Konu: | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 2'nci Tur görüşmeleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 33 |
Tarih: | 07.12.2016 |
HDP GRUBU ADINA ZİYA PİR (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Sayın Başkan geçen hafta da olduğu gibi yine benim ismimi eksik zikretti. Ben aynı zamanda Abdullah Zeydan'ım, Nursel Aydoğan'ım ben. Leyla Birlik, Nihat Akdoğan, Selma Irmak, Ferhat Encu, Gürsel Yıldırım, İdris Baluken'im ben. Figen Yüksekdağ, Selahattin Demirtaş, Sebahat Tuncel; 12 Eylül cuntasına boyun eğmeyen, size de eğmeyecek olan Gültan Kışanak ve Ahmet Türk'üm ben ve şimdi, yaklaşık otuz altı yıl yurt dışında yaşamış Ziya Pir, Diyarbakır milletvekili olarak yurt dışı Türkleriyle ilgili birkaç kelam etmek istiyorum.
Her şeyden önce Sayın Bakanım, yurt dışında yaşayan vatandaşlarımıza değer verin ve onlara destek çıkın. Sadece manevi destek değil. Manevi destek çok çok önemlidir, bunları zaten programınızda sıralamışsınız, iyi de etmişsiniz. Aynı zamanda, orada yaşayan vatandaşlarımızı maddi alanlarda sömürmeyin lütfen. Pasaport masraflarına, yurt dışından getirdikleri telefonlara, arabalarla ilgili triptiklere, askerlik, emeklilik meselelerine vaktim olursa gireceğim, yoksa başka zamana.
Sizin onlara ne kadar değer verdiğinizi birkaç gün önce, İstanbul'da üçüncü havalimanından şehre yapılacak olan metro ihalesinde gördük. TL bazında değil, 1 milyar euroya yaptıracaksınız onu ve birkaç gün içinde euro kurundaki dalgalanmadan onların elde ettiği avantaj onlara ayırdığınız bütçenin yarısı kadar aşağı yukarı. Onlara ne kadar değer verdiğinizi buradan da anlıyoruz.
Niye "yurt dışında yaşayan vatandaşlar" diyorum? Çünkü, sizin hedef kitlenizde yurt dışında yaşayan vatandaşlar, soydaş ve akraba toplulukları ile uluslararası öğrenciler var.
Şimdi, sizin çalışmalarınıza girmeden önce kullanmış olduğunuz dile girmek istiyorum. Kurumun raporlarında oldukça sorunlu bir dil kullanmaktasınız. Örneğin, eğitim ve gençlik çalışmalarında, gençlik çalışmaları bölümünde belirtilen "Soydaş ve akraba topluluklarımızın bulunduğu coğrafyalardaki gençlerin bilgi birikimlerinin artırılması, eğitim seviyelerinin yükseltilmesi..." Bunu tekrar bir söyleyin kendi içinizde bakalım. Arkadaşlar, bu hiyerarşik bir bakış açısıdır, belirtilen kesimi aşağı, muhtaç göstermektedir; bana göre, aşağılamaktadır. Âdeta, hedef gruptan öğrenebileceğimiz sanki hiçbir şey yokmuş gibi, onların bizimle paylaşabileceği hiçbir tecrübeleri yokmuş gibi davranıyorsunuz. Tek tipçi, öğretici bir yaklaşımla kazanılması gereken kesim olarak gençlere bakıyorsunuz.
Burada, bu coğrafyada ne oluyor? Çocuklar ve gençler savaş politikaları yüzünden yaşamlarını yitirirken "soydaş ve akraba olan gençler" olarak yeni tanımlar ve yeni kesimler yaratmak, bir de bunu bursla yapmak Hükûmetin kolonyal ya da sömürgeci politikalarının bir tezahürüdür. Bu konuda kullanılan hiyerarşik dil de bunu göstermektedir. Kullanılan bu dile verilecek en uygun örneklerden biri yine sizin İnternet sitenizde vardır arkadaşlar. Yine "gençlik çalışmaları" bölümünde "eğitim" kısmında kullanılan Afrikalı 2 çocuğun fotoğrafı var. Tam altındaki yazı da eğitim seviyelerinin yükseltilmesi üzerinedir ve oldukça düşündürücüdür. Biraz önce sizin sayın hatibiniz aynı konuda aynı kelimeleri sarf etti. Bu çok tehlikelidir arkadaşlar, bunu tekrar bir gözden geçirin diyorum. Batı'nın sömürgeci mantığı AKP'ye sızmış durumdadır. Sizin içinize daha önce başkaları sızdı, ne hâle geldiğinizi gördük, bu mantık da sızarsa bilmiyorum ne hâle gelirsiniz.
Yaşadığımız coğrafyada yaşanan katliamlardan kaynaklı, gençler -net olarak söylüyorum Kürt ve Türk gençleri- aralarındaki köprüleri birer birer atarken Hükûmet başka hayaller peşindedir. Yine "gençlik çalışmaları"nda, ortak tarih ve kültürel değerlerin paylaşılmasına dair büyük laflar ediyorsunuz. Cumhuriyetin kuruluşundan itibaren özellikle sizlerin, resmî tarihin yani tek tipçi tarihçiliğin eğitim kurumlarında öğretildiği bir ülkede AKP'nin hedef gruba ne tür bir ortak tarih çerçevesi sunacağını doğrusu ben de merak ediyorum. Sizin içinizdeki İslamcılar da eminim bunu merak ediyordur.
