GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bilirkişilik Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:15
Tarih:02.11.2016

AK PARTİ GRUBU ADINA MUSTAFA ELİTAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teşekkür ediyorum.

Aslında Sayın Gök önemli bir şeyi ifade ediyor. Yani yasama, yürütme, yargı Anayasa'mızda net bir şekilde ayrılmış. Ama yürütme bildiğiniz gibi parlamento içerisinden çıkıyor, parlamenter sistemin özelliği bu zaten. Onun için biz diyoruz ki gelin, yasama ile yürütmeyi ayırmak için, madem bu şikâyetleriniz var, başkanlık sistemini hep beraber destekleyelim, halkın önüne götürelim, halk ne derse onu yapalım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Ne alakası var, ne alakası var? Buna inanıyor musunuz hâlâ?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Alakasını az sonra düşünürsen ne olduğunun farkına varırsın.

Değerli milletvekilleri, bakın, bizim bugüne kadar ifade etmeye çalıştığımız, hani "parlamenter sistem" dediğimiz, bu grubun içerisinden veya Cumhuriyet Halk Partisi Grubu içerisinden... Eğer halk teveccüh ederse, iktidara getirirse, o zaman Cumhuriyet Halk Partisi içerisinden olan meseleleri, gelirler, "Cumhuriyet Halk Partisi iktidarı" derler, on dört yıldır "AK PARTİ iktidarı" diyorlar. Mesela, biz 57'nci Hükûmetle ilgili bir meseleyi gündeme getirdiğimizde, "2002'den önce böyle oldu." dediğimizde arkadaşlarımızın bir kısmı, Milliyetçi Hareket Partisi diyor ki: "57'nci Hükûmetin mensubu olan bir siyasi parti olarak benim de buna cevap verme hakkım var, o dönemdeki bakanlarım yok." Hakkı var, yok onu tartışmıyorum ama parlamenter sistemin özelliği, doğası bu, parlamenter sistemin Anayasa'ya göre denetiminin nasıl olacağı da o.

Dün yaptığımız gensoru görüşmeleri; bu gensoru görüşmelerini... Ben gençlik yıllarımda, Siyasal Bilgiler Fakültesinde okuduğum dönemde bir gensoru önergesi bakana veya hükûmete verildiği takdirde nefesler tutulurdu. Medya o gün "Gensoru önergesiyle ilgili meselelerde ne var acaba?" diye pürdikkat dinler, Parlamentoda ne konuşulacak diye bakardı. Ama, şimdi gensoru önergelerine bakıyoruz, gensoru önergelerinin içinin ne olduğunu medya da bilmiyor, bakan da bilmiyor, biz de bilmiyoruz. Çünkü artık sürekli grup önerisi gibi gelmeye başladı, gensoru önergeleri soru önergeleri gibi gelmeye başladı. Biz onun için diyoruz ki parlamenter sistemde bir tıkanıklık var, bir bozukluk var, gelin, bu parlamenter sistemi...

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - "Tıkıyoruz." deyin, daha doğru olacak.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Başkanlık sisteminde parlamento yok mu? Başkanlık sisteminde de parlamento var. Başkanlık sistemindeki parlamentoyu da... O zaman hükûmetin parlamentodan ayrı olduğunu, parlamentonun tamamen denetim faaliyeti içerisinde olduğunu ifade etmeye çalışıyoruz.

Bakın, değerli arkadaşlar, az önce Sayın Bakan anlattı. Hakikaten bugün gururumuz bizim Ulaştırma Bakanlığındaki yaptığımız hizmetlerimiz, on dört yıllık dönem içerisinde yaptığımız hizmetlerimiz. Yetmiş dokuz yıllık cumhuriyet tarihi boyunca 6.100 kilometrelik duble yol yapılmış ama bizim on dört yıllık iktidarımız döneminde 24 bin kilometre...

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Sayın Başkan, Bilirkişilik Kanunu Tasarısı'nı görüşüyoruz değil mi?

BAŞKAN - Sayın Tanal, lütfen...

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Çok güzel tespit etti. Sayın Tanal, teşekkür ediyorum.

MAHMUT TANAL (İstanbul) - Yani, İç Tüzük ne diyor?

BAŞKAN - Lütfen...

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Benim, aslında bütün konuşmalarımda itirazlarımdan birisi hep buydu. Ama, buraya çıkan, konuşan arkadaş, tasarıyla, bilirkişilikle alakalı bir cümle etti mi, etmedi mi, bilmiyorum. Herhâlde başlangıçta demiştir ki: "Şu sıra sayılı kanun tasarısı üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım." diye arkadaş ortaya çıkmıştır.

