| Konu: | TOPLU İŞ İLİŞKİLERİ KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 3 |
| Tarih: | 03.10.2012 |
AK PARTİ GRUBU ADINA MEHMET DOMAÇ (İstanbul)- Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 197 sıra sayılı Toplu İş İlişkileri Kanunu Tasarısı üzerine AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum.
Bu vesile ile yeni yasama yılı döneminin ülkemize, milletimize hayırlı, uğurlu olmasını diliyor sizleri saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, sendika tarihi mücadele tarihidir; çalışanların insan yerine konulması için verilen mücadelenin, demokrasinin ve insan haklarının tarihidir. Dünyada sendikal hareket, sanayi devriminin ardından gittikçe ağırlaşan çalışma şartlarının insancıl seviyeye çekilmesi, emeğin sömürülmesine karşı çalışanların dayanışması sonucu doğmuştur. Demokrasinin vazgeçilmez unsurudur sendikal hareket.
Değerli milletvekilleri, bilindiği gibi, kapitalizm 17'nci yüzyılda ortaya çıktı. Buhar gücünün üretimde kullanımının yaygınlaşması, dokuma tezgâhlarının, teknik makinelerin yapılması üretimin verimliliğini artırdı, büyük fabrikaların kurulması sağlandı. Sanayide artan iş gücü ihtiyacı insanların tarımdan koparak fabrikalarda çalışmaya başlamasına yol açtı. Kapital sahipleri, sermaye birikimlerini artırmak, daha da büyümek için işçileri çok düşük ücretlerle çalışmak zorunda bıraktılar. 1800'lü yıllarda, yaşam koşulları bugünkünden hayal edilemeyecek derecede ağırdı. Yıllar içinde işçilerin hastalıklarının, kaza sonucu sigortasının olmaması, emeklilik haklarının olmaması, yıllık, haftalık izinlerinin olmaması, iş güvenliği ve iş güvencesi yoksunluğu, günde on altı saatten daha ağır zaman sürecinde çalışmaları işçilerin bir dayanışma içerisine girmesine, hak taleplerini yükseltmesine neden oldu. İşçilerin bu hak talepleri o yıllarda daha çok şiddetle bastırılıyordu. Her şeye karşın işçiler yaşadıkları sefalete karşı tepkilerini gösterdiler ve zaman zaman bu mücadeleyi artırdılar. Kapitalizmin, sanayinin gelişmesi işçi sayısını artırdı. Aynı kaderi paylaşan işçiler yavaş yavaş ortak çıkarlarını savunma eğilimi içerisine girdiler. İşçiler arasında birlik ve dayanışma duygusu gelişti. Önceleri dayanışma dernekleri, yardımlaşma sandıkları şeklinde kuruluşlar ortaya çıkardılar. Bu örgütlerde amaç, kaza, hastalık, ölüm hâlinde işçinin kendisine ve ailesine yardım etmekti. Başlangıçta bu amaçla kurulan örgütlenmeler zamanla ücretlerle, çalışma koşullarıyla ilgilenmeye başladı. Yardımlaşma sandıklarıyla, dernekler zamanla sendikaya dönüştüler. Kolay olmadı, çıkarılan yasalarla sendikalar yasaklanmaya çalışıldı.
Saygıdeğer milletvekilleri, sendikalar ilk olarak sanayi devriminin beşiği olarak İngiltere'de ortaya çıktılar. İngiltere'de, 18'inci yüzyılda sendikalar devlet tarafından tanındı. Fransa'da, 1871 yılında Paris'te işçiler yönetime el koydular. Hepiniz bilirsiniz bir Paris Komünü oluşturdular ama çok sürmedi.1884 yılında sendikalar örgütlenme hakkı elde ettiler Fransa'da, Almanya'da 19'uncu yüzyılın ortasında.
