yakan acı görüntülerle 2017 yılını karşılamaktadır. Bu, uygarlığın geldiği seviye göz önüne alındığında üzücü ve düşündürücü bir tablodur. Özellikle ülkemizin merkezini oluşturduğu yakın coğrafyamızda kara bulutlar dolaşmakta, Irak'taki mezhep ve etnik merkezli istikrarsızlık hızla tırmanmakta, Suriye fiilen parçalanmakta, Halep ve diğer Türkmen bölgelerinde katliamlar yaşanmaktadır.
ABD'nin FETÖ'ye mevzi açması, IŞİD'i el altından kışkırtması, YPG'ye silah dağıtması, Kandil'e zırh olması, teröristleri silahlandırıp eğitim vermesi ülkemiz aleyhine ilave risk ve tehditleri ortaya çıkarmıştır. Ülkemiz 2016 yılında ateş çemberine düşürülmüştür.
BAŞKAN - Sayın Usta, bir saniye efendim.
Sayın milletvekilleri, Genel Kurulda büyük bir uğultu var, ben dahi kürsüden hatibi dinlemekte zorlanıyorum. Lütfen efendim, sohbet edecek arkadaşlar dışarı çıksınlar, sohbetlerini orada yapsınlar.
Buyurunuz Sayın Usta.
ERHAN USTA (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Yanlış nerede, ihmal ve iradesizliğin failleri kimlerdir? Vatan topraklarımıza teröristler nasıl yuvalanmış, hangi kaynak ve ilişki ağlarından beslenmiş, arkalarına kim ya da kimleri almışlardır? Tüm bu belirsizliklerin asgariye indirilmesi çok önemlidir ve bunda da sorumluluk Hükûmete aittir.
Az önce rakamlarla ifade ettiğim tablo, millî bir yıkım tablosudur. Analar ağlamayacak, terör bitecek, ülkemize bahar havası gelecekti. Dağlardan korkusuzca kardelenlerin toplanacağı, Murat ve Fırat nehirlerinin suları barışa akacağı söyleniyordu. Peki, Türkiye hangi ara bu tuzağa düştü?
Türkiye'nin başına eş zamanlı musallat olan PKK, PYD-YPG, FETÖ, IŞİD ve DHKP-C gibi terör örgütlerinin gövdeleri aynı, yalnızca dalları farklıdır. Vatanımıza ve vatandaşlarımıza yapılan her türlü saldırıya gereken cevabın verilmesi, sınırımızın ve bölgedeki halkın güvenliğinin sağlanması, kontrol altına alınması ve göç sorununun yok edilmesi için Suriye'de gerçekleştirilen Fırat Kalkanı operasyonu çok önemlidir
2017 yılında da terör örgütleriyle mücadele sonuna kadar devam etmelidir. Teröristler nerede ise, nerelerden üreyip saldırıya geçiyorlarsa oralarda imha edilmeli, Fırat Kalkanı operasyonu da sadece Suriye'yle sınırlı kalmamalı, vatanımıza karşı nereden tehdit gelirse terörü ve teröristi yerinde yok edinceye kadar devam etmelidir.
Milliyetçi Hareket Partisi, sonuna kadar, devletinin, sınır içinde ve sınır ötesinde kahramanca mücadele veren Türk Silahlı Kuvvetlerinin hem destekçisi hem de duacısıdır.
Terörün hedefi Türkiye'dir. Devleti ile milletiyle bir ve bütün yaşama iradesi kırılmak istenen Türkiye'dir. Bu nedenledir ki tüm bu terör saldırıları birbirlerinden ayrı düşünülemez, hepsi birbirini tamamlayan, nihai amacı değişmeyen hain terör saldırılarıdır.
Türkiye Cumhuriyeti, her türlü iğrenç ve namert operasyonu göğüsleyip ezecek güç ve kudrettedir. PKK, PYD-YPG, FETÖ ve DHKP-C, millî vakar ve namus karşısında yerle yeksan olacaktır. Bunun başka bir alternatif ve yolu kalmamıştır. Vatan topraklarının parçalanması, bir ve beraberliğimizin bozulması amacıyla terörü ve teröristi besleyen yerli ve yabancılara açık ve net bir mesaj göndermek gerekmektedir.
Türkiye teslim alınmak istenmektedir ancak Türk milleti, bu kan selinde boğulmayacaktır. Millet olarak terör karşısında en küçük bir yılgınlık göstermeden, yaşanan vahşetler karşısında daha çok kenetleneceğiz.
Terörle mücadele konusunda, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, Hükûmeti net bir şekilde desteklediğimizi ifade ettik. Ancak devleti yönetenler, insanımızın can ve mal emniyetini sağlayacak gerekli tedbirleri almalıdırlar. Silahlı ve bombalı alçaklar hedeflerine kilitlenip keşif anından saldırı pozisyonuna geçinceye kadar serbestçe dolaşırken güvenlik ve istihbarat kurumları neyle uğraşmaktadır?
