| Konu: | Bilirkişilik Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 16 |
| Tarih: | 03.11.2016 |
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
15 Temmuz sonrasında burada yapmış olduğumuz konuşmada, sıkı sıkıya sarılmamız gereken dört temel ilke olduğunu söylemiştik. Aslında, bunu 15 Temmuzdan önce de yıllardır bu kürsüden defalarca ifade ediyoruz. Toplumsal barış, demokrasi, hukuk devleti ve insan haklarını ilkesel düzeyde ele almadığımız sürece, bu ülkedeki temel sorunları çözmemizin mümkün olmadığını ısrarla vurgulamamıza rağmen, bugün Türkiye'nin tamamında yaşanan sorunlarla ilgili bu dört temel ilkenin maalesef, iktidar tarafından elinin tersiyle bir kenara itildiğini görüyoruz. Böyle olduğu için de temel sorunlar katlanarak önümüze çıkıyor.
Ben, dün bu kürsüden konuşma yaparken özellikle AKP içerisindeki milletvekillerine seslendim. Bakın, iki yıldır gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı gerekse sizdeki karar mercilerini "Biz Türkiye'nin temel sorunlarını güvenlik politikalarıyla çözebiliriz." diye ikna eden, bununla ilgili süreçleri işletirken bir taraftan da sizin kuyunuzu kazan bir anlayıştan bahsettim, bu anlayışın iki yıldır dayatmış olduğu bu yanlışlar nedeniyle bu ülkede her geçen yıl kaos, çatışma, istikrarsızlık ortamının giderek derinleştiğini ve oluk oluk kan akıttığını söyledim.
İki yıldır onların söylediğini yapıyorsunuz. Ondan iki yıl önce, bu şekilde düşünmeyen, demokratikleşmeyle sonuç alacağına inananların söylediklerini yapıyordunuz. Ya, bizi dinlemiyorsanız son iki yıl ile ondan önceki iki yılı bir kıyas edin, bir mukayese edin. Ondan önceki iki yılda geldiğimiz düzeye, buradaki tartışmalarımızın içeriğine bakın; bir de bugün 79 milyonun tamamında, neredeyse her gün, devasa bir şekilde biriken sorunlara bakın. Artık, sizin içinizde de bu güvenlik kafasıyla düşünenlere karşı bir ses çıkarmanın, bir müdahale etmenin zamanı gelmiştir. "Siz iki yıldır bizi kandırdınız. İki yıldır bir taraftan bizi toplumla, halkla karşı karşıya getirdiniz, bir taraftan da bizim kuyumuzu kazacak çok derin işler yaptınız." demenin zamanı gelmiştir. Ha, bu sizi siyasi sorumluluktan da kurtarmaz.
Bakın, Sur, Cizre, Silopi sürecinde kendimizi yırttık burada, paraladık. "Ya, yanlış işler yapılıyor, katliamlar yapılıyor, cenazeler yakılıyor, toplumun sinir uçlarına dokunuluyor, insanlığa karşı suç işleniyor." dedik, kabul etmediniz ve maalesef, Meclis tutanakları şahittir, kabul etmediğiniz gibi gelip burada sahip çıktınız. Şimdi o tablonun sahiplerinin hepsini cezaevine gönderdiniz, yarın öbür gün yargı önüne çıkacaklar. Peki, yargı önüne çıktıklarında siz aklanmış mı olacaksınız? Tabii ki hayır çünkü tarih tanık, tutanaklar tanık, Meclis tutanaklarına geçmişsiniz, grup başkan vekilleriniz, milletvekilleriniz, bakanlarınız çıkıp burada o icraatların arkasında siyasi irade ortaya koymuş. Şimdi hâlâ aynı yanlışlarda ısrarın bir anlamı yok.
Bakın, bugün milletvekilinin evini basıyorlar, milletvekilinin babasına, kardeşlerine silah doğrultup, yere yatırıp insanlık dışı muamele yapıyorlar, milletvekilinin pasaportuna el koyup siyasi çalışmalarının önüne geçiyorlar. Ya, Siirt Valiliğinin dün yaptığı bir şeyden dolayı bu Hükûmetin istifa etmesi gerekir. Siirt Valiliği, 1 belde başkanımız ve 2 partili çalışan arkadaşımızın fotoğraflarını basına göndererek "Bunlar aranan PKK'lilerdir. Bulanların 300 bin TL ödülle Emniyete bildirmesi..." diye skandal bir şeye imza attı. Bakın, bu Vali hakkında tabii ki suç duyurusunda bulunuldu. Şimdi, siz mesela Siirt Valisiyle ilgili bir işlem yapmadığınız zaman, sivil siyasetçiyi bu şekilde hedef gösteren, belki de yaşamına kastedecek bir uygulamanın altına imza atan valiyle ilgili arkada bir siyasi irade koyduğunuz zaman yarın bu suçların ortağı durumuna düşersiniz. Cemaatle ilgili durumunuz aynı; dün ortak tutukluyordunuz, bugün onları içeri attınız, tek başınıza tutukluyorsunuz, yarın onları mahkemeye çıkardığınızda onlar bütün her şeyi birlikte yaptık diyecekler ve siz bunun cevabını veremeyeceksiniz.
Dolayısıyla, yol yakınken bu yanlışlardan dönün. Özellikle içinizde ülkenin kötüye gittiğini düşünen, bu kafayla bu sorunların çözülmeyeceğini düşünen milletvekillerinin ses çıkarması gerektiği kritik bir dönemden geçiyoruz diyorum, hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)