Sendikalar 20'nci yüzyılda etkin örgütlenmeler hâline geldiler ancak dünya tekelleri oluşmaya başladı, işçi sayısı hızla arttı, rekabet sertleşti, kıran kırana bir mücadele ortaya çıktı. Dünya pazarlarının paylaşımı kavgasında ise Birinci Dünya Savaşı ortaya çıktı. 1910 yılında 3 milyon örgütlü işçi, savaşa karşı çıktılar ve barış istediler. 18'de biten savaştan sonda 1939 yılında İkinci Dünya Savaşı'yla, dünya pazarı paylaşımı yeniden değerlendirilmek için ortaya çıkan bu savaş, bu defa sendikalar, işçi sınıfları, işçi sınıfı, Almanya'da bulunan faşist iktidara, İtalya'da ve İspanya'da bulunan rejimlere direndiler.
Sendikalar, tarihi boyunca barıştan yana oldular. Sendikalar, demokrasiden yana oldular. Sendikalar, anti-tekelci oldular. Sendikalar, insan ve insanca yaşam için mücadele ettiler.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizde endüstriyel ilişki gelişmesine paralel olarak sendikalaşma konusunda gelişmeler yaşandı ancak cumhuriyet öncesi dönemde bu gelişmeyi çok fazla değerlendiremeyiz. O yıllarda dernekler vardı ve bu dernekler de işte işçilerin haklarını savunmak için çaba harcıyorlardı. Türkiye'de iş yaşamına ilişkin ilk yasa, 1936 yılında 3008 sayılı Kanun'la işçi yararına düzenlemeler getirilirken grev ve toplu sözleşme hakkı bu yasada sayılmamıştı. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra 1947 yılında 5018 sayılı Sendikalar Kanunu düzenlendi. Burada da grevli, toplu sözleşmeli sendikal yasa hayata geçmemişti. Dolayısıyla, cumhuriyet sonrasında 1947'de çıkarılan yasada da bir toplu sözleşme ve grev hakkı görmüyoruz. 1961 yılından sonra 274 ve 275 sayılı yasalarla birlikte grev, toplu sözleşme, lokavt gibi kavramlar yasaya girdi ve böylece ülkemizde ilk kez endüstri ilişkileri sisteminin tüm unsurlarını değerlendiren bir yasa ortaya çıktı. Ne yazık ki 12 Eylül 1980 Anayasası'yla birlikte, 2821 sayılı Sendikalar Kanunu ve 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu'yla, yapılan değişikliklerle ülkemizde maalesef sendikal haklar bir kez daha budanmış oldu.
Değerli Başkan, sayın milletvekilleri; özellikle 2010 yılında Anayasa'da yapılan değişiklik kapsamında toplu iş ilişkilerini düzenleyen yasaların özgürlükçü bir tutumla ele alınması kaçınılmaz hâle geldi. Bu kapsamda sosyal tarafların büyük oranda mutabakat sağladığı bir metin ortaya çıkarılmaya çalışıldı. Kanun tasarısıyla sendikal örgütlenmenin önünün açılması, endüstri ilişkileri sisteminin çağdaş standartlara ulaştırılması, üyesi olduğumuz ILO'nun eleştirilerinin karşılanması için gerekli düzenlemeler yapıldı. Toplu İş İlişkileri Kanun Tasarı'yla sendikal hak ve özgürlüklerin özgürlükçü ve demokratik toplum esasları temelinde yeninde düzenlenmesi hedeflendi. Bu anlayışla, Sendikalar Kanunu, Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Kanunu birleştirilerek kanunun metni kısa, sade, anlaşılır hâle getirildi. Başta 2010 Anayasa değişikliği olmak üzere İLO ve Avrupa Birliği normlarına uygun bir yapıya kavuşturulması için çaba harcandı.
Değerli milletvekilleri, tasarıyla sendika kurma, sendikaya üyelik, sendika yöneticisi olma, sendikal güvenceler, sendikal faaliyetler, sendikaların işleyişi, denetimleri, serbest toplu pazarlık, iş uyuşmazlıklarının çözümü ve toplu iş sözleşmelerinin düzeyi gibi konularda 87 ve 98 sayılı İLO sözleşmeleri paralelinde özgürlükçü düzenlemeler yaparak, çalışma hayatına olumlu etki yapılması amaçlandı.
