GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:30
Tarih:01.12.2016

DİRAYET TAŞDEMİR (Ağrı) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sizlerin de bildiği gibi 4 Kasımda bir darbeyle eş genel başkanlarımız, belediye eş başkanlarımız ve 10 milletvekili arkadaşımız rehin alınarak cezaevinde tutuklandı. Bizler, içerisinde grup başkan vekilimizin de olduğu, benim ve 3 milletvekili arkadaşımızın oluşturduğu bir heyet, dün Kandıra Cezaevine gidip arkadaşlarımızı ziyaret etmek istedik. Ama maalesef, biz Kandıra Cezaevine giderken yolda araçlarımızın önü kesilerek durdurulduk ve cezaevine gidemeyeceğimiz söylendi. Oradaki yetkili kişiye, neye dayanarak bizlerin cezaevine gitmemizi engellediklerini sorduğumuzdaysa ya da herhangi bir resmî belge elinizde var mı dediğimizde, bize "Hayır, elimde herhangi bir resmî belge yok ama valinin şifahen bir talimatı var, biz bu talimata dayanarak sizleri cezaevine göndermeyeceğiz..." İzin vermeyeceklerini söylediler.

Peki, biz de bir kez daha burada sizlere soruyoruz: Bu vali hangi yasaya, hangi hukuka, hangi yetkiye dayanarak 5 milletvekilini cezaevine almıyor? Bu ne hadsizliktir, bu ne kendini bilmezliktir! Bakın, Meclis çatısı altında 4 tane siyasi parti var. Bu Mecliste 3 tane siyasi partinin milletvekilleri canları istediği zaman istediği yerde istediği kişiyle görüşebiliyorlar. Peki, bizler neden görüşemiyoruz, bizler neden bu ziyaretleri gerçekleştiremiyoruz? Sizler neden bunu engelliyorsunuz? Bu haklarımızı hangi hukuka dayanarak gasbediyorsunuz? Buraya gelip bunun açıklamasını yapmak zorundasınız. "AK PARTİ sıralarından "Terörle mücadele hukukuna dayanılarak..." sesi)

Bakın, Aile Bütünlüğünün Sağlanması Komisyonunda, Adalet Bakanına bu soruyu bir kez sormuştum. Adalet Bakanı o komisyonda şöyle söylemişti, demişti ki: "Sizlerin cezaevlerini ziyaret etmeniz önünde herhangi bir engel bulunmamaktadır. İstediğiniz zaman istediğiniz kişiyle görüşebilirsiniz." Peki, o zaman dün yaşadığımız neydi? Ya vali sizden talimat almıyor, yine farklı bir paralelden talimat alıyor ya da siz doğru söylemiyorsunuz. O zaman, çıkın, açık ve net bir şekilde neden böyle yaptığınızı ifade edin, katakulli çevirmeyin, algı yönetmeyin, simülasyon yapmayın, deyin ki: "Biz şu hukuktan kaynaklı, şu nedenden dolayı sizlerin eş başkanlarınızı ziyaret etmenizi engelliyoruz."

Bakın, biz bu durumlara alışkınız, biz çokça yaşadık. Ama bir kez daha sizler için söylemek istiyorum: Hukuk size lazım olacak. Bir kırıntı bırakın ki sizi savunabilsin. Daha çok değil altı ay önce Cizre'ye, Sur'a gittiğimizde karşımıza dikilenler diyorlardı ki: "Biz suç işliyoruz. Evet, biliyoruz. İşlemeye devam edeceğiz. Biz kimseden talimat almayız. Kimseyi tanımayız." Bunu söyleyenler bugün cezaevlerinde en fazla "adalet" diyen, "hukuk" diyen kişilerdir. Evet, biz, onların hakkıydı, hukuka inandığımız için, demokrasiye inandığımız için, onlar için de hukuk dedik.

Onun için, öyle oraya buraya şuraya götürüp getirmeyin. Bunda sizin de rolünüz olduğunu bizler çok iyi biliyoruz. Bu zulmünüz karşısında geri adım atmayacağımızı da bilmenizi isteriz. Bunun en iyi örneği, 74 yaşında 3 defa tutuklanan Ahmet Türk'tür. Ahmet Türk'ü 1994'te bu kürsülerde otururken cezaevine gönderenler bugün burada oturmuyor. Ahmet Türk tutuklandığı zaman bizler çocuktuk, bu kürsüde oturan birçok arkadaşım daha çocuktu. Ahmet Türk'ün onurlu mücadelesi, Gültan Kışanak'ın verdiği onurlu mücadelenin ardılları olarak onlarca Ahmet Türk, onlarca Gültan Kışanak olarak bugün bu kürsülerde oturuyoruz. Sizler bilin ki yarın da onlarca Selahattin Demirtaş, onlarca Figen Yüksekdağ bu kürsülerde oturacak ama sizler burada yer almayacaksınız. Sizler de öncekiler gibi tarihin kara lekesinde, tarihin çöp sepetinde yerinizi alacaksınız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DİRAYET TAŞDEMİR (Devamla) - Bunu da böyle bilin. Ben bir kez daha... Eğer dün o görüşmeyi sağlamış olsaydık arkadaşlarımıza seçmenlerimizin, halkımızın selamını götürecektik.

AYŞE SULA KÖSEOĞLU (Trabzon) - Süre bitti, süre!

DİRAYET TAŞDEMİR (Devamla) - Ben de burada, tutuklanan eş başkanlarımızı, belediye eş başkanlarımızı, milletvekillerimizi ve tüm partili arkadaşlarımızı bir kez daha saygıyla selamlıyorum ve faşizm de boyun eğmeden yenilecektir. Bunları da sizlere bir kez daha hatırlatmak isterim. (HDP sıralarından alkışlar)

GÖKCEN ÖZDOĞAN ENÇ (Antalya) - Biz de faşizme boyun eğmeyeceğiz.

DİRAYET TAŞDEMİR (Devamla) - Söyleyeceğin şeyi gel burada söyle.