GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:21
Tarih:16.11.2016

HULUSİ ŞENTÜRK (İstanbul) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisi hakkında AK PARTİ adına söz almış bulunmaktayım.

Öncelikle, hepimiz çevre konusunda ne kadar hassas olunması gerektiğini çok iyi bilen insanlarız. Bu konuda hiçbir tereddüdün söz konusu olması mümkün değildir ancak sizler de biliyorsunuz ki çevre politikaları yasaklamaya değil, koruma-kullanma dengesi üzerine inşa edilir. Yasaklayarak bir yere varılmaz, çevreyi koruyucu önlemler alınmak kaydıyla çevreden faydalanmak insanoğlunun en tabii hakkıdır. Burada önemli olan, çevreden faydalanırken çevrenin hakkını gözetip gözetemediğimizdir.

Değerli arkadaşlar, Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisinde Batı Karadeniz Bölgesi'nde yapılması planlanan termik santrallerle bölgenin âdeta bir termik cehenneme dönüşeceği iddia ediliyor, 10 tane yeni termik santralin planlandığı iddia ediliyor ve yine somut bir şirket ismi verilerek de bu şirketin geçtiğimiz günlerde ÇED raporu almasının hukuksuz olduğu iddia edilmektedir.

MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - Doğru.

HULUSİ ŞENTÜRK (Devamla) - Öncelikle bölgede 10 değil, 3 tane termik santralle ilgili proje bulunmaktadır. 4'tü, 1 tanesi olumsuz bulunarak reddedilmiştir. Zonguldak'taki, 3 tane termik santral projesi ÇED raporu sürecinde devam etmektedir.

Değerli arkadaşlar, söz konusu çevrenin ehemmiyetini hepimiz bildiğimiz gibi, aynı zamanda hepimiz enerjinin de ne kadar önemli olduğunu çok iyi biliyoruz. Toplumsal hayat ve ekonomik hayat için enerji vazgeçilemez bir kaynaktır ve her geçen gün insanoğlunun enerjiye ihtiyacı artmaktadır. Türkiye gibi gelişen ülkelerin enerji ihtiyacıysa dünya ortalamasının da üzerinde artış göstermektedir. Ancak ne yaparsınız ki, Mevla'm bizi enerji zengini bir coğrafyada devlet kılmamış. Petrolümüz yok, doğal gazımız yok...

BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Rüzgâr var, güneş var, su var, kömür var.

HULUSİ ŞENTÜRK (Devamla) - Kömürümüz var kullanabileceğimiz, evet, kömür var işte kullanabileceğimiz.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Rüzgâr var.

HULUSİ ŞENTÜRK (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bakın, bugün enerjide önemli olan, bir, ucuz maliyetle; iki, emniyetli bir biçimde; üç, istikrarlı bir biçimde enerjiyi elde etmek; dört, bunu yaparken de çevreyi koruma, kullanma politikaları kapsamında, korumak ve gözetmektir.

BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Kömürle nasıl koruyacaksınız?

HULUSİ ŞENTÜRK (Devamla) - AK PARTİ olarak biz hem ucuz enerjiyi elde edebilmek hem güvenli enerjiyi elde edebilmek için hem de çevrenin korunabilmesini sağlamak, bütün bunları -maksimum değil, bu işin maksimumu olmaz- optimum düzeyde dengeli sağlayabilmek için birçok alternatifi aynı anda on yıldır iktidar olarak devreye soktuk. Bir yandan nükleer santraller yaparak daha ucuz ve sağlıklı enerji elde etmek, bir yandan hidroelektrik santralleri artırarak enerji elde etmek; bir yandan kömüre dayalı enerji santrallerini artırmak, diğer yandan rüzgâr ve güneşe dayalı enerji santralleriyle yenilenebilir ve temiz kaynaklardan enerji elde etmek için bir dizi faaliyeti aynı anda yürütüyoruz. Ancak, ne hikmettir, bakıyoruz, hemen dibimde, Ermenistan'da nükleer santral var, kırk yılı aşkın teknolojiye sahip, son derece demode, güvensiz teknolojiye sahip; Bulgaristan'da nükleer santral aynı konumda. Dünyada 400'ün üzerinde nükleer santral var, 68 tane yapımı devam eden nükleer santral var. "Ya, biz bu Bulgarlardan enerji almak zorunda kalmayalım, biz de bir nükleer santral yapalım, hem de en modern teknolojiyle yaparak Türkiye'nin enerji arz güvenliğini sağlayalım." dediğimizde "Hop, bir dakika; güvenlik tehlikesi var." diyorlar. Doğru, güvenlik tehlikesi var Ermenistan santralinden, Bulgaristan santralinden kaynaklanan.

BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Dünya vazgeçiyor.

HULUSİ ŞENTÜRK (Devamla) - Hiç kimse hiçbir şeyden vazgeçmiyor.

BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Geçiyor, geçiyor.

HULUSİ ŞENTÜRK (Devamla) - İki: "Hidroelektrik santrallerimizi artıralım." diyoruz, yine bir yaygara kopuyor "Efendim, doğa mahvoluyor." Tamam, eyvallah. "Kömürden santral yapalım, enerji üretelim." "Yok, çevreyi kirletirsiniz." Petrol ve doğal gazım zaten yok, dışarıya bağımlıyım. "Aa, efendim, güneş ve rüzgâr..." Doğru ama güneş ve rüzgârla ilgili herhâlde teknolojiyi çok yakından takip etmiyor olmalısınız, şu an güneş ve rüzgâr enerjisinde gelinen teknoloji, bir: Kesintisiz üretime müsaade etmiyor. İki: Elde edilen enerji verimliliği itibarıyla bir ülkenin enerji ihtiyacını güneş ve rüzgârdan şu an tam karşılamak mümkün değildir. O yüzden, tüm dünya sisteminde, değerli arkadaşlar... (CHP sıralarından gürültüler)

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Kaç tane ruhsat verdiniz, hiçbiri yapılmadı.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Kömürde de dışarıya bağımlıyız, kömürde.

HULUSİ ŞENTÜRK (Devamla) - Ya, bir dinleyebilmeyi öğrenebilsek... Bir eleştirin varsa, benden sonra çıkar konuşursun.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen efendim, lütfen hatibi dinleyiniz.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Çantacılara ruhsat verdiniz, çantacılara.

HULUSİ ŞENTÜRK (Devamla) - Bu yüzden bugün dünyada güneş ve rüzgâr enerjisi mevcut enerji sistemini desteklemek amaçlı olarak kullanılıyor ama tabii ki AR-GE çalışmaları devam ediyor; hepimizin ve tüm insanlığın umudu odur ki...

MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Çeşmicihan'ı mahvetmeyin.

HULUSİ ŞENTÜRK (Devamla) - ...inşallah bu konuda verimlilik son derece ilerler ve dünya böylesine temiz enerji kaynağından, biz de Türkiye olarak temiz enerji kaynağından faydalanabiliriz.

Değerli arkadaşlar, dünya enerjisinin kaynak dağılımına baktığımızda ne görüyoruz? Kömürün payı yüzde 41. O yere göğe sığdıramadığımız Avrupa'ya dönüp bakıyoruz -herhâlde bunlar bu kadar çevreci politikaları bize dikte ettiğine göre adamlar kömüre tövbe etmiştir- yüzde 25.

MURAT BAKAN (İzmir) - Danimarka'da yüzde 140 rüzgâr enerjisi var, yüzde 140 Danimarka'da rüzgâr enerjisi. Yani ihtiyaçtan yüzde 40 fazla enerji üretiyor.

HULUSİ ŞENTÜRK (Devamla) - Türkiye'ye dönüp bakıyoruz, daha henüz 16'ya çıkabildik. Buna karşılık kömürlerim var, kendi kömür yatağım var; son on yılda yapılan arama çalışmalarıyla 7 milyar metreküplük ilave rezervlere ulaşmışız, hem de daha kaliteli rezervlere ulaşmışız. Kendi kaynağım burada duracak, oradan en ucuz enerjiyi elde etme imkânım varken duracak, ama ben petrol alarak, doğal gaz satın alarak, dünyanın en pahalı enerjisini üreterek ülkemi kalkındıracağım. Böyle bir şey mümkün değil. Dolayısıyla, çevre ve ekonomik dengeyi beraber düşünmek ve beraber sağlamak mecburiyetindeyiz.