Bir de Sayın Gök'ün az önce ifade ettiği gibi, imam konusuna gelelim. Bu imam konusunu... Sayın Gök, sizin aileniz Kayserili, eşiniz Kayserili. İyi de takip ediyorlardır, beni de çok iyi biliyorlardır. Muhtemelen eşlerimiz de sınıf arkadaşı. Yani, Kayseri'nin iyi bir ailesinden ama... Sorun eşinizin yakınlarına, deyin ki: "Ya, böyle böyle... Kayseri'de bir hadise varmış. 80 bin çiftçinin yaşadığı bir yerde, o insanların hakkını korumakla görevli olan milletvekilleri, siyasetçiler o güne kadar niye durmuşlar da Elitaş bu meseleye parmak basmış?" Sonra, bir milletvekillerinin şahsi menfaatlerinden dolayı ortaya çıkardığı ve gizlilik kararı olması gerekirken... Şuranın altını çok çizmemiz gerekir: Bakın, ben o konuşmanın içeriğinden hiç gocunmuyorum, hiç de yüksünmüyorum. Benim için o 80 bin çiftçinin hakkını korumak şeref madalyasıdır diyorum çünkü orada kaybolan paraları durdurmak için büyük mücadele verdim. Hakikaten birçok tehditle karşı karşıya kaldım; çocuklarımı tehdit ettiler, beni tehdit ettiler. Ama, ben o 80 bin çiftçinin hakkını, vebalini milletvekili olarak üzerimde taşıdığımdan dolayı, sonuna kadar mücadele ederek götürmeye çalıştım ve sonuçta da bugün, Kayseri Şeker Fabrikası en büyük tesislerden biri hâline geldi. Bakın, içeriğinden hiç gocunmuyorum, ne söylediğimi de ifade ediyorum. O günkü gazetelere yayın yasağı koyduruldu, bir mahkeme vasıtasıyla duygusal ilişkiler sonucunda yayın yasağı koyduruldu, ben bu yayın yasağı niye koyduruldu diye itiraz ettim.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Kime itiraz ettiniz?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Az önce siz savundunuz ya hani, "Cumhuriyet gazetesine niye böyle yapılıyor?", "Basın sansürleniyor?" diye ifade ediyorsunuz ya hani... O dönemde basının doğruları anlatmasına, yolsuzluğu, hırsızlığı gündeme getirmesine yargı vasıtasıyla -engel konulana- niye böyle yaptınız? Duygusal ilişkiler vasıtasıyla yayın yasağı konulmasına itiraz ettim. Bakın, o kaset...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Kime, kime?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Ya, bırak, gözünü severim ya!

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ama, kime itiraz ettiniz onu söyleyin.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Ya, bırak diyorum. Ben itiraz ettim.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - "İtiraz ettim." böyle bir şey olur mu? Neye ettin, kime ettin onu söyle.

BAŞKAN - Sayın Akar, lütfen karşılıklı konuşmayın, böyle bir usul yok.

Sayın Gök, lütfen, rica ediyorum sizden...

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Haydar, sen neyin peşindesin?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Bir şeyin peşinde değilim, doğruyu söylemenin peşindeyim.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Bırak o zaman da konuşayım, bırak da...

BAŞKAN - Sayın Gök, lütfen, rica ediyorum, arkadaşınızla ilgili...

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Sayın Gök...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Orada duygusal ifadelerle konuşup da... İtiraz falan etmedin, imamı devreye soktun; niye devreye soktun onu söyle, duysun arkadaşlar da bilsinler.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Yani, Sırrı Süreyya Önder'in söylediğini söyleyeceğim şimdi sana, söylememeyeyim boş ver, neyse... Sen kayıtlara bakarsan Sırrı Süreyya Önder'in şu kürsüden sana oradan bağırırken söylediği bir şey var, kayıtlardan arar, bulursun sen onu.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ne yapacaksın? Sen gel, yap o zaman gücün yetiyorsa.

BAŞKAN - Sayın Akar...

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ne söylemiş Sırrı Süreyya bana?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Anladın, anladın bak.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ne demiş, ne demiş?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Allah var anladın, ne olduğunu da çok iyi anladın.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ne demiş, ne demiş?

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Anladın, anladın sen ne olduğunu.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ben kürsüye yürüdüğümde sen tuttun beni.

BAŞKAN - Sayın Akar...

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Sen ne olduğunu anladın şimdi.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ben de senin ne olduğunu anladım. Adam gibi burada söyleyeceksin insanlara imamla ne konuştuğunu.

BAŞKAN - Sayın Akar...

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Benim adam olduğumu herkes bilir de seninkini ben bilmiyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Konuşacaksın, konuşacaksın!

