| Konu: | Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu Tasarısı münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 9 |
| Tarih: | 19.10.2016 |
BEHÇET YILDIRIM (Adıyaman) - Teşekkürler Başkanım.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 418 sıra sayılı yasanın 2'nci maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Getirilen bütün yasa tasarılarında olduğu gibi bu yasa tasarısıyla da emeği yani asıl iş gücünü ve küçük işletmeleri koruyan kollayan değil, büyük sermaye şirketlerinin alacağını garanti altına alan bir yasal düzenlemeyle karşı karşıyayız. Finans sermayesinin verdiği kredinin karşılığını garantiye almaya çalışan ve KOBİ'leri tümden bankaya rehin ve muhtaç bırakan bir düzenlemedir. Yine, burada "rehin veren alacaklı" kavramıyla tefecilere yasal statü kazandırılmaktadır.
Yasal düzenlemelerin birinci amacı küçük ve orta boy işletmelerin kendi döngüsünü kendi içinde sağlamasına yönelik mekanizmalar kurmak olmalıdır. Makro düzeyde tüm kurum ve kuruluşlarıyla düzgün işlemeyen, şeffaf olmayan bir ticari ortam mikro düzeyde de istenilen verimi alamaz.
Küçük işletmelerin birinci sıkıntısı maddi kaynağa yani finansmana ulaşmak ise diğer önemli sıkıntısı güvensizlik, istikrarsızlık, belirsizliklerin had safhada olduğu siyasi ortamdır.
Bölgeler arası eşitsizliği giderecek olan KOBİ'lerin Şırnak'ta, Diyarbakır'da, Hakkâri'de, Cizre'de durumu nedir acaba? Bu yıkım ortamında üretimin geleceğinden kimse söz edebilir mi?
Savaşın sürekli hüküm sürdüğü, savaşçı politikaların geçer akçe hâline getirildiği bir ortamda küçük ve orta ölçekli işletmelerin genişlemesi ve büyümesi söz konusu değildir. Biz, savaşa, yıkıma ayıracağımız bütçeyi eğitime, sağlığa, adalete, bilime, teknolojiye ayırmadan ekonomiyi ayakta tutan hiçbir kuruluşa, işletmeye de sağlıklı bir zemin sunamayız. Bu noktada da komşularıyla barışçıl ilişkiler geliştiren, komşu ülkelerle sosyal, ekonomik ilişkilerini istikrar ve barışçı bir noktada tutan ülkeler KOBİ'ler için hem ihracatı hem de işlenmek üzere ithalatı kolaylaştıracaktır.
Her önüne gelene "Heyy!" diye bağırarak mahalle kabadayılığına soyunmanın komşu ülkelerle ticarette nasıl bir karşılığı olduğundan, Rusya uçağının düşürülmesinde esnafın yaşadığı sorunlar dikkate alınarak bir ders alınmalıdır.
Bu nedenle, ülkede, içeride huzurlu, barışçı bir ortam açamayan hem de dışarıda iyice savaş politikalarına sarılmaya çalışan bir anlayışın ekonomide yapacağı tek şey önce yıkım, sonra kazma kürek ekonomisidir. Onun da her alanda bir yere kadar gelip tıkanacağı görülecektir. Bu nedenle, KOBİ'leri işler hâle getirmenin öncelikli durumu, KOBİ'leri borçlandırmak değil, hem ulusal hem uluslararası ölçekte gerçekçi, güvenilir ilişki ağları yaratmaktan geçtiğini belirtmek istiyorum.
O hâlde, maksat küçük ve orta ölçekli işletmeleri desteklemek ise bunun yolu onları rehin alıp finans sermayesinin insafına terk etmek olmamalıdır. Küçük ve orta ölçekli işletmeler sosyal yapıdaki bölgeler arası gelişimi giderecek bir imkân yaratıyorsa sosyal devlet olmanın gereği onları finans kuruluşlarının insafına terk etmek değil, kendi öz kaynaklarıyla üretim yapar hâle getirinceye kadar maksimum düzeyde desteklemektir.
Özü itibarıyla, savaşa, yıkıma ayırdığımız bütçenin onda 1'iyle ülkedeki tüm küçük ve orta ölçekli işletmeleri finans sermayesine rehin vermeden üreten ve çalışan hâle getirebileceğimiz aşikârdır. Hem içeride hem dışarıda barışçı, gerçekçi, güvenilir istikrar politikaları üretmeden atacağımız her adım palyatif adımlardan öteye geçmeyecektir. Esnafa kredi verebilirsiniz, yalnız bu kredinin işe yaraması için ülkenin bütün dünyada hukukuyla, yargısıyla, demokrasisiyle ve diplomasisiyle bir kredisinin olması gerekir. Dünyada bu krediyi tüketmiş bir ülke, emin olun, içeride de bu kredileri tüketmeden öteye geçemeyecektir. Bu yasayla, umarım, finansal kaynaklara ulaşımda kolaylıklar sağlanır. Biz bunun takipçisi olacağız.
Bu 418 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nda güzel şeyler var ama bunun sürdürülebilmesi için iktidarın bunu çok güzel takip etmesi lazım, küçük esnafa, KOBİ'lere hak ettiği desteği vermesi lazım, bürokrasinin minimuma indirilmesi gerekir diyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yıldırım.