GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:27
Tarih:25.11.2016

ZİYA PİR (Diyarbakır) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, herhâlde bugün sabahlayacağız. Benim 32 sayfalık bir konuşma metnim var burada, hazırlıklı geldim, merak etmeyin. Umarım Osman Bak laf atmaz bana, o yüzden yani bir an önce bitirmek istiyorum fakat...

İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - İstiyorsun herhâlde.

ZİYA PİR (Devamla) - Osman'la aramız iyi, o yüzden söylüyorum.

BAŞKAN - Osman kötü kötü bakıyor.

ZİYA PİR (Devamla) - Baksın, baksın; ben hazırlıklıyım.

Sen laf at, ben hazırlıklıyım.

Şimdi, ben tabii ki bugün Sayın Mehmet Şimşek Bey'in attığı ve dün Başbakanlığın atmış olduğu bir "tweet" üzerine, benim de konuma girdiği için biraz ekonomi, biraz Avrupa Birliği meselelerine girmek istiyorum. Diğer konulara, ikinci bölümle ilgili sonraki konuşma zamanlarımda daha detaylı gireceğim.

Şimdi, gümrük birliği, Avrupa Birliği, Şanghay Beşlisi; bunlarla ilgili ben birkaç kelam etmek istiyorum. 1996, aslında 31/12/1995 ama 1/1/1996'da biz gümrük birliğine giriyoruz diye böyle büyük büyük burada partiler yapmıştık, kutlamalar yapmıştık. Ben de ondan bir sene sonra Türkiye'ye geldim; Avrupa'da yaşıyordum, o zaman üniversiteydim, bu konuyla ilgili bir bilimsel araştırma yapmak için gelmiştim. Daha önce ben Brüksel'e gittim, Brüksel'deki Türkiye masasında bana dediler ki: "Bizim bu konuyla ilgili herhangi bir araştırmamız yok, elimizde bilimsel bir çalışmamız yok, ihtiyacımız da yok. Bizim için Türkiye bir pazardır. Sen Türkiye'ye git, Türkiye'de araştırma yap." Geldim; 28 Şubat 1997'de, çok iyi hatırlıyorum öğrencilerin üniversite kapısında nasıl dayak yediklerini. Orada çalışmalar yapmıştım ama gördüm ki Türkiye'de de bu konuda çalışmalar yok, sadece İKV'nin, TOBB'un ve Rıdvan Karluk diye Anadolu Üniversitesindeki bir hocanın çalışmaları vardı, biraz daha teorik çalışmalardı ama bilimsel çalışma diye başka bir şey bulamamıştım, bir araştırma yok dedim. Daha sonra, şöyle bir sonuca ben çalışmamda varmıştım: Aslında gümrük birliği, Türkiye için iyi bir şey ama bunu iyi kullanmak lazım. Kullanamazsanız, eğer şirketler bu konuda bir hazırlık yapamazsa, devlet onları iyi kanalize edemezse gümrük birliğini de iyi kullanamayız, zararlı çıkarız. Bana göre de öyle oldu. Ben Avrupa'da uzun yıllar yaşadım ama sanmayın ki ben Avrupa'yı böyle çok çok seven, öven bir insan da değilim, bunu da buradan söylemiş olayım.

2004 senesinde Sayın Başbakan, dönemin Başbakanı, Brüksel'de o görüşmeleri yaparken ben heyet içinde olmasam da Brüksel'deydim. O dönem kendisiyle de bu meseleleri sık sık konuşurduk. Yine, aynı şekilde, 1996 gibi ya da 1995 gibi burada yine büyük kutlamalar olmuştu ama ne oldu? Yine kullanamadık. Yani, bizim mi suçumuz bu? Avrupa'nın da elbette suçu var, Yunanistan'ın ya da Güney Kıbrıs'ın suçları vardır burada.

Bugünlere geldik. Bugün ekonomik olarak AB'ye ihracatımız bütün ihracatımız içinde yüzde 57'dir, Çin ve Rusya'ya yüzde 22'dir. Zaman ilerlediği için hızlı hızlı gidiyorum. Sadece özel sektörümüzün bugün 311 milyar -309 dedi benden önce başka bir arkadaş ama 311 diye ben Merkez Bankasından biliyorum- brüt borcu var, 211 milyar net dolar bazında borcu var. Son bir buçuk iki ayda durup dururken, hiçbir iş yapmadan bu özel sektörün borcu 25 milyar dolar yükseldi. 25 milyar, arkadaşlar, 5 tane TÜPRAŞ demek. 5 tane TÜPRAŞ borçlandı. TÜPRAŞ Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşu, 5 milyar dolar değerindedir. Türkiye'deki özel sektör, bu dolar kurundan, döviz kurlarından dolayı 25 milyar iki ayda ekstradan borçlanmış oldu.

Şimdi, Başbakanlığın bir "tweet"i var, diyor ki: "Piyasada döviz ve TL bakımından herhangi bir sıkışıklık söz konusu değil. Her şey planlandığı gibi gidecek." Hükûmet ne planladı acaba bu konuda ben onu bilmek istiyorum, ne planlanmıştır? Şimdi, böyle bir durumda siz "Şanghay Beşlisi" diye söze giriyorsunuz, topa giriyorsunuz. Ben iddia ediyorum ki Şanghay Beşlisiyle ilgili burada hiç kimsenin bir fikri yoktur yani Şanghay Beşlisiyle ilgili doğru dürüst bir fikri yoktur. Ben, azından, AK PARTİ sıralarından henüz o konuyla ilgili bir şey duymadım, varsa lütfen beni bilgilendirin. Eskiden "Komünistler Moskova'ya" diyenler bugün koşa koşa nasıl Şanghay Beşlisinin peşine düştü, onu da merak ediyorum.

Saygılar. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.