| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 24 |
| Tarih: | 22.11.2016 |
TÜLAY KAYNARCA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi aleyhine söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle grup önerisinin başlığı çocuk istismarıyla ilgili komisyon oluşturulmasını kapsıyor. Bununla ilgili, Meclisimizde, Türkiye Büyük Millet Meclisinde tüm siyasi parti milletvekillerimizin katkısıyla oluşmuş bir istismar komisyonu, çocuk istismarını işleyen bir komisyonumuz var. Çalışmasını tamamladı, çok değerli bir rapor ve çözüm önerilerini içeren güzel bir çalışmaya da imza attı Yılmaz Tunç Başkanlığında. Yine, aile ve boşanma komisyonuyla benzer içeriği de kapsadığı için bu çalışma da gerçekleşti. Dolayısıyla, bugünkü verilen önergenin gündemin sıcaklığıyla ilgili olduğunu, dolayısıyla sadece bunu kapsadığını düşündüğümü ifade ederek konuşmamı üç dört başlıkta toparlamak istiyorum.
Öncelikle bu düzenlemenin kapsamı, neyi kapsayıp neyi kapsamadığı, ardından zamanlaması, bizim anayasal çalışmalarda ve kanun çalışmalarında "Çocuk ve Kadın" başlığındaki hassasiyetlerimiz ve son olarak da bundan sonra yapmamız gerekenlerle ilgili bir konuşma yapmayı arzu ediyorum.
Bunlardan birincisi, kanunun izin verdiği yaştan önce evlenenleri kapsayan bu düzenlemenin adını önce doğru koymak lazım. Dolayısıyla, aile olmuş evliliklerin hukuki problemlerini çözme adına atılmış bir adım ve sadece... Peki, neyi kapsamıyor? Bunu kapsadığını belirttikten sonra, kesinlikle tecavüzleri asla kapsamadığı gibi, bu önerge içerisindeki ilk cümle de, "Cebir, tehdit, hile" diye başlayan o cümle de bunu kapsamadığını açıkça ortaya koyuyor. Aksini iddia edenlerin kaygılarını giderecek, işte bu konuda kaygı duyanlarla ilgili çerçeveyi daha net ortaya koyabilmek, kanun koyucu ve kanunu uygulayıcı arasındaki bu çalışmayı da iyi yapabilmek lazım. Buna da bir bıçaksırtı olduğu için dikkat çekmek isterim.
Ancak şu kabul edilemez: Bu üç gündür kamuoyunda, -özellikle bu çalışmaya imza atan, bu önergeye imza atan kardeşlerimizle ilgili- AK PARTİ milletvekillerimizin çocuklarını gazetelerde deşifre etme. Bakın, bu nasıl bir vicdandır? Yani kız çocuklarıyla ilgili bir konuda eleştiri yapıyorsunuz, bunun üzerinde dikkatle duruyorsunuz ve bu kanunla, bu önergeye imza atan AK PARTİ'li vekillerin çocuklarının, küçücük çocuklarının resimlerini televizyonlarda, gazetelerde vermekten hiç sakınca duymuyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu bir nefret suçudur. Bu bir nefret suçudur çünkü o AK PARTİ Grubunun kararıdır ve bizim arkadaşlarımızın her birinin kararıdır. Bunu niye ifade ediyorum? Eksik olabilir, farklı olabilir, başka düşünüyor olabilirsiniz. Bu çerçeveyi farklı çizerek bunun gereğini yapar AK PARTİ Grubu, dün yaptığı gibi bugün de yapar. Ama sırf o önergeye imza attığı, usul itibarıyla bunu gerçekleştirdiği için, bir milletvekili diye, işte kendi küçücük çocuklarının, kız çocuklarının fotoğraflarını gazetelerde, televizyonlarda... Bu mantığı kınıyorum, bir nefret suçu olduğunun da altını dikkatle çiziyorum.
İkincisi ise, bu yeni bir konu mu? Hayır. Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu 2009'da kuruldu. Bu, kanunla kurulmuş komisyonun ilk alt komisyon başlığı nedir biliyor musunuz? İlk alt komisyon başlığı erken evliliklerle ilgilidir yani yıl 2009; yeni bir çalışma olmuş. Yıllarca hiç düşünülmemiş bu konulara, bu başlıklara dikkat çekilecek Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu adı altında bir komisyon oluşturulmuş ve bu komisyon ilk olarak neyi işlemiş? Erken evlilikleri ve çocuklarımızla ilgili, kadınlarımızla ilgili bu hassasiyeti işlemiş. Arkasından alınan kararlarda, oluşturulan raporlarda da çocuklarımızın, evlatlarımızın üstün menfaati dikkate alınmış.
Şimdi başka, bir üçüncü başlığa dikkat çekeceğim ve 4 başlıkla bunu tamamlayacağım. Üçüncüsü şu: Her şeyi yapabilirsiniz, eleştirebilirsiniz, başka açıdan bakabilirsiniz, siyasi istismar hâline getirip çok hassas bir konuyu kamuoyunun önünde algı operasyonuyla bu hâle de getirebilirsiniz, her şeyi yapabilirsiniz ama AK PARTİ hükûmetlerini, kadın ve çocuk konularındaki hassasiyeti konusunda onu buradan vuramazsınız; bunu geçiniz, bu mümkün değil, neden? Şimdi size sadece birkaç kanuni madde ifade edeceğim.
