Konu: | HDP Grubu önerisi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 2 |
Birleşim: | 26 |
Tarih: | 24.11.2016 |
HİŞYAR ÖZSOY (Bingöl) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; aslında, bugün hem Orta Doğu hem Avrupa'yla Türkiye arasındaki ilişkilere dair bir araştırma önergemiz vardı ancak bu kabul görmemiş. Gerekçe geldi mi bilmiyorum ama...
ÇAĞLAR DEMİREL (Diyarbakır) - Gelmedi daha.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Daha gelmedi, gerekçeyi de alamadık. Muhtemelen içeriği yüzünden uygun bulunmamış; o açıklamayı bekliyoruz niye uygun bulunmamış. Dolayısıyla eski bir önergemizi biz bir daha işleme soktuk, daha önce kabul görmüş bir önergeyi. O çerçevede söz hakkı almış bulunuyorum.
Şöyle söyleyeyim, Türkiye genel anlamda Orta Doğu'daki ve Avrupa'daki yapısal büyük dönüşümlere bir türlü ayak uyduramıyor. Biliyorsunuz, malum son beş altı yılda Türkiye'de önce "stratejik derinlik" sonra "değerli yalnızlık" politikaları işlendi; bunların iflas ettiği görüldü.
Şimdi de, içte son derece popülist, dışta son derece reaksiyonel bir şekilde Türkiye dış ilişkilerde bir bloktan başka bir bloka savruluyor. Bundan kastım darbe girişiminden sonra Şangay fantezileri kurmaya başlayan Cumhurbaşkanı ve AKP Hükûmeti, Şangay Beşlisiyle yakınlaşma ve mülteci krizini Avrupa'ya karşı kullanma, tehdit ve şantajlarla öyle görünüyor ki yeni bir pozisyon almaya çalışıyorlar.
Ortada son derece ilginç bir durum var. Daha önce bu kürsüde defalarca dile getirdik, AKP döneminin en büyük dış politika meselesi, sürekli olarak dış politika meselelerini iç politikaya malzeme etmiştir, bugün de etmeye devam ediyor. Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi, NATO, Batılı birçok kurumla yetmiş seksen yıldır kurduğu yapısal kurumsal ilişkiler var Türkiye'nin ama darbe sürecinden sonra bütün bu ilişkileri yerinden çıkarıp son derece maceracı bir şekilde Rusya'yla bir flört aşamasında yeniden. Belki Rusya, belki Çin üzerinden yeniden bir pozisyon yakalayabilirim gibi düşünüyor.
Değerli arkadaşlar, açık söyleyelim size, Batı dünyasında buna gülüyorlar. Bir, gülüyorlar. ciddiye almıyorlar, iki. Üçüncüsü, bakın Şangay üzerinden o kadar fırtına koparıyorsunuz, Sayın Cumhurbaşkanı Putin'e "Sevgili dostum." dedi sekiz aydan sonra, Rus jetinin düşmesinden sonra. Bugün Rus jetinin düşürülmesinin yıl dönümü 24 Kasım. O çok güvendiğiniz Rusya'nın müttefiki Esad, bugün Türk askerlerine saldırdı. Tesadüf bir tarih değil herhâlde, bir parça siyaset bilen bunun tesadüf olmadığını bilir. Yani o dostum Rusya'nın, Putin'in müsaadesi olmadan, rızası olmadan Esad'ın bir NATO ülkesinin askerine havadan saldırması çok mantıklı gelmiyor bize.
Dolayısıyla şöyle söylüyoruz size: Avrupa'yla ilişkileri popülist ve reaksiyonel bir şekilde biz rafa kaldıralım, biz başka havzalara açılalım, Şanghay'a açılalım. Olabilir yani Türkiye bu güçler dengesinde tabii ki kendi çıkarlarına göre yeni bir pozisyon almalı ama bunu popülist ve reaksiyonel bir şekilde yaptığınız zaman, açıkça söyleyelim, Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan da pekâlâ olabilirsiniz.
