Konu: | Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 27 |
Tarih: | 25.11.2016 |
BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Van) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, ben bir önceki konuşmamda akademisyen Sayın Nuriye Gülmen Hocadan bahsettim ve konuşmaya başlarken de Nuriye Hocayı çoğunuzun tanıyamayabileceğini söyledim. Tahminimde yanılmadım, hemen konuşmamın akabinde cevap veren Sayın Mehmet Muş, şöyle bir ifade kullanmış, tutanakları aynen okuyorum: "Akademisyen olmak, bilim insanı olmak terör propagandası yapma özgürlüğü anlamına gelmez. Türkiye'de bir terörist aktivite, faaliyet vardır, bir de bunun propagandası vardır. Bu açıdan, ikisi de Türkiye Cumhuriyeti devleti yasalarına göre suç teşkil etmektedir. Bununla alakalı kararı da bağımsız mahkemeler verecektir." şeklinde bir açıklama yaptı. Ben bir hukukçu olarak bu sözleri tabii birçok açıdan değerlendirebilirim ama çoğu yalan olan bu ifadeleri açıkça söyleyeyim. (Gürültüler)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen biraz daha sessiz.
BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Devamla) - Şimdi, Nuriye Gülmen Hocayı eğer tanımış olsaydınız, on beş gündür haksız yere bir kanun hükmünde kararnameyle atıldığı işine geri dönmek istediğini de duymuş olurdunuz.
O meydanda, Yüksel Caddesi'ndeki meydanda Nuriye Hoca itirazını, Hükûmete olan itirazını, meramını dile getiriyor. Zaten tarih boyunca meydanlar hep bu amaçlarla kullanıldı. Halk, itirazı olan herkes, oradan, yöneticilere söylemlerini ve itirazlarını seslendirirler, dillendirirler. Duymak isteyen yöneticiler de onları dinler ve çözüm üretirler. Meydanlar bu amaçla kullanılırlar ama demokrasiden nasibini almamış yöneticiler bu sesleri kısarlar, mümkün olduğunca da yaftalarlar tıpkı bu olayda olduğu gibi.
Nuriye Hocayı tanımadınız. Ben size başka bir kadını göstereceğim, muhtemelen bunu da tanımıyorsunuz. Bu kadın Hediye Ataman, 37 yaşında. Bir hafta öncesine kadar hayattaydı. Bir hafta önce evi vardı ama güvenlik güçleri tarafından evi bu hâle getirildi.
Ben, Van'da, son bir yıldır her gün neredeyse, bir infaz haberiyle uyanıyorum ve o infaz nasıl gelişmiş onu incelemek üzere olay yerine gidiyorum. Bu olayda da aynı şeyi yaptım ve olay yerine gittim. Erciş ilçemizin Çelebibağı kasabasında Hediye Ataman'ın kardeşleriyle, kayınlarıyla konuştum. 18 Kasım 2016 gecesi evin etrafını güvenlik güçleri sarmış ve ateş açmaya başlamışlar, o da kaynını aramış, kaynı hemen gelmiş ama olay yerine almamışlar bile. Kayınlarını gözaltına almışlardı, işkence etmişlerdi ve haberlere şu şekilde yansıdı olay: "Çelebibağı kasabasında bir terörist kadın ölü ele geçirildi." Oysa Hediye Ataman sivil bir kadındı. Fark etmiyor, her kim olursa olsun, sizin tarif ettiğiniz gibi terörist veya değil kim olursa olsun vahşi bir şekilde yakılarak katledilmeyi hak etmiyor, hiç ama hiç kimse böyle bir sonu hak etmiyor. O bir insandı ve ortada bir gerçek var, Hediye Ataman sivil, savunmasız bir kadındı. İçeride defalarca kez telefonla arayarak kendilerini kurtarmalarını istedi. Daha sonra şu kapakları bulduk evin etrafında, size de göstereyim. Şu kapakların üzerindeki ibareler kimyasal malzeme bulunduğunu gösteren uyarı işaretleridir, evin etrafında bu malzemeleri bulduk. Görgü tanıkları, polislerin evin etrafına bir şeyler dökerek yaktıklarını söylemişlerdi. Bu, aslında savaş suçudur gerçekten de, insanlık dışıdır. (AK PARTİ sıralarından "Kandil'e söyle" sesi)
SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Ne Kandil'i be, Van'da olmuş mesele, ne Kandil'i?
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Ne bağırıyorsun sen orada?
SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Ya, sus!
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Sen sus!
SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Sen sus! Sen sus! Sana söylemiyorum. Bir dinleyin ya! Bu ne şartlı dinlemek öyle? Orada bak, kimliğini veriyor.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Ya, dinliyoruz, siz işinize bakın. Niye rahatsız oluyorsunuz ya? "Kandil" deyince niye rahatsız oluyorsunuz?
BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Devamla) - Bizim hukuki mücadelemiz devam edecek. Bu, Erciş'teki ikinci vakadır ve Erciş'te neler olduğunu sormak istiyorum yetkililere.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Bir kere de Türk asker ve polisini söyle. Bir kere de terör örgütünü...
BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Devamla) - Buradan İçişleri Bakanına sormak istiyorum: Erciş'te neler oluyor? (Gürültüler)
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen, hatip kürsüde konuşuyor, müdahale etmeyelim.
BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Devamla) - Bu ikinci yakma vakası sebebiyle tekrar soruyorum, daha önce sorduk, cevap alamadık, bu kürsüden soruyorum: Erciş'te neler oluyor? Neyin üstünü örtmeye çalışıyorsunuz? Ne yapmaya çalışıyorsunuz? Siz ne yaparsanız yapın, gerçeğin üstünü örtemeyeceksiniz.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Ne gerçeği? Gerçekleri konuş sen.
BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Devamla) - Gerçek anbean ortadadır ve hukuki mücadelemiz sürecek, hepiniz hesap vereceksiniz. Bu işin üzerinde sorumluluğu olan herkes tek tek hesap verecek ve biz de bunun hesabını sormaya devam edeceğiz.
İLKNUR İNCEÖZ (Aksaray) - Terör örgütüne destek verenlere mi güveniyorsun?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Teröre destek verenler hesap verecek.
BEDİA ÖZGÖKÇE ERTAN (Devamla) - Karanlıkta kalmayacak, hiçbir gerçek karanlıkta kalmadığı gibi bu gerçek de karanlıkta kalmayacak. Hediye Ataman'ın da, bizlerin de iki elimiz sizlerin yakasında olacak. (HDP sıralarından alkışlar)