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bakın, şurada milletvekili arkadaşlarımızın dikkat etmesi gereken konu şu: Gizlilik olan bir yargı süreci içerisinde benim yaptığım konuşmanın, içeriği ne olursa olsun... Ama, o konuşmadan gurur duyduğumu ifade ediyorum. O konuşmada suçluluk veya böyle bir yolsuzluk olması mümkün değil ama gizlilik kararı olan bir kasetin bir milletvekili tarafından basına verilmesine ne dersiniz? Söylemek de istemiyorum. O dönemde, 2010 yılında 6 Mayısı 7 Mayısa bağlayan gece çeşitli operasyonların yapıldığını hep biliyoruz, farklı farklı kasetlerin ortaya çıktığını biliyoruz. Bir milletvekili tarafından basına servis edilen... Gizlilik kaydı olmasına rağmen, bir mahkemenin dinleme kaydını alıp basına vermek, milletvekili olarak nasıl değerlendirirsiniz bunu?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - İyi değerlendirmeyiz ama içeriğine bakarız.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Asıl önemli olan mesele bu. Sen anlamazsın da Levent Bey bunu çok iyi anlıyor, biliyorum, sen anlayamazsın.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Tabii, tabii, sen anlarsın.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Sen daha hâlâ Sırrı Süreyya Önder'in ne dediğinin peşindesin. Milletvekilleri tutanakları görürse onların ne olduğunu anlarlar.

Değerli milletvekilleri, onun için, Kayseri Şeker Fabrikasında yapılan operasyonlarla ilgili... Bugün, Kayseri Şeker Fabrikası eğer hakikaten iyi bir konuma geldiyse, üretimini, yatırımını, borçlarını bitirip milletine, 80 bin çiftçisine hizmet eder bir hâle geldiyse o konudaki yaptığımız mücadeleyle birlikte bu sonuca ulaştığımızı ifade etmek istiyorum.

TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Sayın Elitaş, dışarıdan tatlandırıcı getirdiğinizi de anlat o zaman burada.

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Çıkmamız gereken, yapmamız gereken nokta şu: Sayın Gök'ün, Sayın Tanal'ın vasıtasıyla yaptığı uyarı çok doğru bir uyarı. Buraya çıkan milletvekili arkadaşlarımız yasayla ilgili konuştukları takdirde hakikaten çok bilgi sahibi oluyoruz. Doğru olup olmadığı önemli değil, katılıp katılmamamız da önemli değil. Az önce değerli milletvekilimiz bu tasarının Alt Komisyon Başkanlığını yapan Yılmaz Bey hakikaten teknik bir konuşma yaptı ve büyük de bir memnuniyet duydum, gurur duydum. Cumhuriyet Halk Partili bir milletvekili arkadaşımız "Samimiyetle söylüyorum, Yılmaz Bey, ne güzel açıkladınız." dedi. Ben o arkadaşımızı da izledim. Az önce sizden yine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına konuşan beyefendi, -ismini hatırlamıyorum- katılmıyorum içeriğine ama teknik olarak çok güzel bir konuşma yaptı. Milliyetçi Hareket Partisinden gelen Sayın Fahrettin Oğuz Tor Bey burada geldi yasayla ilgili konuşma yaptı.

Arkadaşlar, yapmamız gereken nokta, bizim burada yasayla ilgili bütün bilgilerimizi ortaya koyabilmek; yasada doğruluk varsa o doğruluğu destekleyebilmek, yanlışlık varsa bu yanlışları da beraber, ortak akılla -zaten Parlamentodaki uzlaşma dediğimiz kültür de bu, dayatmayla değil- bir ortaya koyabilmek, çözebilmek. Nitekim bu yasayla ilgili -isim vermek istemiyorum- milletvekili arkadaşlarımız itirazlarını bize ilettiler, grup başkan vekilleri vasıtasıyla ettiler ve o arkadaşlarımızla bunun bir değerlendirmesini yaptılar; bazılarında ikna ettiler, bazılarında edemediler. Her şeyde ikna edeceğiz diye de bir kaygımız da yok, sizin de bir mecburiyetiniz yok. Siz görüşlerinizi ifade edeceksiniz, yanlışlar varsa bu tutanaklara tescil ettireceksiniz, tespit ettireceksiniz. Diyeceksiniz ki: "Ey ahali, AK PARTİ'nin çıkardığı yasada böyle böyle yanlışlıklar var, ben senin hakkını korumak için büyük mücadele ettim ama o mücadelemde yapamadım, bunun sorumluluğu AK PARTİ'dedir. Ben gereğini yaptım, üzerime düşeni yaptım."

Onun için değerli arkadaşlar, bu tutanaklardan vatandaş faydalanmalı, yargı faydalanmalı. Biz okuduğumuzda derlerdi ki: "Kanun koyucunun niyetine bakarız." derlerdi, tahmin ediyorum uzun zamandır mahkemeler kanun koyucunun niyetine bakmıyor çünkü yasayla ilgili hiçbir şey yok.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MUSTAFA ELİTAŞ (Devamla) - Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Elitaş, teşekkür ederim.