| Konu: | Gözaltı ve tutuklamalara ilişkin gündem dışı konuşması |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 12 |
| Tarih: | 26.10.2016 |
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, dün Türkiye'de 25 Ekimin tarihe geçecek bir gün olarak kayıtlara girdiğini söyleyeyim. Darbe Araştırma Komisyonunda Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Sayın Gültan Kışanak, asıl darbecilerin kim olduğunu sorulan sorulara verdiği yanıtta bütün Türkiye'ye ve dünyaya anlattı. Oradaki, Darbe Komisyonundaki milletvekilleri bir araştırma değil, bir savcı ve polis edasıyla kendi ortaklıklarını gizlemek, darbecilerle olan kırk yıllık dostluklarını sümen altı etmek için âdeta sorgulamaya kalktılar. Kırk yıllık beraberliğe karşılık, Sayın Kışanak'ın sözüyle kırk dakika olduğunu iddia ettikleri bir süreyi sorguladılar. Ne oldu? Akşam Sayın Kışanak uçaktan inince gözaltına alındı, yine Eş Başkan Sayın Fırat Anlı da kendi evine yapılan baskın sonucunda gözaltına alındı. Diyarbakır halkına bir darbe yapıldı. Diyarbakır halkının iradesi tümüyle yok sayıldı. İşte, asıl darbecilik budur. Asıl darbecilik, halkın kendi oylarıyla, iradesiyle seçtiği belediye başkanlarını böyle bir talimatla -"Hukuk devletiyiz." diyen sayın grup başkan vekiline söylüyorum- gözaltına aldırmaktır.
Türkiye, artık bir hukuk devleti değildir. Türkiye, hukuk devleti olmaktan çıkmıştır. Türkiye, şu anda anayasal bir devlet olarak yürütülmemektedir, yönetilmemektedir.
MEHMET MUŞ (İstanbul) - O, sizin iddianız.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Bu ülkenin Cumhurbaşkanı, Anayasa'yı her gün, her dakika çiğnemektedir. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı -siz "Yargı bağımsızdır." diyorsunuz- her gün yargıya müdahale eden sözler sarf etmektedir, "Anayasa Mahkemesinin kararlarına saygı duymuyorum." demektedir.
Mahkeme kararlarını engellemek için, yargıyı etkilemek için binlerce hâkim ve savcıyı tutuklattınız, kanun hükmünde kararnamelerle yaptınız bunu ve şu anda yargı -hiç kimse aksini iddia etmesin, bunu somut olarak biliyoruz- tümüyle sarayın ve AKP iktidarının denetiminde, gözetiminde, emir ve talimatlarıyla iş yapmaktadır.
Diyarbakır, Kürt halkının göz bebeğidir. Diyarbakır, sadece Diyarbakır değildir. Diyarbakır, Rojava'dır, Rojhılat'tır, Irak'tır, Avrupa'daki tüm Kürtlerdir, bizim göz bebeğimizdir.
SAİT YÜCE (Isparta) - Diyarbakır, Kürtlerin değildir sadece, Diyarbakır'ı tarif ederken doğru tabirler kullan. Diyarbakır, senin dediğin gibi bir yer değil, doğru tabir kullan Diyarbakır'la ilgili.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - O dokunmaya karşılık, gerekli en sert demokratik tepkiyi tabii ki dünyadaki bütün Kürtler verecektir. Kesintisiz darbe sürecine karşılık, kesintisiz direniş süreci bugünden itibaren başlamıştır ve biz demokratik tepkimizi her yerde, her zeminde, her mekânda göstermeye devam edeceğiz.
15 Temmuzda darbeye karşı direniş çağrısında bulunanlar, bugün kendileri, darbeci kılığında darbe yapmaktadırlar. Sizin siyaseten söyleyecek bir sözünüz yok. Sizin demokratik siyaseti kullanma gibi bir sözünüz yok. Siz zorbalıkla, zulümle, baskıyla ve işkenceyle bu ülkeyi yönetmeye çalışıyorsunuz.
ERKAN KANDEMİR (İstanbul) - Silahla, kanla değil yani.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Bizimle siyaseten çarpışamıyorsunuz. Belediye başkanlarını alıyorsunuz, il başkanlarını alıyorsunuz.
İLYAS ŞEKER (Kocaeli) - O teröristlerin hakkı o işte.
(Hatibin, Bakanlar Kurulu sıralarına elindeki kelepçeyi bırakması)
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Bunu ben Sayın Başbakana hediye ediyorum. Karar verici olarak Sayın Başbakan bundan sonra... (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, böyle bir usul yok.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Bunu zaten her gün kullanıyorsunuz.
FUAT KÖKTAŞ (Samsun) - Gerektiği zaman da kullanacağız.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - Siz konuşamıyorsunuz, savunacağınız hiçbir şey yok. "En büyük savunma saldırıdır." diyorsunuz ve bu nedenle saldırınızın dayanağını da Türkiye Cumhuriyeti devletinin bütün kurumlarını, kurullarını, kadrolarını kendi emrinize alarak bu ülkeyi zorbalıkla, baskıyla yönetmeye çalıştınız.
Şunu unutmayın: Diyarbakır'a bugüne kadar hiçbir darbe diz çöktürememiştir, ne 12 Eylülcüler ne başka darbeciler diz çöktürememiştir Diyarbakır'a. Siz de Diyarbakır'a diz çöktüremezsiniz, asla diz çöktüremeyeceksiniz.
(Isparta Milletvekili Sait Yüce'nin, Bakanlar Kurulu sıralarından aldığı kelepçeyi HDP Grubu sıralarına bırakması) (AK PARTİ sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)
MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Götür, götür, sana lazım olur.
ALİ ÖZCAN (İstanbul) - Sana lazım olacak o kelepçe.
MERAL DANIŞ BEŞTAŞ (Devamla) - O kelepçeyi oraya bırakmakla sadece komik oluyorsunuz. Siz o kelepçeyle siyaset yapıyorsunuz, o kelepçede sizin gücünüz. Siz konuşamadığınız için, haksızlığınızı gizlemek için Türkiye'nin her tarafında, basından belediye başkanlarına, siyasetçilere, herkese bu kelepçeyi takarak ülkeyi tam bir darbe rejimine dönüştürdünüz. Şu anda hukuk devleti olmak değil, faşizm olmaktır düsturunuz ve biz buna karşı "Hep birlikte Diyarbakır'ız." diyoruz ve Diyarbakır'a sonuna kadar sahip çıkacağız ve iradesini size ezdirmeyeceğiz.
Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)