GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 7'nci Tur görüşmeleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:38
Tarih:12.12.2016

CHP GRUBU ADINA AYTUĞ ATICI (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

BAŞKAN - Sakalınız bir hayli uzadı Sayın Atıcı.

AYTUĞ ATICI (Devamla) - Sakalımın, olağanüstü hâli protesto sakalı olduğunu tekrar hatırlatmak isterim. Umarım, bu ocak ayında yeniden bir uzatma olmaz, Hükûmet de bu karardan vazgeçer, ben de sakalımı derhâl keserim. (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sağlık Bakanlığı bütçesi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubumuz adına söz almış bulunuyorum. İnsanın sağlıklı olma hakkını inşaat şirketlerine satmayan ve sağlık hakkı satılırken sessiz kalmayan herkesi saygıyla selamlarım.

Değerli arkadaşlar, önceki gün şehit olan polislerimize ve vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, ailelerine ve milletimize sabırlar diliyorum. Bu katliamı yapanları, arkasındaki güçleri ve varsa medet umanları lanetliyorum. Ülkemizi yönetemeyen, ülkemiz kan gölüne dönmüş iken başkanlık hayalleri kuran AKP Hükûmetini esefle kınıyor ve istifaya davet ediyorum.

Bırakın Sağlık Bakanlığının bütçesini, Hükûmetin bütün bütçesi, akan bir tek damla kanın bedeli olamaz. Doktor, hemşire, ebe, kısacası bütün sağlık personeli, bir çocuğu yaşatmak için seferber oluyor; aile, canını dişine takıyor, çocuğunu büyütüyor; Hükûmet, görevini yapamadığı için kınalı kuzular teröre kurban veriliyor. Hükûmet, vatandaşlarımızı teröre bağlı ölümden bile koruyamadıktan sonra hastalıktan korusa ne olur, korumasa ne olur.

Değerli milletvekilleri, Maliye Bakanı diyor ki: "Hükûmetimiz, sağlığa 111 milyar lira para ayırdı." Sağlık Bakanı diyor ki: "Valla ben halkın sağlığı için sadece 32 milyar lira kullanmaya memur edildim." Yani, sağlığa ayrılan toplam bütçenin sadece yüzde 29'unu Sağlık Bakanı harcıyor. Geriye kalan 79 milyar nerede? Kim kullanıyor? Ben söyleyeyim: 79 milyar Türk lirası, inşaat şirketlerine, yurt dışı ilaç firmalarına, araç gereç ithalatçısına aktarılıyor.

Peki, halkın sağlığı için ayrılan bütçe, Halk Sağlığı Kurumunun bütçesi ne kadar dersiniz? 111 milyar bütçenin sadece 10 milyarı yani yüzde 10'u bile değil. Bu paradan elektriği, suyu, personeli çıkardığınızda halkın sağlığına ayrılan bütçenin sadece yüzde 0,3'ü -bakın, yüzde yarımı bile değil- halk sağlığına yatırım için ayrılmıştır. İşte, sorun tam da buradadır. Bütün Sağlık Bakanlığının bütçesinin özeti de budur. Daha hiçbir şey konuşmaya gerek yok değerli arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)

Sağlığa ayrılan paraları Hükûmet, inşaat şirketlerine verince, hastalanan vatandaş tabii ki elini cebine atmak zorunda kalıyor. Hem ödediği vergilerden sağlığa 11 milyar lira para ayıran hem de cebinden ayrıca birçok para harcayan vatandaşa sizce acaba kaç dakika muayene hakkı tanınıyor? Sadece beş dakika. Yanlış duymadınız, sadece beş dakika. Bunu nereden biliyoruz? İşte ispatı: Girin Merkezî Hekim Randevu Sistemi'ne. Bu sabah girdim ve beşer dakika aralarla randevu verildiğini gördüm. Acaba yanılıyor muyum, bir yanlışlık mı var diye tuttum randevu aldım. Beş dakika arayla 2 tane randevu aldım, beş dakika arayla 2 ayrı hastaya randevu aldım. Yani, bir hekim, bir hastasına beş dakika, öbür hastasına beş dakika ayıracak, beş dakika. Ne karşılığında? 111 milyar Türk lirası karşılığında. Elbette, bu şekilde iyileşemeyen hasta ne oluyor? Tekrar tekrar geliyor, şifa bulamayan hasta tam 8,3 kez doktorun kapısını çalıyor. Peki, iyileşemeyince ne oluyor? Çareyi üfürükçüde arıyor. İstanbul'da büyü bozma ve cin çıkarma tedavisi reklamı yapan manevi şifa merkezi açılıyor. Daha ben ne diyeyim? İşte, AKP'nin sağlığı getirdiği nokta bu. Ayıptır, ayıptır arkadaşlar! Sağlığın geldiği bu nokta elbette AKP Hükûmetine bir madalya olacaktır.