Az önce, çok değerli milletvekili arkadaşlarımızın her biri farklı başlıklarda bu yasal düzenlemelere dikkat çektiler çünkü bu üçüncü önerge, her biri hemen hemen bunu kapsıyor. Öncelikle evlenme yaşı: Bakın, 1930'lu yıllardaki 14 yaşı 17'ye çeken parti kim? AK PARTİ. Dolayısıyla, bununla ilgili hassasiyetimizi ortaya zaten koymuşuz. İkincisi: Utanç verici bir yasal düzenlemeyi, yine eski yıllardan, 1930'lu, 1940'lı yıllardan günümüze gelen, tecavüzcüsüyle evlendiği zaman -çok özür dileyerek ifade ediyorum- cezai indirim sağlayan bu utanç verici yasaları kaldıran kim? Yine AK PARTİ. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
MAHMUT TANAL (İstanbul) - CHP'nin de imzası var, birlikte yaptık.
AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - Tek başınıza değil, hep birlikte yaptık.
TÜLAY KAYNARCA (Devamla) - Devam ediyorum, yine Türk Ceza Kanunu'nda değişiklik yapıp tecavüz suçlarının cezasını artıran parti kim? Yine AK PARTİ. Nasıl biliyor musunuz son düzenlemelerde? Son yaptığımız, bizim değiştirdiğimiz yasal düzenlemelerde neredeyse cinayetle, adam öldürmeyle eş değer yasal düzenlemeleri getiren kim? AK PARTİ milletvekillerinin imzası. Bu ne demek biliyor musunuz? Çocuğa dokunma, o bir çocuk; eğitimiyle, ahlakıyla, geleceğiyle bu devletin, hepimizin emanetleri. İşte bütün bu yasal düzenlemelerin -çok var, 1 tane, 2 tane, 10 tane değil- çocuğun üstün menfaatini içeren yasal düzenlemelerin her biri ama her biri birbirinden çok değerli.
O yüzden, son olarak şunu ifade edeceğim, çok başlık var ama: Mesela, on iki yıla bu eğitim sistemini zorunlu eğitim hâline getirdiğimizde kız çocuklarının erken evliliklerinin önüne geçecek bir düzenleme olduğunun da altını çizmiştik.
Ve son, anayasal düzenlemeler. Bakın, bütün bu saydıklarımızın her biri kanundu, her bir çalışma kanuni düzenlemelerle gerçekleşti, yenileştirdi, çocuğun üstün menfaatini öne aldı. Ama, bir de Anayasa'da bir düzenleme yaptık, az önce değerli vekillerim dikkat çektiler. O neydi? O da çok değerli; bunun en önemli başlığı, çocuklarımız, kadınlarımız, şehit yakınları ve gazilerimiz, engelliler, yetim çocuklarımız. İşte bu bütün dezavantajlı gruplar, evlatlarımız da dâhil ne sağladık? Pozitif ayrımcılık. Yani, çocuk lehine bir konu getirdiğinde, kadınlarımız lehine bir yasal düzenleme yaptığında, bir beyefendi "Ya, arkadaş, eşitlik ilkesi var..." Bununla ilgili bir şey söyleyemeyecek. Niye? Anayasa'nın 10'uncu maddesi, yıl 2010. Bunu niye getirdik? İşte bu önemsediğimiz, bu hassas olduğumuz değerler nedeniyle bunu yaptık. Az önce kıymetli vekil ifade ediyor, eşitlik, kadınlarla ilgili söylemler; ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. O yüzden, bu kanuni düzenlemeyi de, kadın-erkek eşitliği anayasal düzenlemesini getiren parti kim? Yine AK PARTİ.
Dolayısıyla, bütün bunlara dikkat çektikten sonra son olarak şunu söylemek istiyorum: Biz bundan sonra ne yapacağız? Geri adım mı attık? Nasıl olacak? Bundan sonraki süreçte toplumumuz ne istiyorsa, çözüm olarak ne yapmamız gerekiyorsa, binlerce evlat babasını istiyorsa, binlerce kadın reşit hâliyle -25 yaşında, 29 yaşında- "Ben kocamı, ailemi istiyorum; devletten para istemiyorum." diyorsa ve bu bir sorunsa bunu AK PARTİ çözer, çözecek inşallah.
Bu süre içerisinde Saygıdeğer Cumhurbaşkanımız "ortak mutabakat" dedi, mutabakatla çözülmesi konusundaki çağrısını dillendirdi. Saygıdeğer Başbakanımız özellikle dikkat çekti ve bu konuda da Komisyona geri çekildiğini ifade etti. Ben bugünkü konuşmalarda geri çekilmiş bir önergede muhalefet partileri önerilerini sunsun, siyasal istismar yapmasın diye arzu ederdim.
BAKİ ŞİMŞEK (Mersin) - Doğruysa niye çektiniz?
TÜLAY KAYNARCA (Devamla) - Bu duygu ve düşüncelerle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)