Cinayetler bir an önce son bulmalı, ülkemiz ve milletimiz huzur ve asayişe kavuşmalıdır. İstanbul'un göbeğinde, en işlek ve canlı semtinde, elinde Kaleşnikof'la gelip meşhur bir eğlence mekânını basarak kana bulayan cani ve eylemi hakkında kafalarda oldukça fazla soru işareti belirmiştir.
Benzeri saldırılara Avrupa ve Amerika'da da rastlanıyor olması ihmallere kılıf olmamalıdır. Büyük şehirlerimizde, İstanbul gibi dünyanın en büyük Türk kentinde, böylesi terör saldırılarının yapılabilmesi oldukça düşündürücüdür.
2017 yılında da terör örgütleri durmayacak, provokasyonlarını sürdüreceklerdir. Buna hazırlıklı olmak zorunluluğu vardır. Kastedilmek istenen ülkemizin geleceğidir, imhası amaçlanan millî birlik ve bağımsızlığımızdır.
Türk milletinin tamamı kanlı namlunun ucundadır. Düşmana karşı ayağa kalkmak, tüm vatan sathını korumaya almak yalnızca iktidarın değil, hepimizin manevi sorumluluğu altındadır. Ne yaparlarsa yapsınlar milletimizi bölemeyecek, ülkemizi paylaşamayacaklardır.
Terörle mücadele konusunda Hükûmet kararlılığını ortaya koymalıdır. Terör saldırılarına karşı istihbarattan moral, teçhizat ve saha stratejilerine kadar terörle mücadeledeki her bir adım gözden geçirilmelidir; hatalar ve eksiklikler süratle giderilmelidir.
On dört yıllık Hükûmet uygulamaları esnasında, bütün kurumlarda olduğu gibi, Emniyet, istihbarat ve diğer güvenlik kurumlarında da ciddi zafiyetler meydana gelmiştir. İnsan kaynağımızın ve kurumlarımızın çok hızlı bir şekilde, daha işlevsel, planlı, etkili ve sonuç alıcı bir yapıya kavuşturulmaları gerekmektedir. Bu mücadele kararlılık isteyen bir süreçtir. Devleti yönetenler, artık teröre karşı kınama ve lanetleme yarışından daha fazlasını yapmalıdır. Klasik yöntem ve araçlarının yanında tam saha mücadelenin oluşturulması şarttır.
Hükûmet uzlaşı kültürü içinde, daha stratejik bakış açısıyla, akılcı, bilimsel, sürdürülebilir ve millî bir terörle mücadele politikası oluşturmalıdır. Terörle mücadeleyle ilgili yasal mevzuat güvenlik güçlerine ve halka hizmet eder nitelikte ve gelişen şartlara uygun olarak revize edilmelidir.
Terörist faaliyetlerde bulunanların vatandaşlık hak ve menfaatlerinden yararlanmalarını engelleyici düzenlemeler yapılmalıdır.
Terör örgütlerinin kökünü kurutmak önemli olduğu kadar, bunları destekleyen, elinden tutan, besleyip palazlandıran asıl suçlularla yüzleşmek, daha da ötesi hesaplaşmak mecburi hâl almıştır. Bu yönde kapsamlı bir mücadeleyi de Hükûmetten bekliyoruz.
Yaklaşan ağır tehlikeler karşısında artık vakit kaybına tahammül kalmamıştır. Hiçbir ayrım yapmadan bayrak, vatan ve millet ortak paydasında buluşmanın zamanı gelmiştir. Göğsünü gere gere "ülkem", "milletim", "vatanım" diyen herkesle beraberlik şarttır, tarihî önemdedir. Beraberce mutlu günlere doğru katedeceğimiz daha nice yıllar vardır ve olmalıdır.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak, bütün samimiyetimizle ve muhabbetle, ortak paydamıza saygı gösteren herkese elimizi uzatıyoruz. Ancak bölünme gayreti içerisinde olanları da affetmemizin mümkün olmadığını buradan ilan ediyoruz. Milliyetçi Hareket Partisi ve Türk milliyetçileri, Türkiye'nin millî birliğini ve kardeşlik hukukunu korumaya ant içmiştir. Biz doğulusunu da batılısını da, Alevi'sini de Sünni'sini de kucaklayacak büyük sevgilerle dolu bir davanın mensuplarıyız. Bu topraklara "vatanım" diyen, üzerinde yaşayan insanlara "milletim" diyen, vatan toprakları üzerinde dalgalanan ay yıldızlı al bayrağına "benim" diyen, kısacası "Bu ülke benim." diyen herkesle uzlaşır, gönlümüzü açarız.
2017 yılının hem ülkemizi hem dünyayı terör ve savaşın korkutucu, çirkin, soğuk yüzünden uzak tutmasını, büyük Türk milletinin ve bütün insanlığın susadığı barışı, refahı ve huzuru getirmesini Cenab-ı Allah'tan niyaz ederim.
Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Usta.