| Konu: | Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 28 |
| Tarih: | 29.11.2016 |
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; konuşmama başlamadan önce... Adana'nın Aladağ ilçesi Sinanpaşa Mahallesi'ndeki -kesinleşen bilgiye göre- yangında 11 öğrencinin yaşamını yitirdiğini öğrendik, çok üzgünüz. Kendilerine Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyoruz. Umarız ölü sayısı artmaz. Bunu öncelikle paylaşmak istedim.
Değerli milletvekilleri, diğeri, bugün -belki sizler de rastlamışsınızdır- burada her gün birlikte oturduğumuz, grup başkan vekilliği yapan, aynı zamanda uzman doktor olan Sayın İdris Baluken hakkında iddianame tanzim edildi. İddianameyi okurken konuşma sırası geldi. Bütün basın "Baluken'e müebbet hapis istemi" diye veriyor manşetlerde. Bilmiyorum, aranızda çok sayıda hukukçu var. İdris Baluken'e isnat edilen fiiller ne, biliyor musunuz? Konuşmak, toplantı ve gösteri yürüyüşüne muhalefet, DTK'nın toplantısına katılmak. Ne bu? Bunun adı hukuk değil. Bu yargı tarafsız ve bağımsız değil derken tam da bunu söylüyoruz. 302'nci maddeye muhalefetten dava açılmış. 302'nci madde ne? Devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma fiili. Bu, Yargıtay içtihatlarına göre, yerleşik içtihatlarına göre silah, eylem, eylemin yakın tehlike içermesi ve ciddi tehdit oluşturması. Bir konuşmayla milletvekilinin 302'nci maddeye muhalefetten yargılanmasının anlamı nedir, bunu önümüzdeki günlerde söyleyeceğiz. Bununla utanma duygusu mu azaltılıyor? Bununla vicdanınızı mı rahatlatıyorsunuz? Bununla kamuoyuna "İşte bakın, ne büyük suçlar işlediler. Ülkeyi bölüyorlardı, birliğini bölüyorlardı, bu yüzden rehin aldık." bu denilmek isteniyor, vatandaşa tam da bu söylenmek isteniyor. Sayın İdris Baluken'in, Grup Başkan Vekilimizin, diğer eş genel başkanlarımızın ve milletvekili arkadaşlarımızın -suçsa ki değil- tek suçu var; konuşmak, ülke siyasetinde barışı, eşitliği, demokrasiyi, gerçekleri sakınmadan hakikati savunmaktır. Bu dosyayı hazırlayan savcılar hukuk bilgisiyle hazırlamamışlar. Bu dosyayı hazırlayan savcılar aldıkları talimatların gereğini harfiyen yerine getirmeye çalışıyorlar ya da çok abarttılar, hani, artık, bir milletvekiline ağırlaştırılmış müebbet isteyecek kadar, tıpkı 1960 darbesinde olduğu gibi. Başbakanını asan ülkeden 2016 yılında milletvekillerini ağırlaştırılmış müebbetle yargılayan bir demokrasimiz var. Hayırlı olsun!
Değerli milletvekilleri, kayyumlarla ilgili de şunu söylemek istiyorum, sürem kalmadı ama ileride söyleyeceğim: Kayyum meselesi sadece darbe dönemlerinde Türkiye'nin gündemine gelmiştir. Sadece kısa bir tarih turu: 1980-1983 yılları arasında askerî cunta döneminde, 12 Eylül askerî darbesinden sonra kayyum atanmıştı. Buna aynen tarihi tekerrür etmek istercesine 11 Eylül 2016 tarihinde, bir gün önce, birçok belediyeye, 28 belediyeye kayyum atandı. Bunların 24'ü Demokratik Bölgeler Partisine ait, HDP'nin bileşeni. Ve ne gariptir ki 4 AKP ve MHP'ye bağlı belediyenin kayyumları belediye meclisi seçimiyle belirlendi, diğerlerine ise vali ve kaymakamlar atandı. Bu dosyaları, sakın ha, İdris Bey'de olduğu gibi farklı bir şey var sanmayın, size dosyalarını burada tek tek okuyacağım. Ne biliyor musunuz? Tek bir soru sorulmamış belediye başkanlarına. Hani o manşetlerde -8 sütuna manşet yazılıyor ya- "Kışanak'a yüz yıl, Anlı'ya..." bilmem ne...
SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - İki yüz otuz.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Şu sorulmamış: Şu belediyede şu işi örgüt için mi yaptınız? Şu aracı şunun için mi yaptınız? Şu parayı aktardınız, şu yolsuzluğu yaptınız; yok böyle bir şey. Dosyada yok, soru yok ama medya her gün manşet atıyor: "Belediyeler terör örgütüne çalışıyor, para gönderiyor, araba veriyor." Ya, nereden çıkıyor bunlar? Yani, dava dosyasıysa, buyurun. Kayyum atamak işte tam da bulunduğumuz darbe dönemine uygun bir davranış olarak devam ediyor. Sayın Ahmet Türk'ün de bu kapsamda tutuklanması Türkiye'nin en büyük utançlarından biri olarak tarihe kaydedilmiştir diyorum.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)