Konu: | Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 29 |
Tarih: | 30.11.2016 |
LEZGİN BOTAN (Van) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; mevcut Hükûmetin on dört yıllık eğitim politikasını en iyi ifade eden bir fıkrayla anlatmak istiyorum.
Karadeniz'in bir ilçesinde yolda çukur oluşmuş, gelen geçen bütün araçlar kaza yapıyor. İlçe halkı toplanmış, "Buna bir çare bulalım." demişler. 3 kişilik bir komisyon kurulmuş, komisyon toplanmış, kendi arasında önerilerini kararlaştırmış, köy merkezinde halkla paylaşmış. Birincisi demiş ki: "Biz bu çukurun başına bir tane ambulans alalım, yaralıları hemen hastaneye yetiştirelim." Köylüler "Bu pahalı olur." demiş.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Nerede olmuş bu, söyle de biz de öğrenelim ya.
LEZGİN BOTAN (Devamla) - İkincisi "Haçan, biz hemen yanı başına, yakın bir yere bir hastane yapalım." demiş. Köylüler onu da pahalı bulmuş. Temel hemen devreye girmiş, demiş ki: "En iyisi, gelin, biz bu çukuru kapatalım da gidelim, çukuru hastanenin önünde açalum."
Şimdi, AKP, bütün politikalarında geriye sardı. "Olağanüstü hâli kaldırdım." dedi, onunla övündü; iki üç kentteki olağanüstü hâl şu an bütün ülkeye yayıldı. İnsan hakları konusunda şu yenilemeleri yaptık, şunu yaptık, bunu yaptık dediler, şu an Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi askıya alındı. "Yargı reformu yapıyoruz." dediler, bugün yargının ne hâle geldiğini arkadaşlarımız sabahtan beri örnekleriyle ifade ediyorlar. Yine, AKP'ye çok yakın birtakım yandaş anketlerin sonuçları geçen gün ortaya çıktı; yargıya güven şu an Türkiye'de yüzde 93 oranında azalmış yani yargıya güven şu an yüzde 7. Haklı çünkü bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Anayasa'yı takmıyorum, onun kararlarını kabul etmiyorum; Bilal'i ve 4 hırsız bakanı bu yargıya güvenip göndermiyorum derse doğal olarak yurttaşların da, halkın da bu yargıya güveni tabii ki kalmaz.
Şimdi, elinizi vicdanlarınıza bir koyun.
ALİ ÖZKAYA (Afyonkarahisar) - Bizim elimiz sürekli vicdanımızda.
LEZGİN BOTAN (Devamla) - Vicdan varsa tabii. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
İSRAFİL KIŞLA (Artvin) - Teröriste sahip çıkıyorsunuz.
LEZGİN BOTAN (Devamla) - Şimdi eğer vicdan varsa elinizi bir vicdanlarınıza koyun, öyle düşünün. Düne kadar mağduriyet edebiyatını yapan, mağdurlar kampında olan, işte Refah geleneğinden gelen, Millî Görüş geleneğinden gelen Saadet Partisinin başına gelenleri, 28 Şubat sürecini hep birlikte yaşadık, gördük ama meğerse gerçekte 28 Şubatçıların iddia ettiği gibi, 28 Şubatın bin yıl süreceğini iddia etmişlerdi, belki bin yıl sürmedi ama AKP, 28 Şubat ürünü olarak şu an 28 Şubatçıların hedef aldığı, yapmak istediği, arzuladığı ne varsa hepsini teker teker şu an gerçekleştiriyor. AKP geriye sarmıştır. AKP üç beş konuda belki birtakım takiyeyle birtakım liberal adımlar atmışsa bile gerek Kürt sorunu konusunda gerek eğitim reformu konusunda gerek yargı reformu konusunda hepsinde geriye sardı ve giderek diktalaşıyor. Bir yalanı savunmak çok zordur arkadaşlar, bir yalanı savunmak çok zordur.
ŞAHİN TİN (Denizli) - Sizinki gibi!
LEZGİN BOTAN (Devamla) - Bakın, ayetikerimede Yüce Rabb'imiz diyor ki "İftira eden düşmanımdır." Ama burada o kadar rahat iftira atıyorsunuz ki, o kadar rahat yalanlar atıyorsunuz ki, o kadar rahat insanları karalıyorsunuz ki, hiç mi... Şimdi, insanın vicdanı kararınca, insanın kalbi taşlaşınca...
HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - PKK'nın cinayetleri yalan mı?
HÜSEYİN FİLİZ (Çankırı) - En son, kaymakamı kim şehit etti ya?
LEZGİN BOTAN (Devamla) - Roboski'yi de söyle, DAİŞ'in yaptıklarını da söyle, Ankara katliamını da söyle, Suruç katliamını da söyle, Uğur'u da söyle, Ceylan Önkol'u da söyle, nice çocukları... Kadın da olsa, erkek de olsa...
ŞAHİN TİN (Denizli) - Yasin Börü'yü de söyleyelim mi?
LEZGİN BOTAN (Devamla) - ...gereği yapılacak diyen zihniyeti de söyle. Biz çok iyi tanıyoruz bunları. Hediye Ataman denen bir kadın, bir ev kadını kaç gün önce evinde diri diri yakıldı...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
LEZGİN BOTAN (Devamla) - ...basında şöyle geçti: "Teröristmiş." ve siz de Kürt'ü öldür, kadını öldür, çocuğu öldür, çık de ki...
HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Bak, yalan bu işte, tamam mı.
ŞAHİN TİN (Denizli) - Bence sen yalan söylüyorsun.
LEZGİN BOTAN (Devamla) - Sana bir şey söyleyeceğim.
HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Cinayetleri söyle, cinayetleri. PKK'nın cinayetlerini söyle.
LEZGİN BOTAN (Devamla) - Sakin ol, ya sakin ol! Ya, rahat ol, rahat!
ŞAHİN TİN (Denizli) - PKK ne yapmış, onu söylesene sen.
BAŞKAN - Sayın Botan, süreniz bitti.
LEZGİN BOTAN (Devamla) - Hediye Ataman bir ev kadınıdır, 37 yaşında...
HÜSEYİN KOCABIYIK (İzmir) - Altan Tan sizin için "kiralık katil" dedi ya.
LEZGİN BOTAN (Devamla) - ...yoksul, zavallı bir kadın evinde yakılarak öldürülmüştür. Gelin birlikte gidelim, tamam arkadaşlar, bakın, gelin, gidelim, araştıralım, bu Hediye Ataman kimdir, nasıl öldürüldü, ne şekilde öldürüldü, kimdir, sicil kaydında bir şey var mıdır görelim.
BAŞKAN - Sayın Botan, teşekkür ederiz.
HÜSEYİN FİLİZ (Çankırı) - Kaymakamı kim öldürdü ya?
LEZGİN BOTAN (Devamla) - Kaymakamı da AKP'li öldürdü.
BAŞKAN - Sayın Botan, teşekkür ederiz.
ŞAHİN TİN (Denizli) - Ya, bırakın bu yalanları ya, bırak ya.
LEZGİN BOTAN (Devamla) - Belediye başkanı adayı öldürdü, AKP öldürdü. Kaymakamı da hedef yaptınız. Kaymakamı öldüren AKP'nin adayıydı. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)