2011 yılında İsrail karşıtlığı üzerinden "..."(x) seçim söyleminiz, 2014-2015 seçimlerinde Rabia işaretleriyle sokaklarda, seçim meydanlarında faaliyet yürüttünüz. 2017 referandumuna veyahut da olmazsa erken seçime öyle görünüyor ki Avrupa karşıtlığı üzerinden gidip içerideki milliyetçi cepheyi sağlamlaştırmaya çalışıyor. Beyhude bir çabadır. Az önce haber geldi, Avrupa Parlamentosu 6 grubun oy birliğiyle 37'ye karşı 479 oyla Türkiye'yle müzakereleri geçici olarak dondurma kararını aldı, bu tavsiyesini Avrupa Birliği ve Avrupa Komisyonuna iletecek. 14-15 Aralık 2016'da bu mesele Avrupa Birliği Konseyi tarafından görüşülecek. 107 çekimser oy var.
2004 yılında, değerli arkadaşlar -AK PARTİ'li arkadaşlar bir dinleseniz- müzakerelere destek Avrupa Parlamentosunda 2004 yılında 407 "Evet", 262 "Hayır" vardı ve "Hayır" diyenlerin içerisinde muhafazakârlar vardı. Sizi en fazla destekleyen gruplar başta sosyal demokratlar, Yeşiller, soldakiler Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerin düzelmesini, bu sürecin başlamasını istiyorlardı. Kala kala 37 kişi kalmış koca Avrupa Parlamentosunda. Diyebilirsiniz ki: "Bu sembolik bir şeydir canım, tavsiye kararıdır, verir." Ama piyasalar öyle düşünmüyor değerli arkadaşlar, piyasalar öyle düşünmüyor. Nasıl? Size söyleyeyim, bu haber gelmeden bir saat önce Merkez Bankası otuz dört ay sonra ilk defa faiz artırımına gitti. Cingözler ya "Doları biraz aşağıya çekelim." 37'ye kadar çektiler. Hani ani bir çıkış olmasın. Basit ayak oyunlarıyla, para politikalarıyla böylesi bir yapısal krizi öteleyebileceklerini düşünüyorlar. Dolar yeniden 37'ye indikten sonra 40'a yeniden çıkmaya başladı. Tabii şu da var: Bazı aklıevveller şöyle diyor- Dolar yükselmiş- diyor ki: "Bu mesele bizim meselemiz değil, Amerika düşünsün." Bunlar da danışmanlık yapıyorlar, hayretle izliyoruz. Rusya'daki jet düşünce de "Biz doğal gaz değil tezek yakarız." demişlerdi. Sekiz ay sonra şu an cezaevinde olan Eş Başkanımız çok kıymetli Selahattin Demirtaş'ın sözleriyle Putin'e çiçekli böcekli mektuplar gönderip özür dilenmişti. Devam edin, devam edin. Şunu söyleyelim arkadaşlar: Bu kafayla giderseniz bizim eş başkanların ve vekillerin yanında boş hücreler var, sizi de orada göreceğiz. Emin olun, rahat olun, bu kafayla giderseniz, Türkiye'yi bin bir türlü askerî, politik müdahaleye açık kılarsanız... Çok gülmeyin dört ay önce darbeyi geçirdiniz. Cizre'yi biz burada konuşurken bize gülüyordunuz, bodrumlara saklandığınız zaman onların hâlini anladınız. Bu asker öldürüyor mu sivil halkı, öldürmüyor mu diye.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Kimse bodruma saklanmadı! Kimse bodruma saklanmaz burada, kimse saklanmaz bodruma! Aslanlar gibi meydanlardaydı buradaki insanlar, aslanlar gibi meydanlardaydı.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Ama öyle görünüyor ki çok ders almamışsınız, ders almamışsınız, önünüzü göremiyorsunuz, önünüzü.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Ne alakası var! Kimse bodruma saklanmaz, aslanlar gibi meydanlardaydı!
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Tabii, tabii.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Meydanlardaydı, tankı durdurdu! Tankı durdurdu, tankı!
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Ya, işte, Başkan, bir şey söyleyecek misiniz bunlara?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Tankı durdurdu!
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri lütfen...
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Tankı durdurdu meydanlarda!
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Pazarda... Bakın işte...
