Konu: | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 4'üncü Tur görüşmeleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 35 |
Tarih: | 09.12.2016 |
HDP GRUBU ADINA ALTAN TAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; yine, her yıl bütçe görüşmelerinde mutat olduğu üzere GAP'la ilgili huzurlarınızdayım.
İnan edin, aynı şeyleri söylemekten bıktım desem, bıkmadım ama neden bıktım? Bir karşılık alamamaktan ciddi şekilde bıktım ve usandım.
Değerli arkadaşlar, her bütçe görüşmelerinde bu GAP'a bir girizgâhta bulundum, devletin kendi raporlarında açıkladığı rakamları önünüze koydum. GAP bittiği zaman bölgenin makûs talihi yenilecek, 3 milyon 800 bin kişiye, Suruç Projesi de ilave edildiği vakit 4 milyon kişiye iş imkânı bulunacak, ortalama bir aile nüfus katsayısıyla çarpıldığı zaman da yaklaşık 20 milyon kişilik bir nüfusa hitap edecek. Şu an bölgenin nüfusu yani bu proje kapsamında olan illerin toplam nüfusu 8,5 milyon, Gaziantep dâhil.
Peki, şimdi dönüp Sayın Bakanlara soruyorum daha fazla rakam vermeden: Allah'ınızı severseniz bu GAP niye bitmiyor? Çarşı pazar üslubuyla konuşuyorum ve et-tekrârü ahsen velev kâne yüz seksen tabiriyle bu niye bitmiyor? İki buçuk senede üçüncü köprü bitiyor, Osman Gazi Köprüsü bitiyor, Marmaray bitiyor, bu niye bitmiyor?
BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Orası para getirmiyor.
ALTAN TAN (Devamla) - Eğer bu devletin parası yoksa bu para bu yerlere nasıl bulunuyor? Ama 8,5 milyon nüfusu 20 milyon nüfusa çıkaracak ve belki bütün Orta Doğu'nun ekonomisini, sosyal yapısını, makûs talihini değiştirecek bu proje niye bitmiyor?
Bazı arkadaşlar polemik yapıyorlar, "Efendim, Silvan Barajı'nı PKK bırakmıyor ki yapalım. İşte, araçlar yakılıyor, bombalamalar oluyor." Bingöl yolu için de aynı şeyler söyleniyor, "İşte, araçlar yakılıyor, bombalamalar oluyor, insanlar kaçırılıyor." Oluyor mu? Evet, oluyor. Şimdi, ikinci soru: Peki, Allah'ınızı severseniz Silopi'deki, Şırnak'taki termik santrallere niye bir şey olmuyor? Pervari'de Limak İnşaatın yaptığı HES'lere niye kimse müdahale etmiyor? Geçen hafta Şirvan'da 16 kardeşimizin hayatını kaybettiği, baktığınız vakit, gördüğünüz vakit televizyonda görüntülerinden ürktüğünüz dağlarda niye kimseye karışılmıyor? Ve yine aynı şekilde, olayların en yoğun olduğu dönemde Kerboran'daki, Dargeçit'teki, Botan ile Turabdin arasındaki devasa bir baraj, Ilısu Barajı'nın ana gövdesi nasıl bitiriliyor, elektrik amaçlı? Şimdi arkadaşlar, tabii, bu soru biraz karışık bir soru oldu. Ne söylediğimin de farkındayım kelime kelime, cümle cümle. Biri gelsin bunları izah etsin. Para yoksa bu para diğer bütün dev yatırımlara nasıl bulunuyor ve 20 milyon nüfusa hitap edecek böylesine bir proje kırk senedir neden ağır aksak gidiyor? Hükûmet 4 sefer, 5 sefer bu hedeflerini revize etti ve bu revizelerden sonra en son 2014'ü hedef koydu. 2017'ye geldik ve bu hızla giderse daha beş yıl, altı yıl daha en azından bu işler devam edecek. Güvenlik ise sorun -işte, bu soru, o sorduğum sorular ortaya bir soruydu- neler oluyor? Hangi projelere niye müdahale ediyor, hangi el müdahale ediyor, hangisine etmiyor? Elektrik amaçlı barajda işler tıkır tıkır yürüyor ama sulama amaçlı Silvan Barajı'nda işler duruyor. Ne oluyor?
