| Konu: | Anayasa değişikliği teklifini imzalayan 316 milletvekilinin iradesini küçümseyen ifadeleri kabul etmediklerine, dokunulmazlıklar kaldırılarak Parlamentonun üzerine düşeni yaptığına ve bundan sonrasının emniyetin, yargının görevi olduğuna ve yargıya güvenmek gerektiğine ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 13.12.2016 |
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle bugün, biraz evvel açıklamalarda da şöyle bir ithamda bulunuldu: 316 milletvekilimizin anayasa yapma sürecinde teklifi görmeden imzaladıkları gibi. Bu, milletin iradesini, milletvekillerinin iradesini küçümsemektir. Bunu özellikle reddettiğimizi belirtmek istiyoruz. Sanki anayasa yapılmış, Mecliste oylanmış, hiçbir milletvekili arkadaşımız okumamış gibi muamele yapılmak istenmektedir.
Öncelikle şunu söylemek istiyoruz ki şu anda anayasa teklifi Meclise geldi, daha sonra komisyonlarda tartışılacak. Bu, herkesin katkısına açık bir çalışma süreci olacaktır. Sonra Genel Kurulda uzun müzakerelerle kabul edilecek bir süreci göstermektedir. Dolayısıyla, 316 milletvekili arkadaşımızın iradesini hakir görecek, küçümseyecek hiçbir açıklamayı kabul etmediğimizi özellikle belirtmek istiyorum. Milletvekili arkadaşlarımızın -nasıl burada kürsüde her fırsatta söyleniyor "6 milyon vatandaşımızın oyunu temsil ediyoruz." diye- her birisi de milletimizin temsiliyeti karşısında bu imzaları atmıştır. Bu ifadeleri reddediyoruz.
Bunun dışında, her zaman şunu söylüyoruz...
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Gidip görmeden...
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Görüp görmediğimizi siz bilemezsiniz, böyle niyet okumalardan vazgeçmek gerekmektedir.
İkincisi: Halkın iradesinin her zaman küçümsendiği vesaire gibi ithamlarda bulunulmakta, darbe hukukundan bahsedilmekte. Bakın, şunu söylemek istiyoruz: Hiçbir zaman halkın iradesinden daha başka bir gücün olmadığını, egemenliğin kayıtsız ve şartsız millete ait olduğunu her fırsatta deklare ettik. 15 Temmuz gecesi bir telefon çağrısıyla beraber bu iradenin, bu gücün üstünde bir gücü tanımadığımızı Sayın Kurucu Genel Başkanımız, Sayın Cumhurbaşkanımız telefonla yine halkımıza söyledi. Bunu özellikle belirtmek istiyorum.
Darbe hukuku vesaire; bunları reddediyoruz. Bakın, bütün bu konuşmaları yaparken hem ana muhalefetin açıklamalarında hem HDP'nin açıklamalarında, geldiğimiz süreçte bir şeyi görmezden geliyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Açıyorum Sayın İnceöz.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Sanki pergelin bir ayağından başka bir ayağına geçmişiz, arada olan, yaşanan bir süreci atlıyoruz; bunu atlamamak lazım.
7 Haziran seçimlerinden sonra HDP Grubu 80 milletvekiliyle birlikte dokunulmazlıkların kaldırılması noktasında bir "Hodri meydan!" yaptı. Öyle değil mi arkadaşlar?
Daha sonraki sürece geliyoruz: Dokunulmazlıkların kaldırılmasına Parlamentoda karar verildi buradaki bütün uzun müzakereler sonucu. Sonrası yargı, yargıya geçti. Biz yargıyla ilgili en ufak bir şey söylediğimizde, dün bu sıralarda oturan arkadaşlar, yargının bağımsız olmadığını, yargı kararlarının tartışılamayacağını söylüyor.
Ben şunu söylüyorum: 2010'da yaptığımız Anayasa değişikliği de dâhil, her zaman hukukun üstünlüğüne -üstünlerin hukukuna değil, bunu üstüne basa basa söylüyorum- inandık, inanmak zorundayız. Yargıda bugün, 15 Temmuzdan sonraki süreçte yaşananlar, temizlik vesaire... Bunu açıkça söylüyorum: Bugün yargının bağımsızlığının vesairenin tartışılacağı yer, her şeyden önce burası değil. Yargıya, evet, güvenilmek zorunda, bir terörle mücadele yapıyoruz. Teröre karşı destek verenler, eylemde bulunanlar, bir şekilde sözlü açıklama yapanlar bugün yargıyla yüzleşeceklerdir. Bu dokunulmazlıklar kaldırıldı, Parlamento üzerine düşeni yaptı; bundan sonrası emniyetin, yargının görevidir ve yargıya da güvenmek zorundayız, bunu da söylüyorum özellikle.
Bugün, biraz evvel siz kürsüde, bir milletvekilliyle ilgili şöyle bir açıklama yaptınız: "Adli kontrolle serbest bırakıldı." Bu açıklamayı yaptınız; şimdi, aynı yargının kararına bir taraftan açıklama yapıyoruz, bir taraftan da tutuklandığında eleştirmeye kalkıyoruz. Bu, kendi içinde bir ikircikli tutumdur. Bunu, özellikle kamuoyunun, milletimizin de takdirine bırakıyorum.
Seçilen her bir milletvekilinin, burada, kürsüde defaatle söyledik, her bir arkadaşımız söyledi, 6 milyon oya, iradeye sahip çıkmaları gerektiğini. Şimdi, ana muhalefet sözcüleri de şunu söylerken bunun da altını çizmek lazım: Evet, milletvekili seçildiği iradeyi Parlamento çalışmalarına, duruşuna, eylemine, sözüne her şekilde yansıtmalıdır. Eğer biz, 79 milyon bugün terörle mücadele ederken, bütün terör örgütlerine karşı mücadele ederken burada herhangi bir terör örgütünün adını zikredip kınayamıyorsak, lanetleyemiyorsak, bir mesafe koyamıyorsak... Bunun konulması defaatle hatırlatılmış olmasına karşılık bugün gelinen süreçte...
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Sayın Başkan, bir süre yok mu? Grup başkan vekilleri bir saat mi konuşacak?
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Elbette ki bu sürece de gökten zembille gelinmediğini, aradaki mesafeyi, yaşananları da aziz milletimiz de, 6 milyon irade de görmekte, bilmekte, takdir etmektedir; bunu özellikle belirtmek istiyorum.
Meclisi de saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)