| Konu: | 2017 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2015 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesabı 1'inci Tur görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 32 |
| Tarih: | 06.12.2016 |
CHP GRUBU ADINA MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Diyanet İşleri Başkanlığı bütçesi üzerinde konuşacağım.
Bildiğiniz gibi, Diyanet İşleri Başkanlığı Kanunu'nda görevi, İslam dininin itikat ve ibadet alanıyla ilgili işleri yürütmek ve dinî kurumları idare etmek, bu şekilde yazıyor ama biliyorsunuz, Türkiye'de sadece İslam dini yok, değişik dinler, değişik yorumlar var. Demokratik bir ülke, herkesten eşit bir şekilde vergi alıyoruz ama Diyanet İşleri Başkanlığı, bildiğiniz gibi, tek bir mezhebe hizmet ediyor maalesef. Ben, bunların üzerinde çok konuşmayacağım, bunlar çok konuşuldu, tartışıldı, hâlâ konuşuluyor; Sünni, Hanefi mezhebi üzerinde şey yapılıyor.
Diyanet İşleri Başkanlığıyla ilgili, bütçesini konuşurken, birçok konu gündeme gelebilir. Mesela, Sayıştay raporları benim çok dikkatimi çekti, Diyanet İşlerinin bütçesinde Sayıştay raporları. Türkiye Diyanet Vakfıyla ilgili dünya kadar problem var. "Haiti'yle ilgili toplanan paralar gönderilmedi." diye Sayıştay raporlarında yazıyor, işte, camilerde toplanan paralar vakfa aktarılıyor, vakıfta ne olduğu belli değil, bir sürü laflar var ama ben bunların üzerinde de konuşmayacağım. Fakat, bir şeyin üzerinde durmak istiyorum. 15 Temmuzdan sonra Diyanet İşleri Başkanlığı alelacele, apar topar 9. Din Şûrası'nı topladı ve orada 2 tane önemli karar var. Bir: FETÖ sapık bir külttür. İki: Fetullah sahte mehdidir. Günaydın! Hadi Hükûmet aldatıldı, AKP aldatıldı falan Diyanet İşleri Başkanlığı ne yapıyordu, o zaman mı aldandı? Bir soru daha soruyorum bu hocalara: Ya, o sahte mehdi de hakiki mehdi kimdir, nerede, kim karar verecek buna? Bu soruların cevabı var mı?
Değerli arkadaşlarım, bütçe görüşmelerinde Plan ve Bütçe Komisyonunda ilgili bakan ve daha sonra da Diyanet İşleri Başkanı dedi ki: "Biz sahih İslam'ın peşindeyiz." Peki, devlet İslam'ın sahihini tanımlayacaksa bu nasıl olacak, farklı yorumlar nasıl değerlendirilecek?
Bakın, bu ülkenin ve İslam'ın en temel sorunlarından bir tanesi "hadis" diye konuşulan konudur. Orada ne konuşulur, nedir biliyor musunuz? "Ümmetim 72 fırkaya ayrılacak, bunlardan bir tanesi hak, diğerleri batıldır." Kim karar verecek işte? Bakın, İslam dünyasının en temel sorunlarından biri bu. Ama, ben bunlardan, hiçbirinden söz etmeyeceğim bugün, bunları konuşmayacağım.
Şimdi, tabii, anladık, elbette, ibadetler var, imanın, İslam'ın şartları var, farzlar, vacipler, sünnetler, elbette dinin bir şekli tarafı da var. Ama, esası nerede? Diyanet İşleri Başkanlığına ve bu ülkenin ulu hocalarına soruyorum: Esas nerede? İslam'ın özü dediğimiz şey nerede, bunu soruyorum. Siz, zaman zaman, hutbelerde, vaazlarda başka şeylerden de ahlaktan da söz ediyorsunuz, İslam ahlakından da söz ediyorsunuz ama yanınızdaki örneklerden hiç söz ediyor musunuz? Kul hakkından, kibirden, israftan, iltimastan, kayırmacılıktan söz ediyor musunuz?
