GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:27
Tarih:25.11.2016

CEYHUN İRGİL (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi, biraz önce, Sayın Bakan yanıt verirken toplam sayının 60 bin olduğunu söyledi ki komisyonda da zaten böyle bir ifadede bulunmuştu. Biz buradan şunu anlıyoruz: Nitekim, ben, Maliye Bakanıyla görüştüğümde o da aynı şeyi söylemişti, "Gelecek yıl bir kısıt içine gideceğiz." demişti. Bunda haklı olabilir devlet. Yani, devletler ekonomilerini buna göre ayarlayabilir, hiç personel de almayabilir, hiç öğretmen de atamayabilir. Bu, bir devletin ya da iktidarın, hükûmetin tercihi olabilir; buna itiraz yok, önemli olan şeffaf devlet anlayışı. Bunu bekleyen insanlar var, KPSS'ye girmişler. Siz şunu söyleyeceksiniz: "Ben bu sene atama yapmıyorum." Bitti, tamam, sorun yok. "Herkes yoluna, işine baksın." diyeceksiniz. Bu da anlaşılır bir şey. "Ben bu yıl kadro açıyorum, açmıyorum.", "Ben bu yıl işe adam alıyorum, almıyorum.", "Ben bunu satın alıyorum, almıyorum." Bir şey söylemeniz lazım ki insanlar hayatlarıyla ilgili plan yapsınlar. Nitekim, ben, burada, 30 bin civarında asker, polis ataması olduğunu, 15 bin civarında da adli makamlara atama için izin verildiğini düşünürsek, ortalama, maksimum, olsa olsa 15 bin öğretmen ataması için bir olanak olduğunu düşünüyorum. Bunun da net olarak söylenmesinde fayda var, buna göre öğretmenler hayatını planlasınlar.

Bunun dışında, ayrıca, öğretmen atamamız konusunda bir tartışma var. Daha dün oldu, burada göstermek isterim: Sabahleyin Sayın Cumhurbaşkanı Külliye'de bir konuşma yaptı, orada dedi ki: "Öğretmen açığımız var, öğretmen açığını gidereceğiz ve en büyük payı da bu yüzden eğitime vereceğiz." Görüntüsü burada, sabah. Akşam Başbakan çıktı, dedi ki: "Öğretmen açığımız yok." Yani, sabah Cumhurbaşkanının söylediğini akşam Başbakan yalanlıyor. Şimdi, tabii ki doğrusunu Bakandan duymak isteriz. Biz, tabii ki Cumhurbaşkanına inanıyoruz, öğretmen açığı var.

Bunun için biraz önce Bakan dedi ki: "Bu yıl son yılların en çok atamasını yaptık." Hayır Bakanım, orada da yanılıyorsunuz, bürokratlarınız yanıltıyor; siz 2015 yılında 52 bin atama yaptınız, 2012'de 57 bin atama yaptınız, onu da size söylemek isterim.

MEHMET UĞUR DİLİPAK (Kahramanmaraş) - Teşekkür ederiz, öğrenmişsin!

CEYHUN İRGİL (Devamla) - Sorun yok, doğru neyse o.

Onun dışında, biraz önce arkadaşımızın bir sorusu üzerine "Öğretmenler yıllarca aynı yerde mi çalışsınlar, tabii ki yurdun her yerine gitmeliler, bu yurdun her yeri bizim yurdumuz, her yeri görev alanı." dediniz. Tamam Bakan, haklısınız; peki, gitsinler. Peki Sayın Bakanım, sayın bürokratlar; biraz sonra bu yasa tasarısının içinde 37'inci maddeyi konuşacağız. Burada milletvekili olan akademisyenler istediği yere gidebiliyorken, hiçbir yere gitmiyorken, istedikleri yerde öğretim üyesi olabilecekken, yurdun güneydoğusuna, doğusuna gitmiyorken niye gariban öğretmenler yurdun her yerine gidiyor? Bakan buna da cevap versin o zaman. O yüzden, bu ayrımcılıklara, bu çifte standartlara son vermelisiniz.

Şimdi, Bakan dedi ki: "Mahkeme kararlarını uyguluyoruz." Ben Sayın Bakanın hukukçu kimliğine, iyi niyetine buradan gerçekten inanıyorum, inanmasam olanı söylerim. Bürokrasisiyle defalarca görüştük, kendisiyle de, bana el yazısıyla da verdiği vardır "Bu uygulanacak." diye ama şu var: Şube müdürlerinin kararlarının yarısı uygulanmadı Sayın Bakan, biliyorsunuz ve bu konuda ben net bir açıklama alabilmiş değilim. Ben doktorum, hukukçu değilim, bana anlayacağım dilde anlatın. Çünkü, burada da görüyoruz ki, bu kadar hukukçu var, aynı maddeyi 3 ayrı hukukçu okuyor, başka şey anlıyorsunuz, başka şey söylüyorsunuz; bu vatandaş da hiçbir şey anlamıyor. Net söyleyin, "Biz seni şundan atamıyoruz kardeşim." deyin. Çünkü, taraflısınız, ayrım yapıyorsunuz ve kesinlikle siyasal saiklerle hareket ediyorsunuz.

Onun dışında, açığa alınan ve ihraç edilen öğretmenler konusunda biraz önce burada bir tartışma oldu; o bir şey söylüyor, o bir şey söylüyor, gazeteler başka bir şey söylüyor. Ben size söyleyeyim Sayın Bakan: İhraç edilen öğretmen sayınız 30.351, açığa alınan öğretmen sayınız 16.668. Bugün akşam itibarıyla 6.007'sini iade ettiğiniz için 10.681 açıkta öğretmen kaldı. Açığa alınıp iade edilen bundan önceki -yani düne kadarki- öğretmen sayınız 6.474'tü. İhraç edilip kanun hükmünde kararnameyle göreve iade edilen öğretmen sayınız da 311. Yani demek ki toplamda bugünkü 6 bini iade etmemiş olsanız 53.804 öğretmen açıkta ve ihraç edilmiş durumda. Bu da Millî Eğitim Bakanlığının tüm kadrosunun yüzde 5'ine denk gelir. Düşünün, Millî Eğitim Bakanlığı kadrolarının, personalitesinin yüzde 5'inin içerisine bir terör örgütü sızıyor, bu terör örgütünden kimsenin haberi yok, iş birliği yapılıyor. Bütün bu öğretmenler, gariban öğretmenler ihraçta, sürgünde, cezada, açıkta ama bunları buraya alan, bunlarla görev yapan, bunları atayan, bunları onurlandıran bürokrasi görevde yani Bakanlık sütten çıkmış ak kaşık, gariban öğretmenler suçlu, terörist. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın İrgil.