| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Rusya Federasyonu Hükümeti Arasında TürkAkım Gaz Boru Hattı Projesine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 30 |
| Tarih: | 01.12.2016 |
MHP GRUBU ADINA MEHMET NECMETTİN AHRAZOĞLU (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 441 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve Rusya Federasyonu Hükûmeti Arasında TürkAkım Gaz Boru Hattı Projesine İlişkin Anlaşmanın Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı hakkında Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, TürkAkım Gaz Boru Hattı Projesi'ne yönelik siyasi desteği sağlamak, teknik, ekonomik ve hukuki çerçeveyi belirlemek amacıyla Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve Rusya Federasyonu Hükûmeti arasında TürkAkım Gaz Boru Hattı Projesi'ne ilişkin anlaşma 10 Ekim 2016 tarihinde İstanbul'da imzalanmıştır.
Bilindiği üzere, hâlihazırda Rus doğal gazının ülkemize arzı, Ukrayna ve Bulgaristan topraklarından geçerek Malkoçlar'a ulaşan Batı Hattı'yla Karadeniz altından geçerek Samsun'a ulaşan Mavi Akım Hattı üzerinden gerçekleşmektedir.
Gazprom'la 1997'de imzalanan Mavi Akım anlaşmasıyla yılda 16 milyar metreküp, 1998'de imzalanan Batı Hattı'yla ise 4 milyar metreküp olmak üzere, Rusya'dan toplam 20 milyar metreküp doğal gaz alımı yapıldığı bilinmektedir.
Geçtiğimiz yıllarda Rusya Federasyonu ve Ukrayna arasında yaşanan doğal gaz anlaşmazlıkları Batı Hattı'ndan ülkemize arz edilen doğal gazda zaman zaman kesintiler yaşanmasına neden olmuştur. Rusya-Ukrayna arasındaki anlaşmazlığın sonucu, Rusya Devlet Başkanı tarafından TürkAkım Projesi gündeme getirilmiş, bu proje görüşmeleri esasında Türkiye de aldığı doğal gazın fiyatında indirim talebinde bulunmuştu.
Daha önce yapılan anlaşmalar çerçevesinde, uzun dönemli uluslararası doğal gaz alım satım anlaşmalarında taraflara belli periyotlarda anlaşma fiyatının revizyon hakkı tanınmışken, bu çerçevede anlaşma kapsamında fiyat revizyonu talebini takip eden altı ay içerisinde tarafların fiyat revizyonu konusunda bir mutabakata varamaması hâlinde, fiyat revizyonunu talep eden tarafa bu tarihten sonra konuyu tahkime götürme hakkı doğmuş idi.
TürkAkım Projesi'nin görüşmeleri sırasında, BOTAŞ anlaşma kapsamında 29 Aralık 2014 tarihinden geçerli olmak üzere Gazprom'dan fiyat revizyonu talep hakkında bulunmuş ve BOTAŞ anılan tarihte Gazprom şirketine yazılı olarak fiyat indirimi talebini iletmişti. Ancak, BOTAŞ göndermiş olduğu indirim talebine Gazprom'un yazılı cevap vermemesi sonucu konuyu uluslararası tahkime götürme kararı almış ve tahkime başvurmuştur. Gazprom yetkililerinin, Türkiye'nin mahkemeye gitme hakkının anlaşma kapsamında olduğunu ve sorunun mahkeme öncesinde çözülebileceğini söylemelerine rağmen hâlâ bir gelişme olmamıştır. TürkAkım Projesi'ne karşılık masada tutulan indirim konusunun tahkime taşınması, projeyle ilgili görüşmelerin tıkandığı, hatta sona erdiği şeklinde de yorumlanmış, uçak kriziyle birlikte önce Rusya, ardından Türkiye, müzakerelerin kendilerince buzdolabına kaldırıldığını açıklamışlardı ancak tahkim problemi sonuçlanmadığı için de bu projeyle alınacak gazın maliyeti de belirsizliğini korumaya devam etmektedir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 19 milyar dolara mal olması beklenen TürkAkım Gaz Boru Hattı Projesi, Rusya Federasyonu'ndan başlayarak Karadeniz üzerinden Türkiye Cumhuriyeti'nin Karadeniz kıyısındaki alım terminaline, devamında Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinden ülkemize komşu olan devletlerin sınırlarına kadar uzanan, her biri yıllık 15,75 milyar metreküp kapasiteli deniz ve kara bölümlerinde inşa edilecek iki boru hattından oluşan ve toplamda 31,5 milyar metreküp kapasiteye sahip yeni bir gaz boru hattı sistemidir.
Deniz bölümünde yer alan iki hattın inşası ve işletimi Rusya Federasyonu tarafından yapılacaktır. Kara bölümünde yer alan hatlardan birisi, ülkemize doğal gaz arz etmek üzere iletim sistemimizin bir parçası olarak BOTAŞ tarafından inşa edilecek, kara bölümündeki diğer hattın ise Avrupa'ya gaz arz etmesi planlanmakta olup inşaatı ve işletimi yüzde 50 oranında ortaklık payıyla iki ülkenin belirleyeceği şirketler tarafından kurulacak yeni bir şirket tarafından yapılacaktır.
