GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı Maddeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:41
Tarih:15.12.2016

HASAN ÖZYER (Muğla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın 4'üncü maddesi üzerine şahsım adına söz aldım. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Bugün Halep'te büyük bir insanlık dramı yaşanmaktadır. Bu drama maalesef başta Birleşmiş Milletler olmak üzere Batı dünyası sessiz kalmaktadır. Temennimiz ülkemizin temasları sonucu sağlanan ateşkesin kalıcı olması ve bölgenin bir an önce huzur ve barış ortamına kavuşmasıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemiz hiçbir dönemde olmadığı kadar çok sayıda terör örgütü ve terör olayıyla mücadele etmektedir. Milletimiz daha FETÖ terör örgütü tarafından yapılan hain darbe girişiminin acısını yüreklerinde hissederken yeni bir alçakça saldırıyla karşı karşıya kalmıştır. İstanbul'da yaşanan son PKK terör saldırısında maalesef çok sayıda Emniyet mensubumuz, vatandaşlarımız şehit olmuştur. Hain saldırıyı buradan lanetliyorum. Vatanımız için canını veren bütün şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Bu saldırılar Türkiye'nin bağımsızlığına, Türk milletinin birlik ve beraberliğine, egemenliğine, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne yönelik saldırılardır. Terör saldırılarının Türkiye'yi yolundan döndürmeye gücü yetmeyecektir. Türkiye her zamankinden daha kararlı ve azimli bir şekilde yoluna devam edecektir. Türk milleti, bu azim ve kararlıktadır; bundan hiçbir kimsenin şüphesi olmasın.

Türkiye ne zaman ilerlese, kalkınsa ve güçlense ülkemize karşı yapılan alçakça saldırılar artmaktadır. Türk milleti bunu görmüştür, devlet-millet kaynaşmasıyla sorunların çözümü için harekete geçmiştir. Türkiye'yi hedeflerine ulaştırmak için öncelikle istikrara, huzura, millî iradeye, demokrasiye, insan haklarına ve hukukun üstünlüğüne büyük ihtiyaç vardır. Bu değerlerin olmadığı yerde kalkınmadan ve gelişmeden söz etmek mümkün değildir. Ülke sorunlarını ancak vatanını, milletini seven, ortak akılda buluşan, tecrübeli, ehliyetli ve liyakat sahibi insanlarla çözebiliriz. Akla, bilgiye, denetime, kurumsallaşmaya, millî şuura, bağımsız bireylere, hür düşünceye her zamankinden daha çok ihtiyacımız vardır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye son yıllarda yapılan başarılı çalışmalarla pek çok alanda büyümüş ve gelişmiştir. Ulaşım, telekomünikasyon, sağlık, eğitim, dış ticaret, turizm gibi birçok sektörde önemli gelişmeler yaşanmıştır. AR-GE çalışmalarına hiçbir dönemde olmadığı kadar yatırım yapılmış ve savunma sanayisinde önemli başarılara imza atılmıştır. Türkiye, artık, yerli uydusunu, tankını ve silahını yapar duruma gelmiştir. 2002'den bu yana kişi başına millî gelir ciddi biçimde artmıştır. Enflasyon ve faizlerde yüksek bir düşüş gerçekleşmiştir. Yüzde 70'lere varan devlet iç borçlanma senetlerinin faiz oranı bugün yüzde 10'ların altına gerilemiştir. Kaynaklarımız reel ekonominin hizmetine sunulmuştur. Artık, devlet korumacılığıyla hantal ve sürdürülebilir olmayan yatırımlara destek bitmiştir. Katma değeri yüksek ve ithalat bağımlılığını ortadan kaldıran alanlarda üretim yapan küresel rekabete açık sektörlere teşvik artmıştır. Sosyal devlet uygulamaları konusunda da birçok Batı ülkesinden daha ileri durumdayız ancak tüm istihdamı devletten bekleme gibi bir yanlışa da düşmemeliyiz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bunlar yeterli midir? Tabii ki hayır. Her geçen gün büyüyen ve gelişen Türkiye'de, başta hukuk olmak üzere, eğitimde, ekonomide, Siyasi Partiler Yasası'nda ve pek çok alanda yeni reformlara ihtiyaç duyulmaktadır. Evrensel standartlar için çıta artık çok yükselmiştir. Bu kapsamda Avrupa Birliğiyle yaşadığımız kriz, bizi, Avrupa Birliği normlarından kesinlikle uzaklaştırmamalıdır, tam aksine Avrupa Birliğinin çifte standartlarına ve kendi değerleriyle çelişmesine rağmen Türkiye'yi geliştirmek, Avrupa ve dünyayla bütünleştirmek için Kopenhag ve Maastricht Kriterleri'nin bile üzerinde bir yapıya kavuşturmalıyız. Türkiye'nin geleceği; yatırım, üretim ve istihdam üçgeninden geçmektedir. Sermaye birikimi, iş gücü, istihdam artışı ve yatırımlar ekonomimizin büyümesi için en önemli unsurlardır.

Ekonomide yapısal reformlar hızlandırılmalıdır. Reel sektör güçlendirilmeli ve küresel piyasalarla rekabet gücü artırılmalıdır, daha fazla yatırım yapmaları sağlanmalıdır. Türkiye bilimsel çalışmalara fizik, kimya gibi, fen bilimlerine, nanoteknoloji ve AR-GE çalışmalarına daha fazla önem vermelidir. Marka değerler oluşturmalıdır. Sanayi Devrimi'ni ıskalayan ülkemiz, bilgi toplumunu ve 4.5G çağını kesinlikle kaçırmamalıdır. Özgürlükçü, üretken, bağımsız bireyler yetiştiren; rekabetçi, nitelikli ve çağın gereklerine uygun bir eğitim sistemiyle bilgi toplumuna ulaşmalıyız. Demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan ülkemiz, dinamik yapısıyla her türlü musibetle baş edecek kudrete sahiptir. Siyasi ve ekonomik istikrara sonuna kadar sahip çıkılmalı, millî şuur ve millet şuuru ön planda tutulmalıdır.

Bu duygu ve düşüncelerle 2017 yılı bütçesinin ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Özyer.