| Konu: | İstanbul Reina'da yaşanan saldırıya ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 49 |
| Tarih: | 03.01.2017 |
HÜDA KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; öncelikle 2017 yılı hepimiz ülkemiz, halkımız ve bütün dünya halkları için hayırlara yol açsın, hayırlara vesile olsun diyorum.
2017'nin ülkemiz, bölgemiz ve bütün dünyamız için barışta değil de savaşta ısrar edenlerin kaybettiği bir yıl olmasını bütün kalbimle diliyorum.
Maalesef, Türkiye'nin, içeride ve dışarıda barış eksenli değil de savaş ve yayılmacılık politikaları ile ülkemizin geldiği noktada 2017'nin ilk dakikalarında yeni bir katliam haberi içimizi yaktı. Reina'da 39 genç insan yaşamını yitirdi, 65 kişinin ise hâlâ tedavisi devam ediyor.
Pakistan'ı hatırlarsınız, zamanında Taliban ve El Kaide'yi Afganistan için besleyip büyüttü ve bir gün o namlu kendilerine dönmüştü fakat bundan hiç ders almamışçasına Türkiye Hükûmetimizin politikalarının ülkeyi getirdiği sonuç işte burası. Sorumlu olan bu ülkeyi yönetenlerdir. Cumhurbaşkanımızın sözlerini hepiniz, sizler de biliyorsunuz. Ne demişti kendi ifadesiyle, "Biz siyasiler, ülkemizde işlenen cinayetlerden sorumluyuz, tavrımızı ortaya koymak zorundayız çünkü halk size oylarını verirken 'Benim can güvenliğimi, mal güvenliğimi sağlayacaksın.' diye veriyor." demişti Sayın Cumhurbaşkanı ve çok doğru demişti. Fakat böylesine vahşi bir katliamda, her katliam sonrasında, her lanetli, vahşi katliam sonrasında Hükûmet yöneticileri, siyasiler derhâl, hiçbir daha delil ortada bile yokken ilk dakikalardan itibaren, hemen halkımızın belli bir kesimini, hatta milyonları, o milyonların temsilcisi olan 3'üncü büyük bir partiyi hedef gösteren, linç ettiren bir konuşma içerisine girebiliyorlar iken Reina'daki katliam sonrasında maalesef, Bakanlar Kurulu sonrasında, Hükûmet sözcüsü olarak konuşma yapan Numan Kurtulmuş Beyefendi tek bir kez "DAİŞ olabilir." gibi çok nezaketli bir kelimeyle bu iddiayı geçiştirmişti. Maalesef, yılbaşında saldırı için günler öncesinden bütün toplumumuzda inanç üzerinden bir linç kültürü kampanyası başlatıldı. Reina'yı eğer bir Noel saldırısı olarak düşünürsek bir inanç aşağılamasıdır, ötekileştirmesidir, lincidir. Eğer bir yılbaşı kutlaması üzerinden bu saldırı gerçekleşti dersek bir yaşam tarzına müdahaledir, saldırıdır aynı zamanda. Ve bu kampanyalar devam ederken üstelik Diyanetin resmî hutbeleriyle bu nefret ve linç kültürü toplumun her kesimine sirayet etti.
Değerli arkadaşlar, sevgili milletvekillerim; Bakara Suresi 256'ncı ayetikerimeyi hepiniz çok iyi biliyorsunuz: "Dinde zorlama ve baskı yoktur, artık doğruluk sapıklıktan ayrılmıştır." Nisa Suresi 80'inci ayette "Seni onların başına bekçi göndermedik." der Allah.
AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Bu olayın dinle ilgisi olmadığını siz de bal gibi biliyorsunuz, saptırmayalım lütfen.
HÜDA KAYA (Devamla) - Benim burada sözlerim henüz var, sözlerim bitmedi ama Reina'daki o iç acıtıcı görüntülerden bir tanesi beni çok etkiledi, saldırıdan kurtulan bir kadın demiş ki: "Muhammed'in Allah'ına sığındım o anda." İşte, bizim sığınmamız gereken Muhammed'in Rabb'idir, Muhammed'in Allah'ıdır, yoksa onun getirdiği vahiyden başka üretilen saltanatçı bir dincilik, vahşet ve yaşamları ötekileştiren, inançları ötekileştiren bir yaşam tarzı, bir din olamaz, olmamalıdır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum arkadaşlar. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kaya.