BAŞKAN - Sayın Bak, müdahale etmeyelim, Sayın Özsoy bitirsin, gerekirse sataşma varsa konuşuruz.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Tankı durdurdu! Başlığı şöyle attı: "Türkler darbeyi ezdi." diye attı.
BAŞKAN - Siz bitirin Sayın Özsoy.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Nasıl konuşayım?
BAŞKAN - Osman Bey'in sesini bastırın Sayın Özsoy.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Ya pazarda karpuz satmıyoruz arkadaşlar, dış politika konuşuyoruz burada.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Ne alakası var ya?
BAŞKAN - Sayın Bak, lütfen...
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Siz bodrumlara gönderiyorsunuz, siz tehdit ediyorsunuz, tabii cevap vereceğiz.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Ne kadar bağırırsam o kadar çok müşteri gelir gibi psikolojiniz var.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Kimi tehdit ediyorsun?
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Geçelim bunu, pazarda karpuz satmıyoruz, ciddi bir mesele konuşuyoruz.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Şunu söylüyorum: Niye insanların...
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Ya yeter artık, yeter artık! Ne oluyor? Ne saygısızlık bu ya!
BAŞKAN - Sayın Bak, lütfen, yeterli, tamam.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Hapiste yer varmış, boşlukmuş, fark etmez aslanlar gibi yatarız gerekirse.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Gireceksiniz Osman Bey, siz de gireceksiniz, yer çok! Yaptığınız hapislere siz de gireceksiniz!
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Ülkemiz için her şeyi yaparız biz. Ülkemiz için her şey yaparız. Meydanlardaydık, her zaman meydanlarda olacağız. Bu vatan bizim vatanımız.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (İstanbul) - Siz orada duyuyorsunuz Sayın Başkan!
BAŞKAN - Sayın Bak, bana bak. Lütfen...
AHMET YILDIRIM (Muş) - Gülenciler de senin gibi söylüyordu. Göreceğiz!
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Ben kendimden sorumluyum, aslanlar gibi yatarız, aslanlar gibi meydanlardayız, aslanlar gibi. (HDP sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Lütfen Sayın Bak, tamam.
Tamam Sayın Özsoy, buyurun...
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Sıkıntı yok, sıkıntı yok! Meydanlar ortada. Tankları kim durdurdu? Tankları kim durdurdu?
SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - A, bu nasıl, nasıl diyor yani?
AHMET YILDIRIM (Muş) - Çık kürsüden konuş, çık kürsüden konuş!
ÇAĞLAR DEMİREL (Diyarbakır) - Böyle olmaz Başkan! Sayın Başkan, böyle olmaz yani!
Hişyar sen konuş ya, sen konuş.
BAŞKAN - Sayın Özsoy, siz devam edin.
Sayın Bak, lütfen.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Hangi tünele kaçtı Başbakan, onu söyle sen.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Ahmet Bey, bir saniye...
Arkadaşlar...
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Tankları kim durdurdu? Millet durdurdu millet! Bu milleti hesaba çekemez kimse.
BAŞKAN - Arkadaşlar, Sayın Özsoy nezaketiyle anlatır, lütfen, beğenirsiniz, beğenmezsiniz.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Hayır efendim, bizi tehdit ediyor bakın. Buradan tehdit edici sözler doğru değil.
BAŞKAN - Gerekirse cevabını verirsiniz sonra.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Kitabın ortasından konuşuyor.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Arkadaşlar, bir saniye ya..
Bir saniye Osman Bey, bir saniye.
Bir şey söyleyeyim: Bakın, Cizre'de bütün olanlar olurken biz burada ne dedik? Dedik ki: "Darbe mekaniği işliyor.", "Bu ülkeye geliyor, başka bir şey var." dedik. Bakın, burada boğazımızı patlattık, defalarca burada konuştuk...
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Cizre'de teröristler vardı kardeşim, burada millet var.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Tamam, tamam...
SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Ne demek "terörist" ya? Ayıp ya!
AHMET YILDIRIM (Muş) - Bak orayı katleden komutan da terörist olarak içeride şimdi.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Ortada teröristler vardı.
AHMET YILDIRIM (Muş) - Cizre'nin komutanı çünkü terörist içeride...