Toplu iş ilişkileri kanun tasarısı ile sendikaya kurucu olabilmek için Türk vatandaşı olma, sendikaların kurulacağı iş kolunda fiilen çalışır olma ve Türkçe okuryazar olma koşulları kaldırıldı. 28 olan iş kolu sayısı dünya uygulamaları da dikkate alınarak 21'e indirildi. Sendika özgürlüğüne aykırı olan sendikaya üyelik ve üyeliğin sona ermesinde noter koşulu kaldırıldı. Tasarıya göre sendikaya üyelik ve üyelikten çekilme Bakanlıkça sağlanacak elektronik başvuru sistemiyle e-devlet kapısı üzerinden gerçekleştirilecek.
Sendikaların kuruluş usulü basitleştirildi. Yazılı beyan yeterli kabul edilmekte, gazete ilanı yerine Bakanlık İnternet ortamında ilan yeterli sayılmaktadır. Anayasada kaldırılan hükme paralel olarak aynı iş kolunda ve aynı zaman da farklı iş yerlerinde çalışan işçilere birden çok sendikaya üye olma hakkı tanınmıştır. Böylece, özellikle istek çalışma yöntemiyle birden fazla işverene bağlı olarak çalışanlara birden çok sendikaya üye olma imkânı getirilmektedir. Sendika yöneticisi seçilen iş sözleşmesinin askıda kalması esas kabul edilmekte, sendikal nedenlerle ayrım veya iş sözleşmesinin feshi hâlinde işçinin hukuki hakları güçlendirilmektedir.
Değerli milletvekilleri, sendikal hak ve özgürlükler işçi topluluğu adına toplu iş sözleşmesine dönüşmediği sürece herhangi bir anlam ifade etmemektedir. Toplu iş sözleşmeleri yoluyla çalışma hayatını düzenlemek hem yasa koyucunun çalışma ilişkilerine keyfî müdahalesini sınırlamakta hem de işverenin çalışma koşullarını tek taraflı belirleme yetkisini önlemektedir. Toplu iş sözleşmesi düzeni tek başına işveren karşısında zayıf olan işçilere birleşme şansı vererek pazarlık yapma yoluyla işçi-işveren ilişkisinde karşılıklı eşitlik ilkesinin kurulmasını sağlamaktadır. Bu sayede kurulan güç dengesi çalışma barışı ve çalışma düzenini sürekli kılmaktadır.
Toplu İş İlişkileri Kanunu Tasarısı ile uygulamada yer alan "grup toplu iş sözleşmeleri"nin tanımı ilk kez kanunda düzenlenmiştir. Sendikanın yetki işlemleri sırasında, diğer sendikaların açtığı iş kolu tespit davası nedeniyle toplu iş sözleşmeleri sürecinin uzamasını engellemek amacıyla, sendikalara yıllarca süren davaların sonucunu beklemeden iş sözleşmesi yapma imkânı getirilmektedir.
Sendikaların toplu iş sözleşmesi yapabilmesi için yüzde 10 olan iş kolu barajı yüzde 1'e, işletme toplu iş sözleşmesi yüzde 50+1 olan işletme barajı ise yüzde 40'a indirilmiştir. Düzenlemeyle aynı iş kolunda aynı işverene ait iş yerlerinde sendikaların yetki alabilmesi kolaylaştırılmaktadır. Toplu iş sözleşmesinden yararlanmada uygulamada yaşanan sorunlar giderilmiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kanun tasarısı ile sendika ve konfederasyonların idari ve mali denetimleri, iç denetim organları dışında dış denetim mekanizması olarak bağımsız, yeminli mali müşavirlere bırakılmaktadır. Sendika yöneticilerinin işledikleri suçlar nedeniyle sendika tüzel kişiliği sorumlu tutulabilmekte ve sendikalar kapatılabilmektedir. Tasarıyla, suçların şahsiliği ilkesine uygun olarak bireysel olarak yöneticiler tarafından işlenen suçlarda sadece o yöneticilerin görevlerine son verilmesi öngörülmektedir.
