| Konu: | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 3'üncü Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 34 |
| Tarih: | 08.12.2016 |
CHP GRUBU ADINA HALUK PEKŞEN (Trabzon) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 2001 yılında koalisyon hükûmeti güçlü ekonomiye geçiş reformlarını yapmaya başladığında bir tek sektöre vurgu yapmıştı, yirmi madde bir başlık altında toplanmıştı; onların içerisinde bir tek sektör vardı o da havacılık sektörüydü. Gerçekten, o tarihte planlanmış olan havacılığın bugün içerisine düştüğü hâli, geldiği durumu görünce insanın dehşete düşmemesi de mümkün değil.
Bakın, AKP iktidarının on dört yılında 15 hava yolu şirketi batırdılar, şampiyon bunlar gerçekten. On dört yılda 13 yolcu taşıma, 2 tane de kargo şirketiyle birlikte tam 15 şirket battı. Dileyene şirketlerin isim listesini verebilirim. Hatta, bunlardan 1 tanesi charter alanında iki yıl Avrupa'nın en başarılı şirketi seçildikten sonra battı. O şirket battığında 21 uçağı vardı ve Antalya'ya her gün 10 bin turist getiriyordu. Bunun mali karşılığı günlük 10 milyon dolardı ama onu batırdılar. Niye? Ya, benim olacaksın ya da batacaksın mantığıyla, AKP'nin mantığı bu ya. Ya benim olacaksın, paylaşacaksın ya da batacaksın. Battı, şirketin adı da burada var. Ama yetmedi tabii. Daha sonra, o benim olacaksın ve benim istediğim gibi davranacaksın mantığıyla hedefte Türk Hava Yolları var. Öylesine dramatik bir yerdeki Türk Hava Yolları, tam 48 uçağı yerde ve bunların ne yazık ki 19'u A330 Airbus, büyük uçaklar ve bunların 1 tanesi -hani, Cezayir'den yeni alınan var ya- A340'lardan; o da yerde. 48 tane yolcu uçağı parklarda bekliyor, kılıf da şu: Bakımları yapılıyormuş. Sen kimi kandırıyorsun, Konya'da ne bakım üssü var, Kayseri'de neyin bakım üssü var? Bu yalanlara herkesin karnı tok.
Bakın, bunun yalnızca kira maliyeti yaklaşık 50 milyon dolar. Peki, bu uçakların hatları ne oldu? 22 hat Avrupa'dan iptal edildi. Ya uçaklar buraya uçmuyor ya da yolcu bulamıyorlar. Uçan uçaklarda da zaten yeterince doluluk kapasitesi yok. Niçin? Çünkü ne bunlara ilişkin bir planlama yapılmıştı ne doğru dürüst analizleri yapılmıştı, hiçbirisi yapılmamıştı. Onun için de şimdi uçaklara yolcu bulamıyorlar. Zarar, şu anda yalnızca kira parası olarak aylık 50 milyon dolar ama genel giderlerle birlikte, bütün operasyon giderleriyle birlikte aylık 70 milyon dolar.
Sevgili milletvekilleri, burada, tabii, yorumdan öte, teknik verileri sizinle paylaşmak istiyorum ama burada bir veri var ki emin olun hukuk fakülteleri ceza hukuku kürsülerinde mutlaka ders olarak okutulmalı. Tavsiye ediyorum buradan, üniversite öğrencileri, hukuk fakülteleri öğrencileri, lütfen, Sayıştay raporlarını alınız ve 98'inci sayfasında başlayıp Sayıştay raporunun 101'inci sayfasında sona eren değerlendirmeyi mutlaka okuyun, "bir ülkede kamu eliyle, kamu kaynakları nasıl dolandırılır, zimmete nasıl para geçirilir, suç örgütü, çıkar amaçlı suç örgütü nasıl kurulur ve yönetilir"i anlatıyor.
Bakın, Zafer Hava Meydanı adında bir hava meydanı yapılıyor. Hava meydanı için yolcu garantileri veriyor Devlet Hava Meydanları İşletmesi. Verilen yolcu garantilerinin gerçekleşen kısmına bakın, uçağın yolcu miktarı yüzde 3, sonra yüzde 4 olmuş, sonra yüzde 2'ye düşmüş. Yani devlet demiş ki: "Burada uçacak olan yolcu sayısı 100'dür, ben bunu garanti ediyorum." Kaç kişi uçmuş? 2 kişi, 3 kişi uçmuş. Peki, ne olmuş sonra? Sonrasında, devlet, DHMİ, bu yoksul insanların vergilerinden çatır çatır şirkete ödemiş. Ne ödenmiş? Üç yıl içerisinde 10 milyon euro buradaki Sayıştay raporunda geçenler. Peki, farklı mı diğerlerinde? Bir de İstanbul var. İnanılmaz bir hikâye. Bence Yüce Divan sürecine bu dosya tek başına yeterlidir.
Buradaki bürokratlara sesleniyorum: Geçmişte sizin gibi imza atanlar oldular. Onlara ilişkin örneklere bir dönün bakın. Emin olun, Yüce Divan merdivenlerinde bu evrakları da hatırlayacaksınız, bu konuşmayı da hatırlayacaksınız çünkü "üçüncü havalimanı" dediğiniz bu senaryo gerçekten bir dehşet. Bu senaryoda yapılanların her biri bir yolsuzluk hikâyesi. Ceza hukukunda aklınıza gelebilecek her şey burada anlatılıyor. Nasıl bu yoksul insanların paralarının belli bir tezgâhla dolandırılacağı aşama aşama anlatılıyor. Hepsi belgeli, Sayıştay raporu. Buna söyleyecek sözünüz varsa bunu duymak isterim.
Sayın Bakan, bu yolsuzluklar, bu Zafer Hava Meydanı yolsuzlukları ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğünde yaşananlarla ilgili acaba bugüne kadar herhangi bir soruşturma emri verdiniz mi? Verdiyseniz bunu takip edeceğiz ama vermediyseniz, emin olun, asla bunun yakasını bırakmam.
Bir örnek: Bakın, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü dünyanın en başarılı genel müdürlüklerinden birisiydi sizden önce. Özellikle Dünya Sivil Havacılık Güvenliği Teşkilatına ilk defa bir Türk, oy birliğiyle Başkan seçilmişti ama sizin iktidarınız döneminde Avrupa Sivil Havacılık Teşkilatından Türkiye atıldı. Niye atıldı, biliyor musunuz? Verdiğiniz pilot lisansını kabul etmiyorlar, bakım lisansı kabul edilmiyor, sağlık lisansları kabul edilmiyor; niçin, biliyor musunuz? Devlet Demiryollarından birini genel müdür yaptınız; geldi, denetlediler, "Bu adamın ne bilgisi ne kalitesi ne ahlakı bu lisansı taşımaya yeterli değildir." dediler. Utanç duyuyorum, ülkem adına havacılık adına yaptıklarınızın hepsinden, emin olun, utanç duyuyorum. Ama hukuki hesabını mutlaka soracağım. Yakanızdayım, peşinizdeyim. Yüce Divanda yargılanacaksınız. (CHP sıralarından alkışlar)