Konu: | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 3'üncü Tur görüşmeleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 34 |
Tarih: | 08.12.2016 |
HDP GRUBU ADINA ALTAN TAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; 2017 bütçesinde Ulaştırma Bakanlığıyla ilgili görüşlerimi grubumuz adına belirtmek üzere huzurlarınızdayım.
Değerli arkadaşlar, öncelikle bir sahneyle başlamak istiyorum. Biliyorsunuz geçtiğimiz hafta Adana'nın Aladağ ilçesinde yürekleri parçalayan bir yangın olayı meydana geldi ve 11'i çocuk 12 kardeşimiz hayatlarını kaybetti. Ama inan edin, bu meseleden belki daha acı bir görüntü vardı; bu cenazeler köylerine götürülürken ortada yol yoktu ve ambulansı iteleyen o gariban köylülerin görüntüleri vardı. Ve işte, çaresiz, yolsuz, imkânsız, ekonomik yönden perişan insanların neden bu yurtlara sığındığının da en iyi göstergesi, işte, o yolda kalan ambulans ve onu iten köylülerin görüntüleriydi.
Şimdi, bu kara yolları meselesi 1950'den beri tartışılıyor, Demokrat Parti iktidarından bu yana tartışılıyor. Türkiye'nin kara yolları politikası doğru mu, değil mi? Trene, deniz yollarına mı daha fazla ağırlık vermek lazım, yoksa Marshall yardımlarıyla başlayan 1950'den sonraki Amerikan politikaları çerçevesinde biteviye bu kara yollarını mı teşvik etmek lazım?
Değerli arkadaşlar, bu konuda çok şeyler konuşuldu ama çok net bir tablo var yani bu on dakikada dikkatlice konuşabilmek için söylüyorum: Türkiye'de demir yolları ihmal edildi, kara yollarının önü açıldı. Doğru açıldı, yanlış açıldı; onları da konuşacağız.
Tabii, mevcut iktidarın en önemli iddialarından biri de veya anlattığı başarı hikâyelerinden biri de demir yollarına dönüş hikâyesidir. Değerli arkadaşlar, doğrudur; Türkiye'de Konya'ya mesela bir hızlı tren yapılmıştır, İstanbul hattı eksik de olsa bir hızlı tren çalışmasına sahne olmuştur ama yine tekrar bu grafiğe baktığımız vakit, kara yolları ile demir yolları grafiğine baktığımız vakit demir yolları hâlâ Batı standartlarının veya Japon standartlarının çok çok gerisinde bulunmaktadır. Aynı şekilde, bu hızlı tren projeleri yapılırken de maalesef -yani niye "maalesef" dediğimi biraz sonra söyleyeceğim- Yozgat, Sivas, Erzurum, Kars hattına ağırlık verilmiştir. Verilsin, hepsi bizim kardeşlerimiz; keşke en ücra yerlere kadar hızlı tren yapılabilse ama bir İzmir hattı, bir Adana hattı ve oradan yine Habur'a kadar gidecek olan hatlar bu hattın gerisine bırakılmıştır yani yatırım programlarında, projelendirmede geriye bırakılmıştır. Tabii, Sayın Başbakan Erzincanlıdır, şu anki Sayın Ulaştırma Bakanımız Karslıdır. İnsan kendi bölgelerine yatırım yapar, bunu da saygıyla karşılamak lazım. Keşke her milletvekili kendi bölgesine de elinden geldiği yatırımı yapsa eline güç geçtiği vakit ama memleketin ihtiyaçları, ana arterler, elzem, mühim, ehem olan sırasını şaşırmadan.
Değerli arkadaşlar, yine, aynı şekilde, kara yollarına gelirsek, iktidarın en önemli başarı hikâyelerinden biri duble yollardır ama inan edin Diyarbakır-Mardin duble yolu beşinci seferdir yapılıyor değerli arkadaşlar, beşinci seferdir. 58 yaşındayım, işte aklım keseli beri, elli dört, elli beş senedir Diyarbakır-Mardin yolu yapılıyor. Ve son duble yol, tekrar iddia ediyorum, beşinci seferdir sökülüp tekrar yapılıyor. Önce parça parça bazı yerler sökülüyor, sonra onun yerine öbür taraflar da sökülüyor ve en son şu an sıcak karışım yani "beton asfalt" dediğimiz çalışma için beşinci seferdir tekrar sökülüp yapılıyor. Bu memleketin bu kadar parası yok, bu kadar zenginliği yok. Yani yapılan her güzel şeyi destekleyelim ama bu kadar israfa, bu kadar çalakalem harcamaya da maalesef bütçe dayanmaz.
Yine, değerli arkadaşlar, üçüncü köprü işte iki yılda bitirildi, üç yılda bitirildi. Yine, Bursa Osman Gazi Köprüsü çok kısa bir zamanda bitirildi. Ama dönüp bakıyoruz, bir Adana'yı, Mersin'i ve bütün bir Güneydoğu Anadolu'yu, sahili Ankara'ya, İstanbul'a bağlayan Ankara-Adana Otoyolu Niğde-Ankara kısmı senelerdir bitmedi. Yani niye bitmedi? Bir köprüyü, üçüncü boğaz köprüsünü, Bursa Osman Gazi Körfez Geçişi Köprüsü'nü bu kadar kısa zamanda bitirdiğini söyleyen iktidar, neden mesela bu Niğde-Ankara otobanını hâlâ bitiremedi? Yine, Türkiye'nin en önemli arterlerinden biri olan Ankara-İzmir otoyolu neden beklenilen hızla gitmiyor?
