GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 669 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması ve Milli Savunma Üniversitesi Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname (1/751) ve İçtüzük'ün 128'inci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:18
Tarih:09.11.2016

KEREM ALİ SÜREKLİ (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. 669 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin tümü üzerinde söz almış bulunuyorum.

Sözlerime başlamadan önce 15 Temmuz gecesi vatanı, milleti, bayrağı uğruna hain darbe kalkışması karşısında belki de bir daha evlerine geri dönmemek üzere meydanlara koşan, bu hain kalkışmaya karşı gereken çalışmaları yapan, bu kalkışmayı bertaraf eden başta aziz şehitlerimiz olmak üzere gazilerimize, milletimize şükranlarımı sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Bu süreçte, bu kalkışma sırasında 246 şehidimiz var, Cenab-ı Allah'tan hepsine rahmet diliyorum. Yine, aynı şekilde ülkemizin, güzel yurdumuzun üstüne karabasan gibi çöken şer odakları, terör örgütleriyle mücadelede şehadete eren yiğitlerimize Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Onlar vatan uğruna, bayrak uğruna, millî irade uğruna fedakârlıkların, kahramanlıkların en büyüğünü nasıl gösterdilerse Yüce Rabb'ime yemin olsun ki bizler de onların uğruna can verdiği mukaddes emanetleri için gerektiğinde aynı fedakârlığı göstereceğiz. Binlerce yıldır şehit kanlarıyla sulanmış bu aziz vatanda hain emellerini gerçekleştirmelerine izin vermeyeceğiz, operasyonlara izin vermeyeceğiz. FETÖ'nün de , PKK'nın da, PYD'nin de, DEAŞ'ın da ve hain emelleri aynı olan tüm alçak örgütlerin, onların üst akıllarının hesaplarını başlarına geçireceğiz.

Evet, 15 Temmuz gecesine bir dönelim. Biraz önceki hatip de o geceyle ilgili bir tanımlama yaptı; bir darbe kalkışması, evet. Ordu içerisindeki asker elbisesi giymiş bir grup terörist kılıklı askerin kalkışması. Ama, o, bir kalkışma mıydı, o bir darbe kalkışmasıyla sınırlı mıydı? Boyutuna bakarsak, eldeki diğer verilere de bakarsak bu, bir istila girişimiydi, bu, bir postmodern istila girişimiydi. Diğer bütün veriler de bunu destekliyor. Evet, o istila girişimine karşı bu Gazi Meclis de, bütün milletimiz de hep beraber karşı koyduk. O gece neler oldu? Türkiye Büyük Millet Meclisine, millî iradenin tecelli ettiği buraya bomba atıldı. Helikopterlerden masum halkın üstüne ateş açıldı. Milletin parasıyla satın alınan milletin tankıyla millet ezilmeye kalkıldı. Bunları unutmayacağız, unutturmayacağız. Hep beraber de...

ENGİN ALTAY (İstanbul) - Biz de unutmayacağız, biz de unutmayacağız elbette.

KEREM ALİ SÜREKLİ (Devamla) - Bütün milletimiz, burada o akşam Parlamentoda bulunan bütün temsilciler hep beraber karşı koyduk.

Bundan sonra ne yapacağız? Tabii ki, devlet refleksini gösterecek. "Bir daha böyle şey olmasın, böyle kalkışma olmasın, böyle bir istila girişimi olmasın." diye gerekeni yapacağız. Gereken nerede? Gereken Anayasa'da. Nedir bu? Olağanüstü hâl. Anayasa'nın 119'uncu, 120'nci, 121'inci maddelerinde yerini bulmuş. Buna dayanarak burada geldik, Milliyetçi Hareket Partisi de sağ olsun, destek verdi, olağanüstü hâl ilanını yaptık. Ondan sonra da bunun gerekleri olarak olağanüstü hâlde neler yapılabilir? Olağanüstü hâlde açıkça sıralanmış: Vatandaşlara para, mal, hizmet yükümlülüğü getirilebilir. Temel hak ve hürriyetler kısmen ve tamamen durdurulabilir. Yine, kanun hükmünde kararnameler çıkarılabilir. Bizler de bunun gereği olarak kanun hükmünde kararnameleri çıkarmaya başladık. İşte, onlardan biri olan 669 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'yi de bugün burada görüşüyoruz.

Evet, devlet refleks gösterdi, savunmasını gösterdi: "Bir daha kamu otoritesine böyle kalkışma olmasın, bir daha istila girişimi olmasın. Kırk yıldır sinsice devlete sızan bu hain, alçak FETÖ terör örgütü devletten temizlensin." Bu ortamı fırsat bilen diğer, devlete kastetmiş terör örgütleri de temizlensin. İşte yapılan bu, bunları yapıyoruz, bu kanun hükmünde kararnamelerle bunların gereklerini yerine getiriyoruz.

Evet, hatibi dinledik, yapılanları eleştiriyor. Tabii eleştireceksiniz, sizin eleştirileriniz bize, modern demokrasilerde, çağdaş demokrasilerde yol gösterici olacak.

