Konu: | Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 27 |
Tarih: | 25.11.2016 |
İBRAHİM AYHAN (Şanlıurfa) - Sayın Başkan ve değerli arkadaşlar; şimdi, geçtiğimiz günlerde 677 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 4'üncü maddesiyle özellikle cezaevlerinde olan tutuklu ve hükümlülerin eğitim hakkı ellerinden alındı ve bu kararnameyle cezaevlerinde bulunan terör örgütü üyeliği ve buna benzer suçlardan dolayı hüküm giyenlerin veya tutuklu olanların OHAL süreci boyunca sınavlara giremeyecekleri görülmektedir. Yani bu gerçekten çok ciddi bir şekilde insan hakkı ihlali, anayasa hakkı ihlali ve benzeri ihlalleri içerisinde barındıran çok ağır bir uygulamadır. Yani bir defa, mevcut Anayasa'mızda eğitim ve öğretim hakkının herkesin temel bir hakkı olduğu maddesi söz konusu. Anayasa'nın 42'nci maddesi bunu çok açık bir şekilde düzenlemekte ve bu hakkı vermektedir. Hiç kimsenin öğrenim hakkından mahrum bırakılmayacağı söylenmektedir. Dolayısıyla, cezaevine atılmış, hâlen suçluluğu ve hakkında hüküm tesis edilmeyen insanların bu haktan mahrum bırakılması asla kabul edilebilecek bir şey değildir. Kaldı ki hükümlü olanların da bu hakkının ihlal edilmemesi gerekir. Yani biz insanların daha iyi eğitim almasını, insanların daha bilinçli, daha gelişmeye, dönüşmeye açık olmasını mı istiyoruz yoksa daha bir cehaletle, daha bir bilmezlikle yaşaması gerektiğini mi savunuyoruz?
Bu mevcut kanun hükmünde kararnameyle, aslında insanların bilinçlenmesi ve gelişmesinin önü kapatılıyor. Bakın, bu ciddi bir hak ihlalidir ve bu hak ihlalinin bir an önce düzeltilmesi gerekiyor. OHAL gerekçesiyle, birtakım intikam ve benzeri saiklerle eğer bu yapılıyorsa kesinlikle yanlış bir şeydir. Yani insanlara acı yaşatarak, insanları birtakım temel değerlerinden yoksun bıraktırılarak eğer intikam alınmak isteniyorsa bu çok ilkel bir hesaptır. Dolayısıyla, bu hesabın içerisine girilmemesi gerekiyor. Yani buradan benim aklıma Spinoza'nın bir sözü geldi. Bilmiyorum, Spinoza'yı bilen var mı, yok mu? 17'nci yüzyılda Hollanda'da yaşamış Yahudi bir felsefeci. Kendi cemaati tarafından aforoz edilmiş ve bu aforoz edilmeyle beraber, o cemaatin yanlış uygulamalarının karşısında tek başına kalmayı ve tek başına mücadele etmeyi de göze alabilmiş ender filozoflardan biridir. Spinoza der ki: "İktidarların kitlelerin yani halkın kederine ihtiyacı vardır." Yani iktidarlar, kendi iktidarlarını hegemonik bir şekilde sürdürebilmek için insanlara acı çektirmekten zevk mi alırlar veya buna ihtiyaç mı duyarlar, o bapta bir şeyler söylemiştir. Şu anda yapılan şey, siyasal iktidar acı çektirerek, keder üreterek kendi iktidarını inşa etmeye çalışıyor ve kendi iktidarını kalıcılaştırmaya çalışıyor yani bu, aslında bir yönüyle güçlü olmanın yansıması olarak ortaya çıkabilir ama bence büyük bir zayıflığın, büyük bir acziyetin sonucudur. Biz niye insanlardan korkalım, biz niye bilgiden korkalım, biz niye insanların bilinçlenmesinden korkalım? Bırakalım, insanlar dört duvar arasında da kendi eğitim öğretimlerine devam etsinler; olanaklar elverdiği ölçüde dünyayı tanıma, kendini anlama, kendini bilme faaliyetlerini gerçekleştirebilsinler. Dolayısıyla, bu hakkın bir an önce teslim edilmesi ve bu insanlara bu eziyetin, bu zulmün reva görülmemesi gerekiyor. Burada Sayın Millî Eğitim Bakanı da var. Bunun da düzeltilmesini özellikle rica ediyorum.
Ben de cezaevinde kaldım ve gerçekten, adli, siyasi mahkûmlar arasında müthiş derecede bir okuma arzusu vardı ve bu okuma arzusu -ben inanıyorum ki- dışarıda görünmeyen, bilinmeyen birtakım...
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Geçici bir süredir.
İBRAHİM AYHAN (Devamla) - İşte geçici bir süre de, şimdi geçici bir süre niye konuluyor?
MİLLÎ EĞİTİM BAKANI İSMET YILMAZ (Sivas) - Bu, kanun hükmünde kararname kapsamında olanlar için. Diğer normal adli suçlar için böyle bir durum da yok.
BAŞKAN - Tamamlayın, sonra Sayın Bakanla görüşürsünüz Sayın Ayhan.
İBRAHİM AYHAN (Devamla) - Neyse.
Umarım, bu geçici süreliğine bile olmaz ve bu tamamen kaldırılır, insanların eğitim hakkı elinden alınmaz; Anayasa'nın mevcut hakkı koruyan maddeleri de gözetilerek bir daha böyle bir şeye tevessül edilmez.
Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.