| Konu: | Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanları Fırat Anlı ve Gültan Kışanak ile KJA'nın dönem sözcüsü Ayla Akat Ata'nın tutuklanmalarının kabul edilemez olduğuna, Demokratik Bölgeler Partisi il eş başkanları ve neredeyse bütün ilçe yöneticilerinin siyasi soykırım operasyonları kapsamında gözaltına alınmalarına, 1 Kasım Dünya Kobani Günü'ne, Cumhuriyet gazetesine yönelik operasyona ve Cumhuriyet Halk Partisi Aydın Milletvekili Bülent Tezcan'a yapılan saldırıyı kınadığına ilişkin açıklaması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 14 |
| Tarih: | 01.11.2016 |
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, saray-AKP rejiminin demokratik siyasi yollarla mücadele yürütemediği partimize, bileşenlerimize, Türkiye'deki demokrasi ve barış güçlerine yönelik siyasi soykırım operasyonları çok pervasız bir noktada devam ediyor. Bu kapsamda, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eş başkanlarımız Fırat Anlı ve Gültan Kışanak, yine 24'üncü Dönem Batman Milletvekilimiz ve şunda KJA'nın dönem sözcüsü olan Ayla Akat Ata'nın mesnetsiz, hukuksuz ve gerekçesiz bir şekilde siyasi rehine olarak tutulmak kaydıyla Kandıra Cezaevine gönderilmesiyle sonuçlanan bu süreci kabul edilemez bulduğumuzu ve saray-AKP rejiminin bu uygulamalarla kendi siyasi sonunu giderek hızlandırdığını buradan ifade etmek istiyorum.
Başta kadın arkadaşlarımız olmak üzere, bu süreç içerisinde gözaltında bulunan, tutuklanarak siyasi rehine pozisyonunda her türlü insanlık dışı muamelelere maruz kalan bütün arkadaşlarımızla dayanışma ve destek duygularımızı bir kez daha ifade etmek istiyorum.
Bugün de Mardin'de, Demokratik Bölgeler Partisi il eş başkanlarımız ve neredeyse bütün ilçe yöneticilerimiz bu siyasi soykırım operasyonları kapsamında gözaltına alındılar, yine rehine pozisyonunda tutuluyorlar.
Dediğim gibi, bu operasyonlar ancak rejimin kendi sonunu hazırlamasıyla sonuçlanacak olan bir sürece katkı sunar, onun dışında, bizim mücadele azmimizi ve irademizi kırma noktasında hiçbir işe yaramayacağını ifade etmek istiyorum.
Değerli Başkan, bugün 1 Kasım Dünya Kobani Günü olması hasebiyle, vahşi, barbar IŞİD çetelerine karşı Kobani halkının tüm Orta Doğu halkları ve tüm insanlık onuru adına ortaya koydukları direnişi bir kez daha buradan selamlıyoruz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Ek sürenizi veriyorum Sayın Baluken.
Buyurun.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Kobani direnişi ve Kobani zaferi, en olumsuz koşullarda bile en barbar çetelere, en faşist yönetimlere, en otoriter anlayışlara karşı inancın, duygunun, kararlılığın, mücadele azminin nasıl zaferler elde edebileceğinin çok iyi bir göstergesidir. Bu yönüyle, bütün Türkiye halkları ve bütün Orta Doğu halklarının da karamsarlığın hâkim kılınmaya çalışıldığı bugünlerde, Kobani zaferine bakarak mücadeleyi yükseltmelerinin önemli olduğunu vurgulamak istiyorum.
Diğer taraftan, son KHK'yla birlikte DİHA, JİNHA, Azadiya Welat başta olmak üzere birçok basın ve yayın kurumu kapatılmıştı. Dün de Cumhuriyet gazetesine yapılan baskını açık bir şekilde nefretle kınıyoruz. Gazetecilerin, yazarların bu şekilde gözaltına alınmaları, bu şekilde mesnetsiz iddialarla rehine pozisyonunda tutulmaları bu ülke açısından büyük bir ayıptır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Hemen bitirebilir miyim Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Dinliyorum.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Açarsanız Sayın Tezcan'la ilgili geçmiş olsun dileklerimi de iletmek istiyorum. Önemli bir husus.
BAŞKAN - Peki, buyurun.
İDRİS BALUKEN (Diyarbakır) - Biz, Cumhuriyet gazetesi başta olmak üzere bu dönemde kapatılan bütün basın-yayın kurumlarıyla dayanışma ve destek duygularımızı bir kez daha ifade ediyoruz.
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Aydın Milletvekili Sayın Bülent Tezcan'a yapılan silahlı saldırıyı da şiddetle kınıyoruz. Sayın Tezcan'a yönelik saldırıyı bütün Türkiye demokrasisine, demokratik siyasete yönelmiş bir saldırı olarak değerlendiriyoruz.
Bir milletvekiline silahlı saldırının yapıldığı bir ortamda bu Meclisin Başkanından herhangi bir açıklama yapılmamasını da esefle kınıyoruz. Bir kanarya sevenler derneği bile, kendi üyeleri böyle bir saldırıya uğramış olsa başkan düzeyinde, yönetim düzeyinde açıklama yaparlar ama bu Meclisin Başkanı bir milletvekiline silahlı saldırı yapıldığı bir dönemde bile maalesef, bunları sadece izlemekle yetinmiştir. Bu tavrı da en az yapılan saldırı kadar tehlikeli bulduğumuzu da ifade etmek istiyorum.