| Konu: | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 6'ncı Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 37 |
| Tarih: | 11.12.2016 |
CHP GRUBU ADINA CEYHUN İRGİL (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; asılında bugün, Millî Eğitim Bakanlığı ve YÖK bütçesi üzerinde derinlemesine bir analiz ve bir çalışma yapmıştık, onu paylaşacaktık fakat dün gece İnsan Hakları Günü'nü kandile bağlayan süreçte yaşadığımız bu acıdan dolayı ve şehitlerimizden dolayı doğal olarak gündemimiz değişti ve konuşmamızın da neredeyse tamamını iptal etmek durumunda ve değiştirmek zorunda kaldık. Artık YÖK'le ilgili açıklamalarımızı bu hafta içindeki basın açıklamasında daha detaylı vereceğiz. Ben, biraz önceki konuşmacılarımız ve bundan sonraki konuşmacılarımızın da üzerinde duracağı gibi PISA'nın sonuçlarının aslında terörle ne tür bir bağlantısı olduğu konusunda konuşmamı biraz değiştirdim.
Biz PISA'yı neden sorguluyoruz; neden analiz yapan, doğruyu yanlışı kendi zihniyle ayırt edebilen bireyler yetişsin istiyoruz; neden eğitim bu kadar önemli? Çocuklar kanmasın diye, haktan hukuktan yana olsunlar diye, ellerine silah almasınlar diye, gövdelerine bomba bağlamasınlar diye, terör örgütlerine katılmasınlar diye. Biat eden, kulluk eden, maşa olan zihinler önünde sonunda can yakar. Eğer siz, sorgulama ve analizden yoksun bireyler yetiştirirseniz tarikata da gider, terör örgütüne de gider.Son on dört yıldır bu çocuklar, bu gençlik sizden başka iktidar görmedi; sonuç ortada.
İçişleri Bakanlığının sitesinde gençlerin terör örgütlerinden nasıl korunacağına dair bir açıklama var, yoksul çocuklar için burs ve yardımlardan söz ediliyor. Biz o yüzden bu çocukların kontrol edilemeyen birtakım vakıf ve derneklere mecbur bırakılmamasını söylüyoruz. O yüzden devletin köylere kadar eğitim götürmesi, barınma imkânlarını artırması gerektiğini söylüyoruz. İşte, bu nedenle eğitim önemli, bu nedenle PISA sonuçları önemli. Eğitim sistemini düzeltmeden; bu ülkede barış, adalet ve hukuk tesis etmeden huzur bulamayacağız.
PISA sonuçları bu nedenle niye çok önemli? Çünkü, sorgulayamıyoruz, sorgulayamayan bireylerle hayatımızı devam ettiriyoruz. Hamasi reflekslerle çözemeyeceğimiz evrensel değerler var. Ülke yangın yeri. Ne huzur ne hukuk ne adalet ne barış ne toplumsal uzlaşma kalmadı. Türkiye Büyük Millet Meclisi bombalandı. Darbe girişiminde yüzlerce şehit, binlerce yaralı; 20 bombalı saldırıda binlerce ölü, acı gözyaşı var. Oturup bunu sorgulamalıyız. Bunda siyasetin hiç mi sorumluluğu yok? Dünyanın neresinde bunca vahim olay karşısında kimse hiç sorumluluk almaz? Artık, bizi şaşırtacak hiçbir felaket, acı bir olay, hiçbir yolsuzluk, hiçbir rezillik, hiçbir hukuksuzluk kalmadı. Bu, sosyolojik ve psikolojik bir tükenmişlik sendromudur. Ne yaşanırsa yaşansın sorgulayan, anlamaya çalışan insanlar değil, artık sadece taraftarlar sahnede. Sorun büyük. Bu kutuplaşma ikliminde yaralara merhem olmak zor. Artık, ülke insanları acıda, tasada, sevinçte ortaklaşamıyor. Bu sevgisiz, saygısız, hoşgörüsüz, seviyesiz iklimin temel nedeni eğitimsizlik ve maalesef biz siyasetçileriz. Ülke yangın yeri, çocuklar yanıyorken, insanlarımız parçalanıyorken, coğrafyamız kan gölüne dönmüşken, 500 bin insan iç göçe maruz kalmışken, 3 milyon mültecimiz varken ekonomik krizin eşiğinde bir ülkede herkes kavgalı, herkesle kavgalıyız. Türkiye Büyük Millet Meclisinin tek derdi tek adam için başkanlık sistemi. Bu iklimi aşmalıyız. Bu gidişat korkutucu. Birleştiren değil, bölen bir gidişatla karşı karşıyayız. Belki tek adam, başkanlık sistemi getireceksiniz ama daha şimdiden ülkeyi ikiye böleceğiz; bir yanımız sevinçli, bir yanımız kaygılı olacağız.
Son yıllarda hep söylüyorum ülke psikoz geçiriyor diye. Bakın bugün gazetelere, birçoğu acıyı ve felaketi değil, başkanlık sistemini ve Anayasa değişikliğini öne çıkarmış. Bu mudur şehitlere saygı, bu mudur duyarlılık, bu mudur acı ve kederde birlik?
Ya patlamadan sonra Ankara Belediye Başkanının yaptığı açıklamaya ne demeli? Ne demiş Başkan? Aynen okuyorum: "Patlamada Cumhurbaşkanı, bakanların hedef olmaması Allah'ın himayesinde olmamızdan kaynaklanıyor." Ayıptır arkadaşlar, günahtır. Bu açıklamanın neresinden baksan bu ayıptır, şehit ailelerine saygısızlıktır, ölen insanların ailelerine saygısızlıktır. Ölen insanların en azından devletin himayesinde olması gerekmez miydi? Bu, bir itiraftır ayrıca. "Allah iktidarı koruyor ama devlet insanını, halkını koruyamıyor." mu demektir bu?
Bugün hepimiz, herkes açıklama yapacak; Twitter'dan, Facebook'tan yazacak; "Acımız büyük." diyeceksiniz, "Kınıyoruz." diyeceğiz, "Lanetliyoruz." diyeceğiz, "Unutmayacağız." diyeceğiz ama daha önce yaptığımız gibi, gerçekte yarın hayat devam edecek, unutacağız; sadece anneler, babalar, akrabalar, sevenleri hatırlayacak. Gerçek bu. 2015 yılında 4 patlamada 149 insanımızı, 2016 yılında 12 patlamada 308 insanımızı kaybettik, son otuz yılda 7 binden fazla şehit, son bir yıldaki şehit sayısı 500'ügeçti; yaralı, gazi binlerce; hepsi unutuldu. Yalnız geriye öfke ve nefret kaldı ve giderek artan bir öfke ve nefret. Bu, şiddeti, ölümleri daha da artıracak bir ortam.Türkiye Büyük Millet Meclisi tarihî bir sorumluluk içindedir arkadaşlar. Bize düşen hamaset değil barışı tesis etmektir.
Bu vesileyle, tekrar, yüce Meclisisaygıyla, sevgiyle selamlıyorum.
Söylenecek çok şey var ama maalesef, artık sözün de bittiği yerdeyiz.
Teşekkür ederim.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın İrgil.