GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:28
Tarih:29.11.2016

SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle, Adana'da yaşamını yitiren çocuklara rahmet diliyorum, ailelerine başsağlığı diliyorum.

Ben, biraz Diyarbakır'dan bahsetmek istiyorum. Diyarbakır'da biliyorsunuz bir yılı aşkın süredir sokağa çıkma yasağı var ve 6 mahallede devam ediyor. Ve bu operasyonları yürütenler Adem Huduti, 7. Kolordu Komutanı Korgeneral İbrahim Yılmaz; ikisi şu anda cemaatten cezaevinde. Aynı şekilde, bürokrasi tarafından operasyonu yürüten Vali Yardımcısı Mehmet Demir de yine FETÖ'den alındı. Ve biz o dönemlerde, burada sizin de cemaatle birlikte ortak hareket ettiğiniz dönemlerde Sur'da sokağa çıkma yasaklarında nasıl bir katliam yapıldığını, oradaki tarihî eserlerin nasıl yok sayıldığını, nasıl yok edildiğini binlerce defa anlattık. Ancak, görünen o ki hiçbir şekilde dinlemediniz ve herhâlde ileride de bunun şimdi bu tutuklananlar üzerinden insanlık suçuyla ilgili bir yargılama olduğunu, onlar üzerinden götürme gibi bir gayretinizin olduğunu biliyorum ama şunu da söylemekte fayda var: Bu, sizi kurtarmayacaktır, asla kurtarmayacaktır. Çünkü, burada defalarca anlatıldığı hâlde sessizce, bazen tepki göstererek, bazen bizi terörize ederek tamamen ret üzerinden bir politika yürüttünüz. Ve dünyanın hiçbir yerinde yaşanmamış, uygulanmamış bir yasak devam ediyor; tam bir yıldır orada sokağa çıkma yasakları devam ediyor. Ve bununla birlikte, büyükşehir belediye başkanlarımızın tutuklanması, yerine "kayyum" diye atanan, şimdi de kendisini web sayfasında "belediye başkanı" diye tanıtan, kendisine saygısı olmadığı gibi oradaki halkın verdiği oya saygısı olmayan, kendi iradesini yok sayan bir yerden... Kendisini web sayfasında büyükşehir belediye başkanı olarak anlatmaya çalışmış. Hani bu -şeye benziyor- sürü ve çoban diyalektiğinin tezahürüdür. Ama, bu, Amed halkının da asla kabul edeceği bir duygu değildir. Belki kendini oraya, ismini öyle yazdırarak bunu normalleştirmeye çalışıyor ama asla ve asla meşruiyeti olmayan bir durumdur.

Bununla birlikte, şu anda Diyarbakır'da 17 tane ilçemiz var, 4'ü merkez ilçe olmak üzere 15'inde kayyum var, sadece 2'sinde yok. O 2'sinde de niye yok? Çünkü orada AKP'li belediye başkanları var.

Burada "millî irade" diye bahsedenler, 17 ilçenin 15'ine kayyum atarken millî iradeden bahsediyor, 2 tanesine atamıyor. Peki, sormak istiyorum, bu 2 tane ilçede, Çermik ve Çüngüş'te AKP'li belediye başkanları var diye normalleştirmeye çalışıp, kendinizce meşrulaştırmaya çalışıp, 15'inin üzerine kayyum atayacaksınız, 2 tanesini de AKP'li olduğu için yönetmesine sessiz kalacaksınız. Hiç kusura bakmayın, bugün belediye başkanlarımız dâhil olmak üzere, milletvekillerimiz de dâhil olmak üzere, eş genel başkanlarımızın üzerindeki iradeyi, rehin alma iradenizi ve rehin alma siyasetinizi kabul etmiyoruz. Sizin için -az önce belirttiğim gibi- koyun-sürü ya da çoban-sürü diyalektiği geçerli olabilir, kısmen de doğrudur, baktığımda çok doğru görüyorum ancak bizim gibi politik olan, toplumu muhakeme eden ve bunu ret üzerinden itiraz edenlere karşı verdikleri oya da saygı duymanız gerekir.

Bugün bu arkadaşlarımız burada değilse bu hepimizin utancıdır ve başta bu dokunulmazlığa ortak karar verip, buna "evet" diyenler, oradaki cezaevlerinde siyasi mahkûmları, siyasi tutsakları terörize edenler bu işten sorumludurlar. Ve şunu da unutmayalım ki bugün bu arkadaşlarımızın cezaevinde olması, belediye başkanlarımızın tutuklanması... 46 belediye başkanımız tutuklanmış durumda ve bunları da kendinizce hendek ve barikat üzerinden tartışıp bunun üzerinden yargılıyorsunuz ya, bunun hiçbir karşılığı yok. Çünkü bizim şu anda 15 tane belediyemize kayyum atanmış ve sizin "millî irade" dediğiniz sadece size oy verenlerdir. Eğer oy ve sandığı kabul etmiş olsaydınız saygı duyardınız.

SALİH CORA (Trabzon) - Usulsüz kamu görevinin üstlenilmesi...

SİBEL YİĞİTALP (Devamla) - Onlara bir yıldan fazladır her gün müfettiş gidiyor, 1 kuruş bile yolsuzluk yoktu. Bundan daha büyük bir onur olamaz. Keşke siz onlar kadar dürüst olabilseydiniz, keşke belediyeleriniz bu kadar ve vekillerinizin içinde bulunduğu Fetullah cemaat ilişkisinin ortaya çıktığı ama her gün Fetullah'ı yerin dibine batırdığınız geçmişinize saygınız olsaydı. Geçmişinize saygınız olsaydı bugün, cemaatle yol yürüdüğünüzde en azından o geçmiş üzerinden bu kadar ağır konuşmazdınız. Beraberdiniz, kol kolaydınız, suç ortaklığı yaptınız ve suç ortaklığı üzerinden bizim belediyelerimize ve vekillerimize aynı taktiği uyguluyorsunuz ama şunu unutmayın, bizler bunu yemeyiz. (HDP sıralarından alkışlar)