Yine, aynı şekilde, değerli arkadaşlar, Urfa'ya kadar gelen otoyol Habur'da durdu. Biz geçen dönem, Sayın Binali Yıldırım Ulaştırma Bakanıyken defalarca geldik, geçen dönemdeki Karayolları Genel Müdürünü burada -bu, dördüncü bütçedir bu konuşmayı yapıyorum- geçemedik. Aynen, mevcut Urfa-Habur duble yoluna neredeyse paralel sayılabilecek yani bazı yerlerde 20 kilometreye, bazı yerlerde 5 kilometreye, 3 kilometreye kadar -Nusaybin'de- yaklaşan bir güzergâhta yeni otoban projesini getirdi, koydu; Diyarbakır bu işte devre dışı kaldı. Ve yine defalarca iddia etmemize rağmen -bu mevcut duble yol neredeyse otoban standardında Habur'a kadar- bunu yukarıya çekmeniz lazım dememize, alternatif projeler hazırlatmamıza rağmen... Yani geçen dönem Batman AKP Milletvekili Ziver Özdemir Bey de bir proje hazırlattı, Mehmet Şimşek Bey'e gittik, hatta şakayla "Parayı veren benim, Batman-Diyarbakır hattına yakın bu proje geçemezse korkmayın, bu iş olmaz." dedi. Sayın Mehdi Eker, Sayın Kutbettin Arzu -ki Bakan arkadaşlar bunlar- "Biz bu konuları görüştük, kesin böyle olacak." demelerine rağmen biz bir Karayolları Genel Müdürünü geçemedik ve önümüze sözde teknik şeyler çıkardı -benim babam 1966'ya kadar Karayolcuydu, Diyarbakır Karayolları Bölge Müdürlüğünde çalışıyordu- gösterdiği iddiaların, beş, altı iddianın hiçbiri doğru değil, sırf o projeyi kendi bildiği gibi yapmak için Dargeçit'e kadar, Kerboran'a kadar uzattı; Sayın Binali Yıldırım "Bu yol 40 kilometre uzuyor, ikinci etüt yapın." demesine rağmen ve yaptırtmasına rağmen -kendisine de teşekkür ettim burada bunu yaptırdığı için- yine bu otoban projesi Diyarbakır, Batman ve Siverek'i devre dışı bırakan bir güzergâhla gitti. Diyarbakır bağlantısı 80 kilometre yani oraya gideceğinize zaten Irak istikametinde Mardin'e iniyorsunuz, Urfa istikametinde Urfa'ya gidiyorsunuz yani orayı kullanmanın bir gereği yok artık.
Değerli arkadaşlar, bunun yanında, mesela Cizre, Şırnak tünelleri bitmedi; hâlen bitmedi, yıllardır devam ediyor, bitmedi. Bingöl-Diyarbakır yolu bitmedi; altıncı, yedinci sene, bitmedi. Diyarbakır çevre yolları -en fazla üzerinde durduğumuz- dört sene evvel ihalesi yapıldı, dört aşamalı bir çevre yoludur, ring şeklinde; dörtte 1'i hizmete açıldı birkaç yıl önce, ikinci dörtte 1 yani ikinci kısım dört yıldır bitmedi. Batman-Mardin bağlantısı ve oradan Bingöl, Bingöl-Elâzığ bağlantısınınsa projeleri bile hâlâ tam anlamıyla bitmedi, ihaleye çıkmadı. Bunlar da bekliyor defalarca konuşmamıza rağmen.
Yine, Kızıltepe, Çınar, Ömerli ve Viranşehir çevre yollarında -bunları bire bir proje üzerinde takip etmeme rağmen- değerli arkadaşlar, bunlarda da ihale safhasına gelinemedi.
En fazla takip ettiğimiz yollardan biri Midyat çevre yolu, 26 kilometre. Buraya gelmeden iki gün evvel tekrar Diyarbakır'a gittim, projelere baktım, kontrol ederek geldim, bilgili olarak geldim; Sayın Bakana, Ulaştırma Bakanımız Sayın Binali Yıldırım'a o dönemde rica etmemize rağmen, Midyat çevre yolunun da -26 kilometre-projesi bitmedi iki buçuk senedir arkadaşlar. Ve şu söyleniyor: "Bunlar sizin bildiğiniz gibi böyle hemen olmuyor; etütleri var, prosedürleri var, geçtikleri yollar var." Ama, aynı Hükûmet "Çanakkale geçişini 18 Martta ihale edeceğim." diyor. Peki, siz bu kadar prosedürü üç ayda, beş ayda nasıl bitirdiniz, nasıl bitiriyorsunuz? Demek ki istenildiği zaman oluyormuş değerli arkadaşlar. Bu Midyat çevre yolunun da, diğer çevre yollarının da bir an evvel olmasını istiyoruz.
Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)