| Konu: | Bilirkişilik Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 15 |
| Tarih: | 02.11.2016 |
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bilirkişilik Kanunu Tasarısı'yla ilgili yirmi dakikalık bir konuşma yapmıştım, oraya atıfta bulunuyorum, başka bir konuda düşüncelerimizi paylaşmak istiyorum. Çünkü, arkadaşlarımla da bu konuda geniş eleştirilerimizi ve muhalefet şerhlerimizi sunduk.
Değerli arkadaşlar, bu Meclis kürsüsünde olmasa bile sıklıkla ifade ettiğimiz yargının siyasallaştığını ve 15 Temmuz darbe girişiminden sonra, şu anda çok ciddi gözaltı ve tutuklama operasyonlarının olduğunu ifade ediyoruz. Fakat, maalesef, bu operasyonlar aralıksız, sistematik ve hedefe odaklı bir şekilde devam ettiriliyor.
Şu anda partimizin, Halkların Demokratik Partisinin ilk tutuklanan Merkez Yürütme Kurulu Üyesi Hüseyin Yılmaz, şu anda Diyarbakır Cezaevinde. Yine, en genç Merkez Yürütme Kurulu Üyemiz Atiye Eren, geçen hafta tutuklandı, o da Ankara'da tutuklandı. Diğer bir Merkez Yürütme Kurulu Üyemiz Alp Altınörs Tokat Cezaevinde, 10 Ekim katliamında yaşamını yitiren bir barış şehidinin cenaze törenine katıldığı için tutuklandı; 3 kişi. Mahmut Çelik, yine Merkez Yürütme Kurulu Üyemiz, şu anda Urfa'da gözaltına alındı ve hâlâ gözaltı işlemi devam ediyor. Merkez Yürütme Kurulundan bilerek başladım ve bu il ve ilçelere yönelik il, ilçe eş başkanlarından başlayarak belediye eş başkanlarına varıncaya değin merkezî bir kararla, tıpkı 2009'da olduğu gibi, sistematik bir şekilde devam ettiriliyor. Size sadece örnek olarak verebilirim çünkü bu örneklerin hepsini saymaya kalkarsam ne süremiz yeter ne de böyle bir yola başvurma niyetinde değilim.
Değerli arkadaşlar, 11 Ekim 2016 tarihinde yani yirmi üç gün önce Diyarbakır'da bütün HDP ve DBP il, ilçe örgütleri basıldı bir gece yarısı ve 57 arkadaşımız gözaltına alındı. Bunların içinde Cebbar Leygara, HDP il Eş Başkanı; Gülşen Özer, HDP il Eş Başkanı; Hafize İpek, DBP il Eş Başkanı; HDP Kayapınar ilçe Eş Başkanı Abbas Ercan, HDP Yenişehir Eş Başkanı Belgin Diken... Neredeler biliyor musunuz? Hâlâ gözaltındalar. Yirmi üç gündür Diyarbakır'da bir spor salonunda, kendilerine şu ana kadar, bu konuşmayı yaptığım saate kadar hiçbir soru sorulmadan spor salonunda tutuluyorlar, otuz günün tamamlanması gerekiyor.
Tabii, bu operasyonun başka bir anlamı da var: 11 Ekimden sonra Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eş başkanları yakalandı; gözaltına alındılar, tutuklandılar, kayyum atandı ve bunlar hâlâ gözaltında bu süre zarfında. Amaç ne? Siyaseten Diyarbakır'daki tepkiyi azaltmak, tepkisizleştirmek; il, ilçe örgütlerinin alana çıkmasını, TOMA'larla, gazlarla, başka yöntemlerle birlikte il, ilçe örgütü ve yöneticilerinin de buna demokratik tepkisini göstermesini engellemek.
Yine, diğer il ve ilçelerimizde her gün ama her gün, her sabah bir il ya da ilçe örgütümüzün ya bütün yönetimi ya 3 kişi ya 5 kişi ya 10 kişi tutuklanıyor diye haberleriyle uyanıyoruz. Hiç kimse bize, özellikle iktidar partisine söylemek istiyorum, "Bunlar yargı faaliyetidir." demesin. Lütfen kendilerini de kandırmasınlar. Bu bir yargı faaliyeti falan değil, bu bir siyasi karardır. HDP'ye yönelik bizimle rekabet edemeyen, bizim sözlerimize cevap veremeyen, bizim eleştirilerimize yanıt olamayan iktidar partisi, bizim il ve ilçe örgütlerimize, il, ilçe eş başkanlarımıza, belediye başkanlarımıza yargı silahını kullanarak -maalesef, yargı da bir enstrümana dönüştürüldü- etkisizleştirilmeye çalışılıyor. Ama, kötü bir haber vereyim, emin olun, bu gözaltı operasyonları halkta tam tersine bir etki yaratıyor. Şu anda Diyarbakır halkı, il, ilçe eş başkanlarının yirmi üç gündür gözaltında olmasına gitgide öfke biriktiriyor ve herkes buna öfkeleniyor ve bunlar AKP'li falan olmuyor, bunlar iktidarı falan desteklemiyor. Bizi zayıflatmaksa niyetiniz bundan vazgeçin. Bizi gerçekten zayıflatabileceğiniz bir yöntem değildir bu.
Bu, sadece iktidarın âcizliğini ve yöntemde sıkıntısını gösterir diyorum ve teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)