Sağlık sisteminin iflas ettiğini söylüyoruz. Neden söylüyoruz? Üç nedeni var: Bir, AKP Hükûmeti, hastalarından bıçak parası alır gibi paralar almaya başladı, çok ciddi paralar alıyor. İki, hastalar başlangıçta memnun gibi görünüyordu, sistemin foyası düşünce bir de baktılar ki AKP'nin kendi yaptığı anketlerde bile memnuniyet oranları düşmeye başladı. Üç, Sağlık Bakanı kendi ağzıyla itiraf ediyor, diyor ki bütçe konuşmasında: "Bizim yeni bir sisteme, yeni bir bakışa, yeni bir organizasyona ihtiyacımız var." Evet, iflas etti sisteminiz, olmadı, yeniye ihtiyacınız var ama sistemi bozanlar iyi bir yeni sistem yapamazlar.

AKP nasıl bıçak parası alıyor? İki türlü bıçak parası alma yöntemi var: Bir, "Cebine nüfus cüzdanını koyan herkes özel hastane dâhil bütün sağlık kurumlarına, istediği hastaneye gidecek." diyen Sağlık Bakanına ve Başbakana inanan vatandaşlar, 2008 yılında özel hastaneye gittiğinde tedavinin yüzde 30'unu cebinden ödedi; 2009'da yüzde 70'ini, 2012'de yüzde 90'ını, 2013'te yüzde 200'ünü ödedi. Bakın, bunun adı, bıçak parasıdır, yüzde 200'ünü vatandaştan aldınız.

Sigorta primleri dışında vatandaşın direkt cebinden çıkan sıcak para ne kadar, biliyor musunuz? 2001 yılında da vardı, Allah için, şimdi sadece AKP döneminde değil; 2001 yılında 35 dolardı, 2014 yılında 100 dolar; çarptım nüfusla, yepyeni bir Sağlık Bakanlığı bütçesi, 27,3 milyar TL yapıyor yani neredeyse Sağlık Bakanlığının bütçesine denk.

Bir başka pencereden bakalım, gayrisafi yurt içi hasıla. Bakıyorum bizden iyi olan devletlere, utanıyorum. Letonya, Estonya, Slovakya, Macaristan; yahu, Yunanistan bile bizden çok daha ileride, gayrisafi yurt içi hasılası içerisinde sağlığa ayırdığı para yüzde 8,1. Biz ne ayırıyoruz? Yüzde 5. Yani, Yunanlının canı benim halkımın canından daha mı kıymetli, bunu sizlerin takdirine bırakıyorum. Dünya Tabipler Birliği diyor ki Türkiye'ye: "Ekonomik hassasiyetlerin halk sağlığı programlarının önüne geçmesi engellenmeli."

Peki, az harcadı, çok harcadı; "Para doğru yere harcandı mı, işe yaramış mı?" Soru bu. Hayır. Türkiye İstatistik Kurumu diyor ki: "Ölüm sayısı 2015 yılında yüzde 3,6 arttı." Yani, AKP'nin yarattığı sağlık sisteminde insanlar daha çok ölmeye başladı. Kim söylüyor bunu? TÜİK söylüyor. Doğuma bağlı anne ölüm hızları ilk defa AKP döneminde arttı. Doğuma bağlı, doğumdan sonraki, 1 yaş altındaki bebek ölüm hızı ilk defa AKP döneminde arttı. Değerli arkadaşlar, rakamları vereceğim ama çarpıcı bir rakam vereceğim size. Her gün, her gün 39 bebek, önlenebilir nedenlerden dolayı ölüyor benim ülkemde ve Nüfus İdaresi diyor ki: "2015 yılında 14.164 bebek doğum gününü kutlayamadan bu ülkede öldü." Tütün kullanımı arttı, kanser arttı, AIDS arttı, bütün bunlar arttı. Çözüm, çözüm ne? Herkesin, eşit, ulaşılabilir, kaliteli ve bıçak parası ödemediği, sosyal demokrat bir sağlık sistemidir.

Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)