| Konu: | Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 16.11.2016 |
ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi son maddeye geldik sayılır. Bu kanun büyük ihtimalle geçecek ancak kamu mali yönetimiyle ilgili olan maddeler açısından özellikle söylüyorum, büyük bir yanlış yapıyoruz. Şimdi bir miktar geriye gidecek olursak, Türkiye, 2000 yılı öncesi, 1999 yılı öncesinde bütçe açısından ciddi sıkıntılar çeken bir ülkeydi. Yani bütçede herhangi bir sistem kalmamıştı, bütçe kapsamı son derece dardı, bütçenin kara delikleri vardı, finansman kanunu, ihale kanunu, hepsinde ciddi bozukluklar vardı. 1999 yılında, özellikle 2000 yılında yapılmış bir çalışma var; 8'inci Kalkınma Planı çerçevesinde "Kamu Mali Yönetiminin Yeniden Yapılandırılması ve Mali Saydamlık" diye bir özel ihtisas komisyonu raporu çıktı. Bu rapor aslında şu anda konuştuğumuz Kamu Mali Yönetimi Kanunu'nun nüvesini teşkil eder. Bu rapordan sonrasında da çalışmalar başladı ve aslında 57'nci Hükûmet döneminde başlayan kamu mali yönetimi kanunu çalışmaları 59'uncu Hükûmet döneminde, Adalet ve Kalkınma Partisi döneminde kanunlaştı. Şimdi ben çoğu zaman şunu iddia ediyorum: Adalet ve Kalkınma Partisi Türkiye'de ekonomiye ilişkin konularda reform yapmamıştır diye, istisnalarından bir tanesinin de bu 5018 sayılı Kanun olduğunu her zaman söylüyordum. Hakikaten bu 5018 sayılı Kanun bir reformdur ancak üzülerek ifade etmek gerekir ki bugün yaptığımız da onlardan bir tanesidir, geçmişte çıkan yasalar ve uygulamalarla bu reformdan hızla sapılıyor, hızla geriye gidiyor. Bu, son derece tehlikelidir, son derece risklidir. Mesela, şimdi burada ödenek aktarmalarına ilişkin ciddi bir gevşeme yapıldı kurumlar arası veya kurum içerisinde; geçmişte bunlar yapılıyordu. Türkiye, buralardan sıkıntı çektiği için bu reformu yaptı, bu düzenlemeleri yaptı ancak şimdi, böyle 90'lı yıllara bir özlem varmış gibi sanki tekrar biz buraları bozuyoruz, reformdan sapıyoruz.
Örneğin, bu reformla iç denetim sistemi getirilmişti. Belli ölçüde uygulanmaya başlandı ama sonrasında özellikle uygulama açısından, bu düzenleme açısından değil uygulama açısından iç denetim sisteminin hemen hemen rafa kaldırıldığını söyleyebiliriz.
Yine, bu kanunun bütçe sürecini yönlendirme açısından önemli bir işlevi olması öngörülüyordu. Türkiye'deki bütçe sistemlerinin, bütçenin görüşülmesindeki sıkıntıları çözücü bir fonksiyon yüklenmişti bu kanuna ancak burada da mayıs, haziran aylarında çıkartılması gereken Orta Vadeli Program ve Orta Vadeli Mali Plan gibi dokümanların çıkartılmayarak bunların eylül, ekim ayına sarkmasıyla aslında bu anlamda da reform özelliğini bu kanun yitirdi. Dolayısıyla, şimdi, hızla baktığımızda bu kanunun reform özelliğini yitirdiğini görüyoruz. Bu, çok tehlikeli bir gidiştir. Türkiye, buradaki yaptığımız şeyleri geçmişte yaşadı yani nasıl? Esnek harcamalar veya bütçe dışına harcamaların kaydırılması gibi işlemleri aslında Türkiye yaşamamış değil, yaşadı; o, Türkiye'yi tıkamıştı ama tekrar buralara dönülmesi son derece kötüdür. Hatta şunu iddia ediyorum ben: Geçmişte dahi olmayacak şekilde bugün bazı bütçe hakkını ihlal eden uygulamalar yapıyor. Bunlar nelerdir? Özellikle başlangıç ödenekleri yani bütçe ödeneklerinin üzerinde harcamalar. Az önce Sayın Bakandan talep etmiştim, sağ olsun verdiler. 2015 yılında örneğin arkadaşlar, 472,9 milyar, 473 milyar lira bütçe ödeneği var, harcama 503 milyar TL olmuş; başlangıç ödeneğin 31,2 milyar lira üzerine çıkılmış. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok, yüzde 6,6 sapma. Ben bilmiyorsam beni lütfen ikaz etsin. Bu yüzde 6,6 sapma için Türkiye Büyük Millet Meclisine gelinip de buradan bir ek bütçe filan da talep edilmiş değil.
Bakın, geçmişe doğru gidiyoruz, hep geriye götürüyoruz diyorum; bu yönüyle baktığımızda, geriden dahi kötü yani geçmişte hiçbir zaman bu kadar büyük sapmalarla bütçeler nihayetlendirilmemişti. Bunlar Türkiye açısından son derece riskli, son derece sıkıntılı hususlardır. Bunlar bütçe açıklarını zaman içerisinde artıracaktır, zaten arttığını gördük.
Bakın, 2016 yılında, şu anda öngörülen bütçe açığına -2015 yılına göre, bütçe, genel devlet, hangisini derseniz deyin- baktığınızda, millî gelirin yüzde 2'si kadardır; bu çok ciddi bir bozulmadır. 2016 yılında bütçenin veya kamu maliyesinin bozulması öngörülüyor. İşte bu tür uygulamalar bizim bütçe sistemimizi bundan sonra da daha fazla bozacak şeylerdir.
Sayın Bakanın sürekli ifade ettiği, işte "Verginin şu kadarı faize gidiyordu." övünmelerini bundan sonra yapamayacağız, korkarım. 2000 yılından itibaren başlayan reformlardır Türkiye'yi o noktaya getiren, o bir günün işi değildir. Türkiye on yıldır, on beş yıldır uğraşıyor bunun için. Gelin, bu kazanımları kolay kaybetmeyelim.
Ben Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Usta.