GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Millî Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifleri münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:26
Tarih:24.11.2016

İMAM TAŞÇIER (Diyarbakır) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben yirmi altı yıl Türkiye'nin çeşitli il, ilçe ve köylerinde öğretmenlik yaptım. 12 Eylül yıllarında da öğretmendim ve o tarihte öğretmenler cezaevine atıldı, öğretmenler sürgün oldu, öğretmenler görevlerinden atıldı ama o tarihte bu öğretmenler cezaevinde sürünürken, görevlerinden atılırken bir gerekçeyle yapıldı, o gerekçeye de TÖB-DER denildi. TÖB-DER kapatıldı, yasa dışı bir kurum ilan edildi ve bundan kaynaklı olarak da öğretmenleri bu şekilde sürdüler, bir gerekçe uydurdular. Şimdi ise Diyarbakır'da 4.200 öğretmen olmak üzere, kürdistan illerinde toplam 12 bin civarında öğretmen görevlerinden açığa alındılar, bu öğretmenlerin bir kısmı da ihraç oldu. Bu öğretmen arkadaşlarımızın eğer varsa bir suçu, bunun mahkeme kararıyla kendilerine bildirilmesi gerekiyordu. 12 Eylül yıllarındaki faşist cuntanın uygulamalarını dahi aratacak uygulamalar var şu anda.

Evet arkadaşlar, ben, öğretmenlik mesleğinden kaynaklı olarak tüm öğretmen arkadaşlarımın gününü kutluyorum. Öğretmen arkadaşlarıma saygıdan dolayı bu sorunlarını dile getirmek, bir an önce çözmek için de -Sayın Bakanımız da burada- bu 12 bin tane açığa alınan öğretmenle ilgili karar verilmesini diliyorum. Benim seçim bölgem olan Diyarbakır'da huzursuzluk alabildiğine fazla çünkü 4.200 öğretmen bunu bekliyor.

AKP iktidarının, 12 Eylülü aratmayacak şekilde bu politikalarından bir an önce vazgeçmesi gerekiyor. Şu an yaptığı uygulamaların çoğunluğu 12 Eylül 1980 faşist cuntası tarafından yapılmış ve 1990'lı yıllarda bunların hepsi denenmiştir. Bir an önce bu uygulamalardan vazgeçmesi gerekir ve Türkiye'nin demokratik bir ortama doğru gidebilmesi için de yeniden aklıselim bir şekilde hareket etmesi gerektiğini düşünüyoruz.

4 Kasım günü, ben ve 12 milletvekili arkadaşım gözaltına alındık. Ben buradan, Ankara'dan Diyarbakır'a götürüldüm. 3 arkadaş serbest bırakıldık, 10 milletvekili arkadaşım şu an cezaevlerinde. İddianın hemen hemen hepsi aynıydı. Sizlerden ricam: Eğer ilgiliyseniz, ilgileniyorsanız ülkenin yönetimiyle, demokrasiyle, insan haklarıyla, şu savcılıktaki dosyaları siz de bir şekilde inceleyin, nedir bu 10 vekil arkadaşımızın suçu, tutukluluk getiren durumları nedir, bunu sizden öğrenmenizi rica ediyorum.

Yine, öğretmen olmam dolasıyla Sayın Bakana şu soruyu soruyorum: Birkaç yıl önce, çözüm sürecinin olduğu yıllarda ana dilde eğitim gündemdeydi ve iktidarın bütün vekilleri dâhil olmak üzere herkes ana dilde eğitimi savunuyordu. Ana dilde eğitimin de ana sütü kadar ak olduğunu defalarca şimdiki Cumhurbaşkanımız ve iktidar vekilleri her zaman dile getirmişlerdi.

Bugün niye bu ana dilde eğitimle ilgili bir çalışma yapılmıyor? Türkiye'de 20 milyonun üzerinde Kürt yaşıyor ve bu 20 milyon Kürt'ün neden ana dilde eğitimden yoksun oldukları konusunda da bir açıklama yapılması için daha önceki dönemlerde dilekçeler verdik; herhangi bir cevap alamadık. Sayın Bakanım, burada bu konuyla ilgili bir çalışma var mı yoksa 20 milyon Kürt yok mu sayılıyor konusunda bilgi verirseniz...

Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)