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Bakın, Cizre'de, Hakkâri'de, Şırnak'ta, Diyarbakır'da, bütün o askerî operasyonları yönetenlerin hepsi şu an FETÖ'den içeride.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Orada teröristler vardı.
SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Nasıl bir vicdan var sizde ya!
AHMET YILDIRIM (Muş) - Şırnak, güneydoğu, hepsi içeride. Senin komutanların o terörist komutanlar işte.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Önünüzü göremiyorsunuz, burnunuzun ucunu göremiyorsunuz. Bunu görün. Bu kafayla giderse bu memleket başka müdahalelere açıktır diyoruz.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Kimse müdahale edemez, sen boş ver.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Yahu, maço, maço konuşmayın.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Millet herkese cevabını verir.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Sizin maçoluğunuz üzerinden ben oturup burada konuşmayacağım.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Millet herkese cevabını verir.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Pazara gidin karpuz satın diyorum size, başka bir şey demiyorum.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Kimseye boyun eğmez bu millet, kimseye!
AHMET YILDIRIM (Muş) - Tabii, tabii!
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Gidin karpuz satın.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Bu millet kimseye boyun eğmez.
SİBEL YİĞİTALP (Diyarbakır) - Niye İsrail'le anlaşma yapıyorsunuz?
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Kimseye boyun eğmez bu millet!
AHMET YILDIRIM (Muş) - Biz de hiç eğmeyiz, biz de Osman Bey!
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Tek bir şey söyleyeyim: Çok kıymetli parti sözcümüz Ayhan Bey...
Ben hemen bitiriyorum...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Çok konuşamayacağım, gerek de yok zaten. (HDP sıralarından gürültüler)
ÇAĞLAR DEMİREL (Diyarbakır) - Başkan, ek süre verin, böyle olmaz.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Arkadaşlar, bir cümlede...
ÇAĞLAR DEMİREL (Diyarbakır) - Başkan, tutanaklara bakın, ne kadar konuşmadıysa o kadar ek süre verin.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Arkadaşlar, bir cümlede...
BAŞKAN - Bir saniye sayın milletvekilleri...
Lütfen cümlenizi bağlayın, bağlayın.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Ben çok uzatmayacağım, sadece bitireceğim.
Ayhan Bey, çok kıymetli Ayhan Bey bir gün...
ÇAĞLAR DEMİREL (Diyarbakır) - Başkan, sesi açın.
BAŞKAN - Tamam, sakin olun.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Şu kürsüden...
AHMET YILDIRIM (Muş) - Hişyar Hocam, bir dakika sesi açsınlar.
BAŞKAN - Tamam, buyurun bitirin.
Arkadaşlar, siz müsaade etmiyorsunuz bu sefer, Osman Bey durdu.
Buyurun Sayın Özsoy.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Çok kıymetli parti sözcümüz Ayhan Bilgen aynen şöyle demişti: Müminler herkesi -tam olarak hatırlamıyorum ama sanırım Kur'an'dan bir ayetten mümin ve münafığın tarifini vermişti, değil mi?- dinlermiş, iyi olanla amel edermiş. Münafıklar ses çıkmasın diye seslerini çok fazla yükseltirlermiş -bir şey demiyorum, buradan kim ne yorum çıkarırsa- bastırırlarmış. (HDP sıralarından alkışlar)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Ağır mı geldi?
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Ben çok bir şey demiyorum, Genel Kurulu saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
BAŞKAN - Bitirelim Sayın Özsoy.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Öyle görünüyor ki siz darbeden ders almamışsınız. Allah sizin sonunuzu hayretsin.
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Darbeden siz ders alın. Darbeyi ezdi bu millet, darbeyi!
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Biz aslanlar gibi, bedelse bedel... Ahmet Türk'ü bile içeri atabilecek kadar gözü dönmüş bir siyasetten bahsediyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OSMAN AŞKIN BAK (Rize) - Bu millet darbeyi ezdi! Millet biliyor kimin ne olduğunu.
HİŞYAR ÖZSOY (Devamla) - Biz bunun faturasını öderiz ama size geldiği zaman ödeyecek cesareti gösterebilir misiniz, onu bilmiyorum. (HDP sıralarından alkışlar)