Konu: | HDP'nin tutuklu milletvekillerine ve diğer seçilmişlere yönelik antidemokratik uygulamalardan son derece hicap duyduğuna ve bu demokrasi ayıbından bir an evvel dönülmesi çağrısında bulunduğuna ilişkin konuşması |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 28 |
Tarih: | 29.11.2016 |
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, gündem dışı konuşmalara geçmeden önce kısa bir açıklama yapacağım.
Sayın milletvekilleri, demokrasilerde herkes aynı fikirde olmak zorunda değildir. Hangi görüşten olursa olsun toplumun bütün kesimlerinin parlamento çatısı altında temsil edilme, hak ve taleplerini bu meclis çatısı altında ifade etme ve arama hakkı vardır. Bu nedenle, her bir milletvekili kendi şahsiyetinden çok daha fazlasını, kendisini temsilci olarak belirleyen halk çoğunluğunun iradesini ifade eder. Dolayısıyla, parlamento halk iradesinin tecelli ettiği yerdir. Bu nedenledir ki demokrasilerde yasama dokunulmazlığı elzemdir. Zira parlamento farklı siyasi temsiliyetlerin bir diğer temsil gücünü baskı altına aldığı, susturduğu ve derdest ettiği bir zemin değildir, olmamalıdır da. Aksi durumda parlamentonun meşruiyeti tartışma konusu olur ki içi demokrasiyi engelleme çabalarıyla doldurulmuş son asrın bu ülkenin omuzlarındaki ağır yükü dayanılmaz hâle getirilir.
Bilindiği üzere, Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan 4 partiden 1'inin Eş Genel Başkanları Sayın Figen Yüksekdağ, Sayın Selahattin Demirtaş, Grup Başkan Vekili Sayın İdris Baluken ve 7 sayın milletvekili daha antidemokratik bir şekilde tutuklanmışlardır, tıpkı cumhuriyet tarihine gölge düşüren, Meclise yapılmış olan diğer müdahaleler gibi. Kimi zaman askerî, kimi zaman siyasi iktidar gücüyle gelen antidemokratik müdahaleler sonuçta tek bir amaca hizmet eder; o da parlamentonun işlevsizleştirilmesi, halk iradesinin ve demokrasinin üzerine sünger çekilmesidir. Şu tartışmasız bir gerçektir ki milyonlarca yurttaşın tercihiyle bu Parlamentoya taşınan sayın milletvekillerinin yeri cezaevleri değil, burası, bu yasama alanıdır. Milletvekilleri halkın taleplerini, ihtiyaçlarını burada dile getirmeli, bu minvalde yasama faaliyetlerine katkı sunmalıdır. Bu durum demokratik parlamenter sistemin vazgeçilmezidir. Yasama organı ancak bu şekilde işlerlik kazanabilir. Milletvekilleri tutuklu bulunan 26'ncı Dönem Millet Meclisinin bünyesinde açılan büyük eksiklik, sayın milletvekillerinin olmaları gereken yere, Parlamentoya dönmeleriyle ancak kapanabilir. Bu durum, yerelden merkeze bütün seçilmişler için geçerlidir.
Son olarak Türkiye'de demokratik siyasetin geliştirilmesine ve barış mücadelesine ömrünü adamış Sayın Ahmet Türk'ün tutuklanmasıyla, Türkiye'de barışı ve huzuru çağıran diyalog diline ve demokratik siyasete olan inanca ağır bir darbe vurulduğunu belirtmek durumundayım. Türkiye Büyük Millet Meclisinin Başkanlık ettiğim bu oturumunda Meclis Başkan Vekili olarak sayın milletvekillerimize ve diğer bütün seçilmişlere yönelik olarak geliştirilen bu antidemokratik uygulamalardan son derece hicap duyduğumu belirtirken bu demokrasi ayıbından bir an evvel dönülmesi çağrısını yapmak istiyorum ve hepinize teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)