İş Kanunu'ndaki çalışma yaşına paralel olarak on beş yaşını doldurmuş olan işçilerin sendikaya üye olabilmesine imkân tanınmaktadır. Sendikaların uluslararası işçi ve işveren kuruluşlarının kurucusu olabileceği, üye ve temsilci gönderebileceği, dış temsilcilik açabileceği düzenlenmektedir.
Sendika ve konfederasyonların, kanunda belirtilen sınırlamalara uymak ve tüzüklerinde belirtmek kaydıyla, faaliyetlerini serbestçe yapmalarına imkân tanınmaktadır.
Sendikaların uluslararası kuruluşlardan izinsiz bağış alması faaliyetlerinin durdurulma sebebi olmaktan çıkarılmıştır.
Sendikaların tutacakları dosya, defter ve kayıtlar kanundan çıkarılmış, konu yönetmeliğe bırakılmıştır.
Sendikalara, tüzüklerinde yapacakları düzenlemeler ile çeşitli organlar oluşturabilme ve bu organların görevlerini belirleme serbestisi getirilmiştir. Anayasa değişikliğine uyum sağlamak amacıyla çerçeve sözleşme imkânı tanınmaktadır.
Sendikaya üyelik aidatında üst sınır kaldırılmış, üyelik aidatının miktarının kuruluşların tüzüklerinde belirtilen usul ve esaslara göre genel kurul tarafından belirlenmesi esası getirilmiştir.
İş yerinin devrinde yaşanan sorunlar çözümlenmiştir.
Anayasa değişikliğine uyum sağlanarak genel grev, siyasi amaçlı grev ve dayanışma grevi ile iş yeri işgali, işi yavaşlatma, verimi düşürme ve diğer direnişler olarak sayılan grev ve grev benzeri eylemler kanun metninden çıkarılmıştır. Anayasa değişikliği ile "Grev esnasında greve katılan işçilerin ve sendikanın kasıtlı veya kusurlu hareketleri sonucu, grev uygulanan iş yerinde sebep oldukları maddi zararlardan sendika sorumludur." hükmü kaldırılmıştır. Tasarıyla değişikliğe uyum sağlanarak greve katılan ancak kendi üyesi olmayan işçilerin neden olduğu zararlardan sendikanın sorumlu tutulmayarak özel hukuk genel esaslarına aykırılık giderilmiştir.
Yüksek Hakem Kurulunda en çok üyeye sahip konfederasyona ait olan ikinci üyelik hakkı uyuşmazlık konusu olan taraf sendikanın üyesi bulunduğu konfederasyona tanınarak tüm konfederasyonun temsili sağlanmak istenmiştir.
Değerli milletvekilleri, Anayasa değişikliğine paralel olarak Türkiye Büyük Millet Meclisine sunulan kanun tasarısının demokrasimizin gelişmesine, işçilerin örgütlenmesinin önündeki engeller kaldırılarak ve çalışma hayatının kalitesi artırılarak, ülkemizde çalışma barışının sağlanmasına katkı sağlayacağını düşünüyoruz, Türk endüstri ilişkileri sisteminin uluslararası normlarda öngörülen standartlara erişebilmesi umudunu taşıyoruz.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz Toplu İş İlişkileri Kanunu Tasarısı'nın yasalaşmasıyla ülkemizdeki iş yaşamının temel sorunlarından biri ortadan kalkacak, işçilerin örgütlenmesinin önünde engeller kalmayacak, çalışma hayatındaki demokrasi ortamı gelişecektir, Türk endüstri ilişkileri sisteminin uluslararası normlarda öngörülen standartlara erişmesinde önemli bir aşama ortaya çıkacaktır.
Kanunun işçilerimize, işverenlerimize, sendikalarımıza, ülkemize hayırlı olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Domaç.