GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Sınai Mülkiyet Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:45
Tarih:22.12.2016

MİZGİN IRGAT (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Evet, en iyi kanun kötü bir uygulayıcının elinde adaletsiz sonuçlar verebileceği gibi, en kötü kanun da iyi uygulayıcılar elinde adil sonuçlar verebilir. Bugün tartıştığımız patent yasası bir tarafa, yaşadığımız son süreçteki AKP Hükûmetinin uygulamaları, partimiz nezdinde yaşanan hukuksuzluklar bence burada tartışılmadan, bir sonuca varılmadan ve özellikle bu Meclisin 12 üyesinin özgürlüğü sağlanmadan tartışacağı, sonuca vardıracağı hiçbir konunun olmadığını düşünüyorum. Öncelikle, partimizin genel başkanları, grup başkan vekilleri, milletvekillerimiz, şu anda hukuksuzca gözaltında tutulan, rehine olan belediye başkanlarımızın özgürlüğünün bir an önce sağlanması gerekmektedir.

Anayasa tartışmalarına hiç geçmeyeceğim. Ben de Komisyonu izledim, söz konusu tasarıyı ben de takip ediyorum. Getirmiş olduğu "yenilikler" adı altında yapılan tek şey, başlı başına tek adam rejimi uygulamasının ötesine geçen bir değişiklik değildir. Dolayısıyla, bununla ilgili görüşlerimizi başka platformlarda ve bu kürsüde dile getireceğim.

Fakat, burada paylaşmak istediğim çok önemli bir şey var. Evet, birçok DBP belediyesinin yaşadığı sıkıntıların yanında benim ilimin yani Bitlis'te yaşadıklarımızı sizlerle paylaşmak istiyorum. 14 Aralık 2014'te yapılan yerel seçimlerde Bitlis'te 6 belediyenin iktidarını, 6 belediyenin seçim sonuçlarını kazanan partimizin bütün belediye başkanları yani tam 6'sı şu anda cezaevinde. Bizim partimizin kazanamadığı yani AKP'nin iktidar olduğu Ahlat, Adilcevaz, Tatvan ve 4 beldedeki belediye başkanları ise şu an görevleri başında. Bu belediye başkanlarımızın tutuklanmasının ve rehin alınmasının hemen akabinde kendi yerlerine gece yarısı, bazılarına bir pazar günü, bazılarına ise dün gece Yolalan Belediyesinde olduğu gibi gece ikide kayyum atanmıştır.

Diğer bir gelişme, Samsun Belediyesinin Bitlis Belediyesi çalışmalarını yapmak üzere kardeş belediye olarak şehre gelmiş olduğunu öğrendik. Bitlis ilimizde yapmış oldukları toplantı sonucunda Samsun Belediyesinin tecrübeleri ve imkânlarıyla Bitlis'te bir çığır açılmak istenmiş, Bitlis'te yepyeni bir çalışmayla bir AKP belediyesinin hizmetine kavuşma sistemi tartışılmış. Bu, nasıl kardeşlik, bu, nasıl AKP Hükûmetinin yönetme zihniyeti? Buradan sorarım: Bu kardeşliği çok istiyor idiyseniz belediye başkanlarımızı görev başındayken yani seçildikleri yerlerinde görevlerini yaparken neden yapmadınız? Bu kardeşliği göstermek için onları cezaevlerine mi göndermeniz gerekiyordu ve yerlerine kayyum atandıktan sonra mı Bitlis'in ihtiyaçlarını görür oldunuz?

Havaalanı olmayan tek il. "Bölge hastanesi" adı altında devlet hastanesi kurdunuz, hem de ilçenin kilometrelerce ötesinde. Yıl boyu, o ilimizde tek bir çukur olmaksızın, bırakın hendeği, tek bir çukur olmaksızın, hiçbir faaliyet olmadığı hâlde, her gün, her ay yaylalara çıkma yasağı, köylere çıkma yasağı adı altında bölgede bir terör estirdiniz. Partimizin hiçbir açıklamasına müsaade etmediniz. Antep'te yaşanan olayı dahi kınamamıza izin vermediniz. Bugün 6 belediye başkanımızı tutuklayarak, cezaevlerine atarak yerlerine kayyumları getirerek Bitlis halkıyla gönül köprülerini kuramazsınız. O halkın iradesine, o halkın seçilmişlerine duyduğunuz saygısızlığı, yaptığınız hakareti bu halkımız asla ve asla kabul etmeyecektir. Gönül köprülerini biz Samsun halkıyla, tüm Türkiye'yle...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MİZGİN IRGAT (Devamla) -...elbette kurmaya her zaman hazırız.

BAŞKAN - Sayın Irgat, teşekkür ederim.

MİZGİN IRGAT (Devamla) - Ama seçilmişlerin, seçildikleri yerde kalarak ve bu halkın hukukuna riayet ederek yapılması gerektiğini düşünüyorum.

BAŞKAN - Sayın Irgat, süreniz bitti, lütfen...

MİZGİN IRGAT (Devamla) - Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)