10 Ekim 2016 tarihinde İstanbul'da, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ve Rusya Federasyonu Enerji Bakanı tarafından imzalanmış anlaşmayla TürkAkım Projesi kapsamında inşa edilecek boru hatlarından birisinin ülkemize gaz arz etmesi kararlaştırılmış olup hattın devreye alınması akabinde Batı Hattı'ndan alınan gazın doğal gaz arzına ilişkin mevcut sözleşmelerin ticari şartları ve koşulları değişmeksizin TürkAkım üzerinden ülkemize teslim edilmesi kararlaştırılmıştır. Ancak, bu anlaşma tahkimde olduğu için ve tahkim de neticelendirmediği için alımla ilgili herhangi bir fiyat belirlemesi de muğlakta kalmıştır. Böylece başka bir ülkenin iletim sistemi kullanılmadan doğrudan Rusya Federasyonu'ndan ülkemize taşınacak gazın üçüncü taraflardan kaynaklı muhtemel kesintilere maruz kalmaması da sağlanmış olacaktır. AKP Hükûmeti tarafından TürkAkım Projesi kapsamında inşa edilecek ikinci kara bölümü boru hattıyla Rus menşeli doğal gazın da Güneydoğu Avrupa'ya ülkemiz üzerinden arz edilmesine imkân tanınması ve ülkemizin enerji koridoru rolünün ve doğal gaz ticareti merkezi olma potansiyelinin pekiştirilmesinin amaçlandığı belirtilmektedir bu projeyle.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; TürkAkım Projesi'nin maddelerinden biraz bahsetmek istiyorum. Anlaşmayla, projedeki altyapı, imalat ve diğer tesisler ile oluşturulan ve/veya edinilen tüm mal varlıkları kamulaştırılmayacak, millîleştirilmeyecek ya da kamulaştırma ya da millîleştirmeye eş değer bir etki yaratan herhangi bir tedbire tabi olmayacağı; şirketlerin hisse oranları belirlenmekte ve katılımcı şirketlerin anlaşmayla teyit edilen BOTAŞ ve Gazprom şirketlerinden farklı bir şirket olması hâlinde ülke makamlarının yazılı onayına tabi olacağı; projenin kapasitesi ve yatırımların zamanında yapılmasının gerektiği; projenin onay, lisans ve diğer iş birliklerinin belirleneceği; tarafların projenin kara bölümü 1 hariç yalnızca uluslararası kabul görmüş proje tasarım standartlarına uygun olacağı; bunların da Veritas gibi, Uluslararası Standartlar Birliği gibi, Avrupa Standartlar Komisyonu gibi kuruluşlar tarafından kontrol edileceği belirtilmektedir. Sayın Enerji Bakanımız burada olsaydı söyleyeceğim herhâlde bir söz olacaktı ancak Sayın Bakanım, size söylüyorum. Bu anlaşmada uluslararası bir değeri olan millî standartlar kuruluşumuzun (Türk Standartlar Enstitüsünün) onay kuruluşu olmamasını ve burada, bu anlaşmada bulunmamasını da üzüntüyle karşıladığımı belirtmek istiyorum.
Diğer maddelerde ise taraflar arasında anlaşmanın uygulanması ve/veya yorumlanmasından doğacak her türlü uyuşmazlığın taraflar arasındaki istişareler veya müzakereler yoluyla çözüleceği, anlaşmazlığın söz konusu istişareler ve müzakerelerin başlama tarihinden itibaren altı ay içerisinde çözülememesi durumunda anlaşmazlığın taraflardan herhangi birinin talebiyle tahkim mahkemesine taşınacağı ifade edilmektedir. Ayrıca, anlaşmanın otuz yıl süreli olacağı ve anlaşmanın uygulanmasına yönelik yetkili kuruluşların ülkemizde BOTAŞ, Rusya'da Gazprom olacağı belirtilmiştir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dünyada söz sahibi bir ülke olabilmenin öncelikli şartlarından birisi, hiç şüphesiz ki yeterli enerji kaynaklarına sahip olmak ve bu kaynakları doğru kullanabilmektir. Enerji politikalarını doğru belirleyerek uygulayan ülkeler uluslararası rekabette öne çıkarken, enerjide dışa bağımlı ülkeler gerek ekonomik gerekse siyasi politikalarda dışa bağımlı olmak zorunda kalmaktadır. Türkiye'nin de bölgesel ve küresel bir güç hâline gelebilmesi, bir yandan kendi enerji kaynaklarını üretimde kullanmasına, diğer yandan da bölgedeki enerji koridoru olma konumunu ve fırsatını iyi kullanmasına bağlıdır. Bu ise iş başındaki hükûmetler tarafından uygulanan enerji politikalarıyla yakından ilgilidir.
Ülkemizde son yıllarda AKP hükûmetleri tarafından uygulanan doğal gaz ve petrol ithalatına dayalı yanlış enerji politikaları sonucunda ne yazık ki enerjide dışa bağımlılık giderek artmış, üretimin tüketimi karşılama oranı düşmüş, yüksek kaçak ve kayıp oranları bir türlü kabul edilebilir sınırlara çekilememiştir. Ülkemizde enerji arz güvenliğinin sağlanabilmesi için enerji üretiminde rüzgâr, güneş, jeotermal, hidrojen ve biokütle gibi yeni, yenilenebilir ve yerli kömür kaynaklarından azami ölçüde yararlanılması, ayrıca doğalgaz depolama alanlarının belirlenerek arz güvenliğinin sağlanması gerekmektedir
Değerli milletvekilleri; Milliyetçi Hareket Partisi olarak alternatif enerji temin yollarının bulunması için başta Azerbaycan olmak üzere, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan gibi zengin enerji kaynaklarına sahip Türk cumhuriyetleriyle ikili anlaşmalar yapılarak bu ülkelerin kendi aralarında anlaşmaları için önderlik edilmeli ve bu kapsamda Türk enerji ticareti birliği mutlaka kurulmalıdır diyoruz.
Bu vesileyle rebiyülevvel ayınızı kutluyor, yüce Meclise de saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)