| Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 27 |
| Tarih: | 25.11.2016 |
EMİNE YAVUZ GÖZGEÇ (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; HDP grup önerisi aleyhinde söz almış bulunmaktayım.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 1999 yılında 25 Kasım günü toplumda farkındalık yaratmak amacıyla Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü ilan edilmişti.
Kadına yönelik şiddet sadece ülkemizin değil, tüm dünyanın sorunudur, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde görülen ortak, toplumsal bir sorundur. Yapılan bir araştırmaya göre, 15 yaşından itibaren mevcut, eski partneri veya diğer erkekler tarafından en çok şiddete maruz kalan kadınların oranı Danimarka'da yüzde 52, Finlandiya'da yüzde 47, İsveç'te yüzde 46'dır. Bu da bize göstermektedir ki toplumsal cinsiyet eşitliği indekslerinde başı çeken ülkelerde dahi kadına yönelik şiddetin bir sorun olmaktan çıktığını söylemek mümkün değildir. Amerika'da her on beş saniyede 1 kadın eşi ya da erkek arkadaşı tarafından dövülmekte ya da tecavüz edilmekte, İngiltere'de haftada yaklaşık 2 kadın eşi veya erkek arkadaşı tarafından öldürülmekte, Bangladeş'te tüm cinayetlerin maktullerinin yarısını eşi tarafından öldürülen kadınlar oluşturmaktadır. Dünyanın dört bir tarafında görülen bu şiddet olgusuna elbette duyarsız kalmamız mümkün değildir ve duyarsız kalınmamıştır. 2009 yılında Meclisimizde kurulan Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu kadına yönelik şiddetin önlenmesinde mevzuattaki ve uygulamadaki noksanlıkların tespitine ilişkin bir alt komisyon oluşturarak bu konu hakkında uzman kişiler dinlenmiş ve yerinde incelemeler yapılarak çözüm önerileri getirilmiştir. AK PARTİ iktidarıyla bu sorun sosyal, kültürel, ailevi, bireysel, ekonomik, tüm boyutlarıyla ele alınmış, kadına karşı şiddeti önlemeye yönelik reform niteliğinde önemli adımlar atılmıştır. Ülkemiz kadına yönelik şiddet ve aile içi şiddetin önlenmesiyle bunlarla mücadeleye ilişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi, İstanbul Sözleşmesi'ni ilk imzalayan ülkeler arasında yer almıştır. İmzalamakla kalınmamış, hemen ardından gereği yerine getirilmek üzere, kadını, aile bireylerini fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddetten korumaya yönelik 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun hayata geçirilmiştir. Bu kanunla koruyucu ve önleyici tedbirler getirilmiş, şiddet olayının önlenmesinde etki analizleri yapılmış ve uygulamadaki sorunlar tespit edilmiştir. Yine, yasa kapsamında, 49 ilde şiddet önleme ve izleme merkezleri kurularak Alo 183 çağrı hattı 7/24 hizmet vermektedir.
Kadına yönelik şiddetle daha etkin mücadele edilebilmesi için Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Adalet Bakanlığı arasında imzalanan protokolle failin ve mağdurun birlikte takip edildiği elektronik kelepçe pilot uygulaması Ankara ve İzmir'de uygulanmaktadır. Bu kanunla koruyucu ve önleyici tedbirler getirilirken ayrıca kadınların ve erkeklerin de psikolojik destek alması yönünde ŞÖNİM'ler hizmet vermektedir. Türk Ceza Kanunu'muzda da cinsiyet eşitliği ve kadına karşı şiddetin önlenmesiyle ilgili ağır cezalar getirilmiştir. "Töre saikiyle" ifadesi eklenerek töre cinayetleri faillerinin en yüksek cezayla cezalandırılması sağlanmıştır.
Elbette ki kanunla düzenlemeler tek başına yeterli değildir. Bu konuda bilinçlendirme çalışmalarının yapılması için polis, sağlık görevlisi, kamu personeli, fakülte öğrencileri, medya çalışanı, değişik meslek gruplarına eğitim ve seminerler verilmiştir ve bu konudaki çalışmalar devam etmektedir. Yapılan düzenlemeler ve çalışmalar göstermektedir ki bu konuya hiçbir zaman duyarsız kalmamız mümkün olmamıştır. Şiddetin önlenmesinde hem Hükûmet hem muhalefet, sivil toplum kuruluşları, bireyler, hepimizin sorumluluğu ve görevleri olduğuna inanıyorum. Özellikle, terör, sadece kadına değil, çoluk çocuk, kadın-erkek demeden tüm toplumu, insanın en kutsal hakkı olan yaşama hakkını hedef alan kapsamlı bir şiddet hareketidir. Kadın-çocuk demeden insanları katleden, yerlerinden, yurtlarından eden, kız çocuklarını dağa kaçıran, istismar eden, terörist olmaya mahkûm eden, canlı bomba olarak kullanan tüm terör örgütleriyle, bu şiddet hareketiyle hep birlikte mücadele etmek zorundayız. Kapsamlı şiddet hareketiyle mücadelede duyarsız kalanlar, terör örgütüyle arasına mesafe koyamayanlar, hatta âdeta propagandasını yapıp destek olanlar, terör örgütüne "terör örgütü" dahi diyemeyenler, şiddet sorununun, maalesef, en önemli aktörü konumundadırlar. Bizlerde "yaratılanı severiz Yaradan'dan ötürü" anlayışı vardır çünkü biz böyle köklü bir medeniyetin çocuklarıyız. Tüm yaratılanlara; kadın, erkek, çocuk, tüm insanlara, hatta eşyaya dahi şefkat ve saygıyla davranılması gerektiği inancındayız. Şiddet dili yerine merhamet, sevgi dilinin hâkim olmasını diliyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.