| Konu: | 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü'ne ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 28 |
| Tarih: | 29.11.2016 |
FATMA BENLİ (İstanbul) - Teşekkürler.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aslında konuşma için müracaat ederken 25 Kasımda Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Uluslararası Dayanışma Günü vesilesiyle talepte bulunmuştum ama 25 Kasım Cuma günü Meclis çalışma yaptığı için bu konuda zaten bir konuşma gerçekleştirildi. Ama, işin doğrusu bu hiç önemli değil çünkü kadına karşı şiddet konusu sadece 25 Kasımda konuşacağımız, yılın diğer günlerindeyse kendi kendimize hayıflanacağımız, gazetedeki haberleri gördüğümüz zaman suçu başkalarına atacağımız bir mevzu değil, her gün tekrar ve tekrar düşünmemiz gereken, "Beraberce ne yapabiliriz? Beraberce bu sorunun çözümü için nasıl bir katkıda bulunabiliriz?" dememiz gereken bir husus. Çünkü kadına karşı şiddet konusu sadece söylemlerle karşılık bulacağımız, "Ben kadına karşı şiddete karşıyım, çocuğa karşı şiddete karşıyım." diyerek çözümleyebileceğimiz bir husus değil. Söylemler yeterli olsaydı, sadece yazılı kâğıtlar üzerinde yazılanlar geçerli olsaydı en basitinden bu Mecliste olan insanların da bulunduğu üzere hiç kimse sigara içmezdi. Sonuçta devasa isimlerle bütün sigaraların üzerinde "Sigara öldürür." diyor ama bunu biliyor olmak bu sorunu çözmeye yetmiyor. Biz de biliyoruz ki kadına karşı şiddet konusu ya da çocuğa karşı şiddet konusu geçmişten günümüze en can yakıcı konulardan bir tanesi, sadece Türkiye'nin bir mevzusu değil -tırnak içerisinde- kendisini "gelişmiş" olarak adlandıran ülkelerde de ya da diğer bütün ülkelerde de var olan, sayıları oransal olarak değişen bir olgu ve her bir kadına karşı şiddet vakası asla tamamlanamayacak olan, onun ruhunda onulmaz yaralara sebebiyet verebilecek olan bir konu. O yüzden bunun için mücadele vermek zorundayız, onun için sadece sözleri bırakıp somut davranışlarda hep beraber bulunmak zorundayız. Ki AK PARTİ iktidarı zamanında 2004'te bu Mecliste çıkartılan Türk Ceza Kanunu'nda eziyet suçunun Ceza Yasası içerisinde yer alması, hatta Adalet Bakanımızın "Sessiz bir devrim gerçekleşiyor." diyerek tanımladığı, kadınla ilgili konularda 35 maddeden 30'unda değişiklik yapılması, töre cinayetleri konusunda ağırlaştırıcı sebep öngörülmesi, aslında kadına şiddetle mücadele konusunda alınan somut önlemlere bir örnek. Ama onun ötesinde yine bu Mecliste alınan, kadına ve çocuğa karşı şiddetle ve töre ve namus cinayetleriyle mücadele ana komisyonunda çıkan raporlarda alınan önlemlerin bizatihi Başbakanımızın, şu an Cumhurbaşkanı olan Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla ilgili kurumlara gönderilmesi ve sadece sözlerden ziyade -aydınlatmanın yapılması, spot filmlerin oluşturulması, sosyal eşitsizliğin kaldırılması, ekonomik anlamda kadının güçlendirilmesi, mahallî idarelerin bu anlamda görevlerinin yapılması gibi sözlerden ziyade- somut cümlelere ifade veren, somut önlemler alan, hatta daha sonra da Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonunun bizatihi bu Mecliste kurulmasını sağlayan kanun sonrası alınan önlemler, bu konuda yapılan çalışmaların ne kadar değerli olduğunu bize anlatıyor. Ama ülkemizde yaşanan tek bir hak ihlali bile, bir kadına karşı gerçekleştirilen ya da bir çocuğa karşı gerçekleştirilen tek bir ihlal bile önemli olduğu için alınan önlemler yetmiyor. O yüzden zaten 2011'de İstanbul Sözleşmesi'ni imzaladık, hatta ilk imzalayan, ilk onaylayan ülke olma konumuna geldik. 2012'de yine bütün partilerin desteğiyle beraber, ailenin korunması ve kadına karşı şiddetin önlenmesine dair yasayı burada çıkardık ama o yasa sadece şiddet uygulayan bireylerin evden uzaklaştırılmasını gerektirmiyor. O yasada pek çok önleyici ve koruyu tedbir var, o yasada sadece mahkemelere görevler verilmiyor, mahallî idarelere, kaymakamlara, sosyal güvenlik uzmanlarına, velhasılıkelam, bütün herkese görevler veriliyor. İşte benim bu kadar kısa zamanda sizlerden ricam, yasaları sadece bu Meclisten çıkarmakla yetinmeyelim çünkü burada olan herkes seçim bölgesinde çok ciddi bir ağırlığa sahip. Kadına karşı şiddet konusu ya da çocuğa karşı şiddet konusu her birimizin beraberce mücadele etmemiz gereken, illerimizde diğerleriyle beraber çaba göstermemiz ve sadece sözlerde kalınmaması gereken bir husus.
Bunu bilgilerinize sunuyor ve her birinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkürler. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)