Gelelim faaliyetlerinize: YTB faaliyetlerine dair açıklamalarda yurt dışında yaşayan vatandaşlarla ilgili çalışmalar yapmak ve sorunlara çözüm üretmek konusunda net bir çerçeve yok. Mesela, yurt dışında yaşayan vatandaşlar için ne gibi çalışmalar yaptınız, ne gibi araştırmalar yaptınız? Buna ne gibi çözümler buldunuz? Ben bilmiyorum. "Başka bir devlette yaşamına devam eden kişilere veya orada doğup büyümüş kişilere dair faaliyetlerde bulunmak"tan kasıt nedir? Biz, hedef olarak onlara ne sunacağımızı net bir şekilde biliyoruz ama sizden emin değilim çünkü her gün çıkıp "Ey Batı, iç işlerimize karışmayın.", "Ey Batı, siz dış mihraksınız." diyorsunuz.
Buradan sormak lazım: Avusturya'da en iyi entegre olan kesim Kürtlerden de önce Türklerdi. Bugün ne duruma geldi? UETD'yle oradaki Türkleri ne hâle getirdiniz? Bunun hesabını verin.
Almanya'da İçişleri Komisyonu kapalı toplantı yapıyor ve sanıyor musunuz orada, sadece Sakine Cansız ve arkadaşlarını öldüren Almanya'daki 6 bin Türk ajanı, MİT ajanı konuşuldu? Hayır, aynı zamanda, oradaki UETD ve DİTİB konuşuldu. Bunları bir düşünün. Ben, bilmiyorum Dışişlerinin bundan haberi var mı.
Ayrıca, yurt dışında yaşayan vatandaşlara yönelik "Vatandaşlık çalışmaları" bölümünde alt başlık olarak belirlenen "Ayrımcılıkla mücadele" kısmı, ötekileştirmeden dışlama temelli hak ve özgürlük ihlalleri gibi Türkiye'de oldukça sorunlu olan alanlarda yurt dışında yaşayan vatandaşların haklarının savunuculuğuna soyunuyorsunuz. Önce burada Sayın Bakan, önce burada. Hatta "Bu kapsamda, kamuoyu duyarlılığının artırılması amacıyla, ayrımcılık, yabancı düşmanlığı, din ve inanç hürriyetine aykırı eylem ve nefret söylemleriyle mücadele alanında faaliyet gösteren kurumların kapasitelerinin geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılacak." deniliyor. Ne güzel, destekliyoruz ama önce burada, binden fazla bu konularda çalışan dernekleri, onlarca vakıfları kapattınız, "Yurt dışında bunları yapacağız." diyorsunuz. Bu ne ikiyüzlülük? Niye kapatıyorsunuz buradaki dernekleri? Bu konularda çalışanları... Aynı çalışmaları, Sayın Bakan, öncelikle Türkiye'de sizden bekliyoruz.
9 başlığınız var, çalışma konuları:
1) Ayrımcılıkla Mücadele Programı.
Destekliyoruz, burada da yapın lütfen.
2) Aktif Yurttaşlık ve Eşitlik Katılım Programı.
Destekliyoruz, burada da istiyoruz.
3) Herkes İçin Adalet.
Şu resme bir bakın, şu resme bir bakın, utanın, önce bu Mecliste adalet, önce burada. Şu üyelerimizi buraya getireceksiniz, onların yeri şu sıralar.
4) Çift Dilli Eğitime Destek Programı.
Günaydın! Biz bunları söylerken Türkiye'de, Türkiye için, bize terörist muamelesi yapıyorsunuz. Ee, bizim programı, HDP programını kopyalamışsınız; ne güzel etmişsiniz, destekliyoruz ama önce burada...
5, 6, 7, 8, 9 diye gidiyor böyle, çok fazla vaktim yok, girmek istemiyorum.
Bu arada, yurt dışında STK'larla yürüttüğünüz programlar, projeler... Hangi kriterlere göre onlara veriyorsunuz? Hangilerini vermiyorsunuz? 2011-2013 Faaliyet Raporu'nuzu İnternetten kaldırdınız sonra Sayın Bakan, siz belki bilmiyorsunuz ama arkanızdakilere, yanınızdakilere bir sorun. Berlin'de UETD gençlikle ilgili bir faaliyet yapmıştı, oraya giden paralar nereye gitti? Örnek proje olarak gösterdiklerini birden İnternetten kaldırdılar. Niye? Çünkü yok ortada, öyle bir proje yoktu. Sonra uyduruk bir şey yaptınız, bunları da saymayalım.
Şimdi, değerli arkadaşlar, birilerini "bizden" diye kazanmak için, yurt içindekileri, buradaki, ülke içindeki kendi vatandaşlarımızı lütfen ötekileştirmeyelim, onları da kazanalım.
Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.