BÜLENT YENER BEKTAŞOĞLU (Giresun) - Vazgeçin, vazgeçin!

HULUSİ ŞENTÜRK (Devamla) - Bu ve buna benzer projeler de bu kapsamda sürdürülen projelerdir.

Değerli arkadaşlar, nükleer santral yapmayalım, HES yapmayalım, termik santral yapmayalım, ne yapacağız lütfen bir söylerseniz çok memnun olacağız.

TAHSİN TARHAN (Kocaeli) - Modası geçmiş, modası.

MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - Ya kardeşim, yerini seç, yerini.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - İstanbul'a yapalım istiyorsanız, sizin seçim bölgenize yapalım, sizin mahalleye yapalım termik santralleri!

HULUSİ ŞENTÜRK (Devamla) - Değerli arkadaşlar, şu söz konusu -reklama girmesin diye şirket ismi vermiyorum- şirketin yatırımı konusuna geldiğimizde: Söz konusu şirket on küsur sene önce bölgede taş kömürü rezervi araştırması ve çıkarımıyla ilgili aldığı yetki çerçevesinde, çok ciddi, 600 milyon tonları geçen çok nitelikli rezerv bulduktan sonra projesini geliştirdi, bir enerji santrali, büyük bir liman ve entegre tesisleri de yapmak üzere 3,1 milyar euroluk yatırım gerektiren ve o bölgede 11 bin kişiye istihdam sağlayacak bir yatırımı ortaya koydu.

MUHAMMET RIZA YALÇINKAYA (Bartın) - Kim? Palavra palavra! Sen basın sözcüsü müsün o firmanın?

HULUSİ ŞENTÜRK (Devamla) - Bununla ilgili ÇED süreci devam etti, her ne kadar "Başka bir yer önerisi dikkate alınmadı." deniliyorsa da alınmıştır; daha evvel Delikli Burun olarak öngörülen yer, daha sonraki öneri çerçevesinde değiştirilmiş, başka bölgeye aktarılmıştır ve bu ÇED süreci en sonunda olumlu olarak sonuçlanmıştır. Hangi kriter?

Şimdi, değerli arkadaşlar, ÇED raporlarının nasıl hazırlandığı kriterini merak eden varsa Bakanlığın rehberinden görebilirler, uzun bir kriter, ancak burada önemli olan üretim teknolojisinin hangi teknoloji olacağıdır.

Söz konusu şirketin buradaki üretimde kullanılacağı teknoloji -teknik olduğu için okumak istiyorum, ezberleyeceğim bir şey değil- süperkritik pulverize kömür teknolojisidir.

Bu teknolojinin önemi nedir değerli arkadaşlar? Bu teknolojinin önemi şu: Avrupa Birliği Entegre Kirlilik Önleme ve Kontrol Yönetmeliği için 2006 tarihinde yayınlanan referans dokümanında, büyük yakma tesisleri kapsamında, kömürden elektrik üretimi için en iyi mevcut teknoloji olarak kabul edilen teknolojidir. E, şimdi, Avrupa kriterleri ve dünya kriterlerine göre son derece uygun bir teknolojiyle ve yine Avrupa ve dünya kriterlerine göre çevresel olumsuz etkisi en az düzeyde olacak -sıfır hiçbir zaman olmayacak, bunun sıfırı yok- uygun, kabul edilebilir tolerans kapsamında devasa bir yatırım yaparak Türkiye'nin daha ucuz enerjiye ulaşma politikalarını baltalamanın hiçbir esprisi yoktur değerli arkadaşlar. Türkiye, tarihî mirasını da, kültürel mirasını da, doğal mirasını da korurken ülkesinin insanlarını uluslararası büyük güçlerin sömürdüğü halklar olmaktan çıkarmak zorunda.

Hepinize Koreli Chang'in kitabını okumanızı öneririm. Dünyanın gelişmiş sömürgeci ülkeleri "merdiveni itmek" tabirini kullanır, ne yazık ki vahşice sömürdükleri kaynaklarla bugün bizim gibi ülkelerin önüne engeller koymak istiyor. Amerika, Batı ve benzeri sömürge ülkelerinin sözcüsü olmaya gerek yok diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Şentürk.