GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 674 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname (1/760) ve İçtüzük'ün 128'inci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:19
Tarih:10.11.2016

MHP GRUBU ADINA AHMET SELİM YURDAKUL (Antalya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, muhterem vatandaşlar; konuşmama başlamadan önce Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü rahmetle ve şükranla anıyorum.

Millet olarak binlerce yıllık Türk tarihine damgasını vuran asrın lideri Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü daha fazla okumak ve daha fazla anlamak zorundayız. Onun, karanlığı aydınlatan ışığı çocuklarımız için ayrı, askerlerimiz için ayrı, devlet adamlarımız ve siyasetçiler için başarılı ufuklar sunmaktadır.

Atatürk, vatana hizmet aşkıyla Afrika çöllerinde koşturmuş, Çanakkale'de ve Gelibolu'da destan yazmıştır. İstanbul'un işgalinden sonra, koca bir milleti ayağa kaldırmak üzere Anadolu'ya geçmiştir. Atatürk gün yüzü görmeyi unutan Türk milletine "Ya istiklal ya ölüm!" derken elinde silahı, en önde çarpışmıştır. Onun askerî dehası neticesinde dünya halk tarihi literatürü zenginleşmiş, "Türk" adı yeniden Türk sahnesinin en müstesna köşesinde yerini almıştır. Bugün hayırla yâd ettiğimiz Ata'mızın devlet adamlığı ise bu coğrafyada eşi benzeri görülmemiş reformları hayata geçirmiş ve milletimizi muasır medeniyetlerden biri hâline getirmiştir.

Atatürk'ü gerçekten anlamak onu gönüllerde hissetmekle mümkündür. Atatürk ağız dolusu laflarda değil zihinlerde yer bulmalıdır. Gazi Meclisimiz onun ve yüce Türk milletinin eseridir, cumhuriyetimiz onun eseridir. O hiçbir zaman tek adamlığı tercih etmemiş, elindeki onca imkân ve araca rağmen Türk milletinin istişare kültürünü canlı tutarak özde demokrasinin taşlarını kendi elleriyle döşemiştir. Bir devlet adamının, bir liderin nasıl caydırıcı olması gerektiğini gösteren Atatürk diğer yandan ise yurtta ve dünyada barış ve huzurun inşası için canla başla mücadele etmiştir. Onun sofrasında bulunan nice krallar ve cumhurbaşkanları Ata'mızın fikirlerinden feyzalmış, onunla dostluklar geliştirmeye çalışmıştır. Bir bozkurt gibi düşmanın kalbine korku salan Atatürk, Türk ocağı yandığı sürece kalplerde ve zihinlerde yaşayacak, onun öğretileri ve telkinleri bu toprakların ve insanının daima koruyucusu olacaktır.

Bu vesileyle ifade etmek isterim ki Türk milleti hepimizin ortak Ata'sını, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü siyasi maksatlarla kullanan istismarcıları tek tek görmektedir. Daha Türk milletinin adını bile telaffuz edemeyenleri dikkatle seyrediyor ve takip ediyoruz; Türk'e mezar kazanların avukatlığını yapan sözde Atatürkçü, özde Türk düşmanlarını takip ediyoruz; Ata'mızı yürekten hissetmeyen çelenk tüccarlarını bir bir not ediyoruz ve en sonunda, tıpkı Ata'mızın ifade ettiği gibi, geldikleri gibi gidecekleri günü sabırla bekliyoruz.

Yeri gelmişken, müstemleke valisi gibi hareket eden bazı büyükelçi ve Avrupa Birliği Komisyonu üyelerinin özellikle belli Meclis grup ziyaretlerini ve siyasi ayak oyunlarını bölücü faaliyetlere bir destek olarak değerlendiriyor ve açıkça kınıyorum. Şimdi bu ülkelere soruyorum: Sizin ülkenizde terör propagandası yapan, terör örgütü üyesi olan, teröre destek veren, özel araçlarında silahlarla yakalanan, bu gibi suçlamalarla yargılanmak istenilen kişilere siz ne yapardınız? Siyaseti ne için yapıyoruz? Önce ülkemizin ve vatanımızın birliği ve daha sonra ülkemizin vatandaşlarının huzuru ve mutluluğu için yapıyoruz.

Biz 15 Temmuzu bir darbe girişimi olarak görmüyoruz, 15 Temmuzu ülkemizin işgali, parçalanması için yapılan bir hareket olarak görüyoruz. O yüzden 15 Temmuz günü ülkemizin bölünmesini engelleyen başta Genel Başkanımız olmak üzere, tüm siyasi parti başkanlarına, Başbakana, Cumhurbaşkanına ve o tankların, o kurşunların önüne canlarını siper eden yüce Türk milletine, hepsine birlikte teşekkürlerimizi buradan bir kez daha, ayırt etmeden ifade etmek istiyorum.

Meşruiyeti Avrupa Birliği parlamenterlerinde, yabancı misyon görevlilerinde veya evrensel demokratik prensiplerde arayanlara rahmetli Atatürk'ün ifadeleriyle çağrıda bulunmak istiyorum: Bireysel çıkarlarını düşmanların siyasi hedefleriyle birleştirebilecek gafillerin ihanetlerine karşı uyanığız ve uyanık olmaya devam edeceğiz. Bir Türk "Bitti." demeden önce hiçbir şey bitmeyecek. Birlik ve beraberliğimize yönelik tüm tehditler, Türk milletinin çelikten iradesi karşısında bozguna uğrayacaktır.

Burada önemli olan nokta, Genel Başkanımızın da ifade ettiği gibi, siyaset yaparken şunu hiçbir zaman unutmamamız gerekir: "Önce ülkem ve milletim, sonra partim." demeyi hepimiz gönülden, içtenlikle ve inanarak ifade etmeli ve bu doğrultuda hareket etmeliyiz.

Hepinizi sevgi ve saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Yurdakul.