Bakın, size bir şey söyleyeyim Diyanetin görevlileri, ilahiyatçılar, bütün İslam âlimlerine soruyorum: Kasım ayında bu ülkede 190, 2016'nın on bir ayında 1.816 işçi iş kazasında, iş cinayetinde öldü gerekli tedbirler alınmadığı için, denetleme yapılmadığı için. Diyanetten bir tane ses geldi mi?
"Taşeron işçilik" diye bir kurum var burada, kölelik, kölelik. Peygamberin bin dört yüz sene evvel kaldırmış olduğu kölelik var. Peki, Diyanet İşleri Başkanlığı, bir tane hoca çıkıp bu konuda bir şey söyledi mi? (CHP sıralarından alkışlar)
Kentler yağmalanıyor, dağlar, vadiler yağmalanıyor, meralar yağmalanıyor; gelecek kuşakların mirası, gelecek kuşakların emaneti yağmalanıyor, bir gün bir tane Diyanet görevlisi, bir hoca, bir ilahiyatçı çıktı bir şey dedi mi? Bunlar yanlıştır dedi mi?
Su paketleniyor, Allah'ın suyu. Bütün canlıların olan Allah'ın suyu paketleniyor, satılıyor. Diyanet İşleri Başkanlığı çıktı, bir tane hoca, ilahiyatçı çıktı bu konularda bir şey söyledi mi? (CHP sıralarından alkışlar)
Bakın, Cahiliye Dönemi'nde kız çocukları diri diri gömülüyordu, şimdi yakılıyor. Nasıl yanıyorlar biliyor musunuz? Gerekli tedbirler alınmadığından dolayı yanıyor bu çocuklar. Diyanet İşleri Başkanlığı gidip kurslarında bu konuda bir denetim yaptı mı? (CHP sıralarından alkışlar)
Niçin bize Veda Hutbesi'nden söz etmiyorsunuz? Veda Hutbesi, en önemli insan hakları belgesidir. Orada hiçbir suçlunun anasının babasının, evlatlarının suçlanamayacağını söylüyor. 3 yaşında çocuk 40 derece ateşle doktora gitmiş, "Senin baban FETÖ'den tutuklu, SGK güvencen kalmadı." diye bakılmamıştır. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Diyanet İşleri Başkanlığı, hocalar çıkıp bir şey söylemişler midir bu ülkede?
Niçin bize sarayların Muaviye geleneği olduğunu, Peygamber'in tevazu timsali olduğunu... Niçin saraylara gidip dikilmiyorlar? Ebu Zer gibi niye demiyorlar, "Bu sarayı paranla yaptıysan israftır, milletin malıyla yaptıysan haramdır." diye niye demiyorlar bunlar?
Ve niçin bize isyanın farz olduğunu öğretmiyorsunuz, ey ulu hocalar? Tamam, "Bizden olsun, ülülemre itaat edelim." Peki bu, bizden ne demek? Bizim kabileden, bizim mezhepten mi demek yoksa adalete uyan, hukuka uyan mı demek? Adalete, hukuka uymayana isyan etmenin farz olduğunu niçin söylemiyorsunuz bize sayın hocalar? Ey, yeşil sarıklı ulu hocalar, niçin bize bunu öğretmiyorsunuz, niçin bütün bunları bize söylemiyorsunuz; suçlusunuz, sorumlusunuz. Bunları sadece bu ülkenin yani Türkiye'nin hocalarına, ilahiyatçılarına söylemiyorum, bütün İslam coğrafyasının hocalarına söylüyorum: Eğer siz bunları söylemiş olsaydınız, siz eğer iktidarların önünde eğilmemiş olsaydınız, bunları söylemiş olsaydınız İslam coğrafyasında insanlar birbirleriyle boğazlaşmazdı, çocuklar öldürülmezdi.
Ey, yeşil sarıklı ulu hocalar, sorumlusunuz, sorumlu, bunun hesabını Allah'a vereceksiniz.
Saygılarımla. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)