Değerli arkadaşlar, bu sorulara karşılık doğru düzgün bir cevap maalesef bulamıyoruz ama yıllardır şunu söyledik: Bir derin el bölgenin kalkınmasını, ilerlemesini istemiyor. Bu derin el Ankara'da da var yani Tahran'da, Şam'da, Moskova'da, Washington'da, Berlin'de, Londra'daki ellerden bahsetmiyoruz; bizi ilgilendiren şu an Ankara'daki eller ve yine aynı şekilde, oradaki göçün batıya doğru devamı isteniyor. Tersine göç istenmiyor, istihdam istenmiyor, asimile devam etsin isteniyor. Eğer böyle değilse o zaman biri çıksın desin ki "Hayır, senin bu dediklerinin hiçbirisinin gerçekle alakası yok. Esas tablo bu." biz de öğrenelim bunları yani olan biteni öğrenelim. Hâlâ bu kadar kalkınmaya ve ilerlemeye rağmen Urfa, Diyarbakır, Mardin, Batman, Şırnak; bunların tamamı eksi göç veriyor, eksi göç. Eksi göç ne demek? Bir ile o sene gelen var, giden var; giden fazlaysa eksi göç. Urfa'nın vilayet nüfusu yılda ortalama 45 bin artıyor, 1 milyon 892 bin, 31/12/2015 itibarıyla; 2016 rakamları işte, on beş yirmi gün sonra belli olacak, bir ay sonra açıklanacak. Antep yine aynı şekilde yani nüfus artıyor ama göç tablosuna baktığınız vakit hâlâ eksi göç var. Diyarbakır 1 milyon 654 bin, nüfus 19 bin artmış ama eksi göç 20 bin yani bu, sadece doğumdan gelen bir artış, gerçek, reel bir artış değil; Urfa'nın da öyle.
Değerli arkadaşlar, bir diğer sorun, bu Sur'daki, Cizre'deki, Yüksekova'daki olaylar olduğu vakit Cevdet Bey'le bir görüşmem oldu benim, o zaman buraların sorumluluğu kendisine verilmişti. İşte, "Şuraya şu kadar konut yapacağız, buraya bu kadar konut yapacağız." Ve şu an Diyarbakır'da -ben Diyarbakır ölçeğinde konuşayım, az bir zaman kaldı- 3.700 konutun inşaatı devam ediyor; en erken bitecek olan yedi sekiz ay sonra bitecek, en erken bitecek olan; tabii, bu termin, yani uyulur, uyulmaz, daha da sarkar. Ben Bakana şöyle bir teklifte bulundum: "Siz bunu kaça mal ediyorsunuz?" dedim. Ben inşaat mühendisiyim ve müteahhidim, şu anda da şantiyelerim var yani iddia edenle bu rakamlar üzerinde tartışmaya hazırım, bütün bu rakamlarla ilgili. Kaça mal olacak bir toplu konut? İşte, 120 metrekare, bunun arsası, sosyal donatıları, okulları yani sadece binanın metrekare maliyeti değil, bunları üst üste koyduğunuz vakit 120-130 milyardan, 140 milyardan aşağı bir rakam çıkmıyor, 120 metrekare, 130 metrekare için konuşuyorum. "Peki, siz ne yapmak istiyorsunuz yani vatandaşa ev mi vermek istiyorsunuz?" dedim, "Evet." "Ekonomiye bir katkı mı sunmak istiyorsunuz?" "Evet." Şu an Diyarbakır'da satışa hazır, bu evsafta 7 bin-8 bin daire var. 2 bin tane daireyi bir seferde alın ve 140 milyara, 150 milyara bütün bu sizin yapacağınızdan daha güzel daireler; beraber gezelim. 1,25; 1,40 emsal üzerine yapılmış, otoparkları olan, çocuk bahçeleri olan sitelerden bahsediyorum. Bir anda Diyarbakır ekonomisine 300 trilyon, 400 trilyon bir para girsin.
Peki toplu konutta ne oluyor? Geliyor müteahhit, bütün ekibi, tünel kalıplarına kadar, kendi teknik, profesyonel ekibine kadar dışarıdan getiriyor, parayı da alıyor, götürüyor. Nereye götürdüğü de belli değil. Bırak, bu, memlekete girsin; hazır, hemen ertesi gün, on beş gün sonra bu vatandaş evine girsin.
Değerli arkadaşlar, maalesef bunların hiçbirisi dikkate alınmadı ve şu an bölge ekonomik yönden -Türkiye'nin, diğer, tabii, batısı da aşağı yukarı aynı duruma geldi- çökme durumunda. Bankalar bin bir ricadan sonra sadece kredi ertelemesine gitmek istiyorlar. Bir banka müdürü, gerekirse isim de verebilirim, polemik de yapmak istiyorum, bir finans kuruluşunun il müdürü diyor ki: "Ben vefa hakkını yeni öğrendim, burada, bu sene yeni öğrendim."; on beş gün evvel. Vefa hakkını bile kullandırmıyor doğru düzgün son noktaya gelmeyene kadar. Genel müdürler, genel müdür yardımcıları randevu vermiyor.
Bunları da bilgilerinize sunuyorum. GAP'la ilgili cevabı bekliyorum.
Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Tan.