Konu: | Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 30 |
Tarih: | 01.12.2016 |
BERDAN ÖZTÜRK (Ağrı) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu selamlıyorum.
668 sayılı OHAL Kanun Hükmünde Kararnamesi'yle, öğretmen alımlarında mülakat yasalaştırılmıştır. Doğrudan siyasal iktidarın kadrolaşmasına hizmet edecek olan öğretmen alımlarındaki mülakat uygulamasının neden olduğu ve olacağı sorunlara değinmek istiyorum.
AKP Hükûmetinin mülakata dayalı sözleşmeli öğretmenlik teklifi TBMM Millî Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonunda görüşmeleri tamamlanarak Genel Kurula sevk edilen kanun tasarısında yer almasına rağmen, ilgili kanun tasarısının Genel Kurulda görüşülmesi beklenmeden OHAL kanun hükmünde kararnamesiyle yasalaştırılmıştır. Bu uygulama OHAL sürecinin topluma izah edilen gerekçesi dışında işletilmesinin somut bir örneği olarak karşımızda durmaktadır. Darbe girişimiyle ilişkisi hukuki olarak ortaya konulmadan 28.162 öğretmenin bir buçuk ay gibi kısa bir sürede görevden ihraç edilmesi, 20.088 öğretmenin açığa alınmasıyla toplumsal meşruiyet oluşturulmaya çalışılması bu hakikati gizleyememektedir. AKP iktidarı kendi siyasal iktidarını kalıcı hâle getirmek için eğitim alanına yönelik yapısal müdahalelerde bulunmaktadır. AKP iktidarının, 15 Temmuz darbe girişimini fırsat bilerek eğitim sisteminin temel dinamiği olan eğitim emekçilerini hukuka aykırı bir şekilde terör suçlamasıyla hedefleştirmesinin asıl amacı kendi kadrolarını adım adım eğitim sistemine yerleştirmesidir. Öğretmen alımlarında mülakat uygulaması bu amaçla hayata geçirilmiştir. Sözleşmeli öğretmenlik mülakatlarında adaylara sorulan sorular, Millî Eğitim Bakanının konuya ilişkin basın mensuplarına verdiği cevap AKP'nin bu uygulamadaki siyasal amaçlarını açığa çıkartmaktadır. Yakın bir zamanda, AKP'li olmayan ve siyasal iktidara yüzde yüz biat etmeyen hiç kimse, ne kadar başarılı olursa olsun bu mülakatları geçemeyecektir. Mülakat sistemi, doğrudan siyasal iktidara kadrolaşma için büyük bir zemin yaratmanın yanında, telafisi imkânsız çok sayıda eşitsizliği ve ayrımcılığı da üretmektedir. Örneğin, mülakatlarda başarılı olan adaylara "torpilci", başarısız adaylaraysa "örgüt mensubu" damgası vurulduğu belirtilmektedir. Ayrıca, mülakatları yapan komisyonların verdikleri puan ortalamaları arasında ciddi dalgalanmalar olduğu iddia edilmektedir. Bu dalgalanmaların bölgesel bazda da mülakatların yapıldığı 18 il arasında olduğu belirtilmektedir. Millî Eğitim Bakanlığının ilgili verileri açıklamaması kuşkuları doğrular niteliktedir. Mülakatlar "Hamili kart yakınımdır, hemşehrimdir.", siyasal ve ideolojik yakınlık ve benzeri torpil uygulamasına doğrudan açıktır. MEB tarafından gerçekleştirilen mülakatlarda torpilin önüne asgari düzeyde bile olsa geçebilecek hiçbir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Mülakatlar görsel ve sesli olarak kayıt altına alınmamaktadır. Binbir güçlükle, zorlukla üniversite eğitimini tamamlayan, KPSS'ye yine binbir zorlukla hazırlanan kişilerin mesleğe alınmasının sadece mülakata, başvuru koşuluna indirgenmesi açıkça emek gasbıdır.
Yukarıdaki örneklere benzer şekilde mülakatların neden olduğu çok sayıda eşitsizlik ve ayrımcılık bulunmasına rağmen, AKP Hükûmeti ve Millî Eğitim Bakanı mülakatları savunan açıklamalar yapmaktadırlar. Açıklamaların yakından incelendiği zaman gerçeği yansıtmadığı ve kamuoyunu yanıltmaya dönük olduğu anlaşılmaktadır. Millî Eğitim Bakanı adayın kendini ifade edebilme, beden dilini kullanabilme ve benzeri, sınavla ölçülemeyecek becerilerini mülakatla ölçtüğünü iddia etmektedir. Oysa, dört yıllık üniversite eğitimi tam da bu yeterlilikleri de kazandırmak için verilmektedir.
AKP Hükûmeti mülakatı meşrulaştırmak için ileri sürdüğü gerçek dışı savlarla gerçek amacını gizlemeye çalışmaktadır. Mülakatlarla AKP iktidarı adım adım daha da katılaşacak olan kadrolaşma sürecini hayata geçirmektedir. Bu uygulama bilimsel, laik ve demokratik eğitim değerlerinin tasfiyesini de beraberinde getirecektir. Siyasi iktidarın kadrolaşmasına hizmet eden, bilimsel kriterlerden, objektiflikten, tarafsızlıktan, nesnellikten uzak olan ve telafisi imkânsız hak kayıplarına, eşitsizliğe ve ayrımcılığa neden olacak öğretmen alımlarındaki mülakat uygulamasına derhâl son verilmelidir.
Genel Kurulu selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)