MEHMET METİNER (İstanbul) - Atatürk'le ne alakası var? Kim Atatürk'e ne yapmış?

KEREM ALİ SÜREKLİ (Devamla) - Ancak bu kadarı fazla yani milyonlarca mağdurdan bahsetmek biraz haksızlık oluyor. Bu düzenlemeleri Hükûmetimiz yaparken nasıl hareket ediyor? Hükûmetimiz, çok net ifade edildi, Sayın Cumhurbaşkanımız da... Biz burada intikam duygusuyla değil, merhamet duygusuyla değil, adalet duygusuyla hareket ediyoruz, etmeye çalışıyoruz. Tabii ufak tefek aksaklıklar olabilir, kamu kurumlarında binlerce ihraçla uğraşıyoruz. Kurumlarımızı ben buradan tebrik ediyorum, gerçekten çok çok büyük oranda isabet vardır bu çalışmalarda. Mağduriyet edebiyatı yapılıyor. Sayın Başbakanımızın da deyimiyle: "Esas mağdur olan, 246 şehidimizin yakını, gazilerimiz, milletimiz." Milletin üzerine tank geldi o akşam. Lütfen, eksikler varsa bunları dile getirelim.

İşte, kanun hükmünde kararnamelerle, yeni çıkaracağımız kanun hükmünde kararnamelerle gereğini de yapıyoruz. Ancak yapılan başarılı çalışmaları, titizlikle günlerdir, aylardır yapılan bu çalışmaları gölgelemeyelim. Bu çalışmaları gölgelersek bazılarının ekmeğine yağ süreriz, bu iş sulandırılmış olur.

Ben muhalefetten burada, özellikle tabii ana muhalefet partisinden bu konuda daha yol gösterici bir çalışma bekliyorum; bu işin sulandırılmasına zemin hazırlamasınlar, bu işe gölge düşürmesinler.

Evet, başka şeylere değinecektim, Avrupa'ya değinecektim, bizim kanun hükmünde kararnamelerimizi, OHAL'imizi eleştiren Fransa'dan bahsedecektim. İki tane terör olayında OHAL ilan ettiler, bir yıldır OHAL'leri sürüyor. Bizi eleştiren Avrupa'dan, Macaristan'dan örnek verecektim. 1.294 sığınmacıyı ülkelerine kabul etmemek için referandum yapan Macaristan mı bize yol gösterecek, onlar mı bize insan haklarını öğretecek veya FETÖ'ye kucak açan Amerika Birleşik Devletleri mi bizim buradaki OHAL'imizi eleştirecek? Hiçbirinin hakkı yok. Biz refleksimizi yapıyoruz, kendimizi korumak için gerekeni yapıyoruz, onlar kendi işlerine baksınlar, kendi ülkelerindeki insan hakları ihlallerine, kendi demokrasilerine baksınlar.

Son olarak da şunu ifade etmek istiyorum: Bu süreçte en büyük kazanımımız şuydu: Yenikapı ruhu. 7 Ağustosta 5 milyon vatandaşımız İstanbul'da Yenikapı'da bir araya geldi, muhteşem bir manzaraydı. Katkısı olanlara teşekkür ediyoruz. Ama lütfen, bu Yenikapı ruhunu bozmayın. Biz bozdurmayacağız. Siz ne yaparsanız yapın Yenikapı ruhu bozulmayacak. Çünkü bunu millet istedi, millet oluşturdu, millete rağmen bir şey olmaz. Yenikapı ruhu da devam edecek. Hep beraber yine millî iradenin hâkimiyeti için çalışacağız. Eksikler varsa düzeltiriz ama tekrar altını özellikle çiziyorum, FETÖ'yle yapılan bu mücadelede devlet organlarının, Hükûmetimizin, Cumhurbaşkanımızın, Başbakanımızın, bakanlarımızın başarıyla yaptığı bu mücadeleye kimse gölge düşürmesin. Hep beraber inşallah bunun sonunu getireceğiz.

Evet, görüştüğümüz 669 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'de bazı düzenlemeler yapıyoruz. Yüksek Askerî Şûranın yapısını değiştiriyoruz. Yüksek Askerî Şûrada Başbakan, Genelkurmay Başkanı, İçişleri Bakanı, Dışişleri Bakanı, Adalet Bakanı, kuvvet komutanları ve Millî Savunma Bakanı olacak. Eskiden yer alan Jandarma Genel Komutanı, Donanma Komutanı, ordu komutanları, orgeneraller ve oramiraller yer almayacaklar.

Yine, bu kanun hükmünde kararnameyle askerî okullarda düzenlemeler yapıyoruz.

Yine, sağlık alanında düzenlemeler yapıyoruz.

Askerî yargıda düzenlemeler yapıyoruz. Yalnız demin yanlış bir ifade oldu, askerî yargı Adalet Bakanlığına değil, askerî hâkimler ve askerî mevzuat bundan sonra Millî Savunma Bakanlığına bağlı olacak; bunu da burada düzeltmek istiyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)