| Konu: | Gelir Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 12 |
| Tarih: | 26.10.2016 |
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
426 sıra sayılı yasa tasarısının 1'inci maddesi üzerine verdiğimiz önerge üzerine konuşacağım. Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, aslında, 7 Haziran seçimlerine giderken Hükûmet çevrelerinin asgari ücretle ilgili açıklamaları bilmiyorum bu Genel Kuruldaki milletvekillerinin hâlâ aklında mıdır. Yapılan açıklama aynen şu şekildeydi: "Asgari ücretin artırılmasını talep etmek, işçilere yapılacak en büyük zulümdür." Çünkü öyle bir para verecekler ki, işçiler bu parayı nasıl yiyecek, nerede yiyecek, nasıl hazmedecek, sanki bunu mesele etmişlerdi ve 7 Haziran seçimlerinin sonrasında, tabii ki seçim sonuçlarını kabul etmeyen AKP iktidarı, 1 Kasım seçimlerinde bu sefer asgari ücretin artırılacağını, 1.300 liraya çıkaracağını ifade etti. Bugün üzerinde konuştuğumuz bu tasarı kısmen olumlu olmakla birlikte, değerli arkadaşlar, TÜRK-İŞ'in verilerine göre Türkiye'de bugün açlık sınırı 1.386 lira, yoksulluk sınırı da 4.515 TL yani asgari ücret olarak belirlenen ücret açlık sınırının altında. Bugün yine TÜRK-İŞ'in her ay düzenli olarak yaptığı Açlık ve Yoksulluk Sınırı Araştırması eylül ayı sonuçları açıklandı. Buna göre 4 kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapılması gereken aylık gıda harcaması 1.386,22 TL. Yani bunlara baktığımızda, değerli arkadaşlar, gerçekten, bugün bahsettiğimiz ve üzerinde konuştuğumuz şeyin aslında bir iyileştirme değil, yine çalışanları açlığa mahkûm etmek olduğunu bir kez daha söylemek istiyorum.
Değerli arkadaşlar, yine, TÜİK 2015 yılı Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması sonuçları açıklandı. Millî gelirden en fazla pay alan veya en zengin kısmı oluşturan yüzde 20'lik kesimin geliri 0,6 puan artarken yüzde 20'lik en az alanların payı 0,1 oldu. Yüzde 20'lik en üst dilimin aldığı pay yüzde 46,5 iken, değerli arkadaşlar, diğer yüzde 20'lik en alt alanlar yüzde 6,1'ini alıyor, yüzde 20'lik kesim sadece 6,1'ini alıyor.
Değerli arkadaşlar, bugün aslında adım adım bir siyasal, ekonomik ve yönetim krizine gittiğimiz şu günlerde sadece doların 2.9 liradan 3.1 liraya çıkması aslında her vatandaşın cebinden 2.500 TL'nin çıkması anlamına geliyor. Bugün, Türkiye'de yardım almadan yaşayamayacak olan kesim, neredeyse 79 milyonun her 5 kişiden 2'si yardım almadan yaşayamaz hâle gelmiş. 2012'de bu rakam 23 milyon 668 bin iken 2014 yılında 30 milyon 500 bine ulaşmış yani yaklaşık 7 milyon yeni, yardıma muhtaç insan yaratmışız. Peki bunların tamamı nereden kaynaklanıyor? Bunların tamamı, gittikçe, adım adım sürüklendiğimiz bir ekonomik krizden kaynaklanıyor. Değerli arkadaşlar, barışın olmadığı, huzurun olmadığı, demokrasinin olmadığı, insan haklarının olmadığı bir yerde ekonomik kriz kaçınılmazdır.
Bugün, artık Türkiye'de başlatılan Kürt karşıtı politika, neredeyse, gerçekten bu ülkede yaşanmaz seviyeye gelmiştir. Bu ülkenin işkencecilerinin, 12 Eylül işkencecilerinin dize getiremediği Gültan Kışanak, dün darbeyle mücadele, darbeyi önleme -ki ben aklama komisyonu diyorum- komisyonuna bilgi verdikten sonra Diyarbakır'da tutuklandı. Şunu bir kez daha ifade ediyorum: Hiç kimse ama hiç kimse ne Kürt'ün iradesini kıracaktır ne Kürt hiç kimseden korkup direnişini azaltacak ya da düşürecektir. Bunu bilmenizi istiyorum. (HDP sıralarından alkışlar)