GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ticari İşlemlerde Taşınır Rehni Kanunu Tasarısı münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:9
Tarih:19.10.2016

AYCAN İRMEZ (Şırnak) - Sayın Başkan, Sayın Bakan ve değerli milletvekilleri; bizler de grubumuz adına 1'inci madde hakkında söz almış bulunmaktayız.

1'inci madde teslimsiz taşınır rehin hakkının güvence olarak kullanımının yaygınlaştırılması hakkındadır. Ne yazık ki ilk önce ülkenin iç politikasına bir bakmamız gerekiyor ki daha sonra ekonomik olarak ülkenin neler yapabileceğini, ne tür düzenlemeler yapabileceğini göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Ama maalesef Hükûmetin son dönemde gerek iç politika ve gerekse dış politikası nedeniyle hakikaten ülkenin şu an bile gizli bir ekonomik kriz içerisinde olduğu söz konusudur ve başta esnaflar olmak üzere ve tüm halk olarak gerek borçlanma ve gerekse Hükûmetin son dönemlerdeki politikası nedeniyle hakikaten büyük bir ekonomik krizin başlangıcıyla karşı karşıyayız. Bir ülkede ekonomik durumun göz önünde bulundurulabilmesi için ilk önce halkın yaşam hakkını güvence altına alın ki daha sonra bu tür düzenlemeler yapılması gerekiyor. Eğer bir ülkede yaşam hakkı durumu güvence altında değilse diğer yasal maddelerin ya da ekonomik veyahut diğer düzenlemelerin pek çok da, herhangi bir önemi bulunmamaktadır.

Bir ülkede insanlar ölüyorsa, bir ülkede şehirler yakılıp yıkılıyorsa bunlar ne kadar vicdani, ahlaki ve hukuki olabilir, hakikaten, bazen kendimize soruyoruz. Bu maddeye baktığımız zaman, bu tasarıya baktığımız zaman, hakikaten, KOBİ'ler başta olmak üzere halkı tamamen bir borç batağına götürmektedir. Her şeyden önce bir ülkede halkın, ilk başta, yaşam hakkından tutun huzur ve barış içerisinde yaşamasını sağlamalıyız. Örnek olarak, şu an bulunduğum memleketim Şırnak başta olmak üzere, maalesef, daha mevcut, 14 Mart 2016 tarihinde Şırnak'ta Valilik tarafından ilan edilen kesintisiz sokağa çıkma yasağı ve kente yönelik topyekûn yıkım harekâtı hâlen devam etmektedir.

AKP Hükûmeti başta Şırnak olmak üzere kitlesel bir cezalandırma yöntemi uygulamaktadır. Bu cezalandırma politikası... Maalesef Şırnak şehrimiz yüzde 70'e varan bir yıkımla şu an karşı karşıya. Şu an düşündüğümüz ve şu an yasa tasarısında mevcut olan madde her ne kadar küçük KOBİ'ler ve işletmeciler hakkında söz konusu ise de Şırnak'a bugün baktığımızda, maalesef, bu madde Şırnak'ın hiçbir esnafı için geçerli değildir çünkü Şırnak'ta esnafa veyahut küçük işletmecilere, maalesef, yıkıma devam edilmesiyle birlikte hiçbir şekilde bu maddeye yönelik bir uygulama durumu dahi söz konusu olamamaktadır.

Kente yönelik ağır bir bombardıman yapan devlet güçleri Şırnak halkını yerinden sürmüştür. Yerlerinden edilen binlerce insan yanlarına tek bir eşya almadan zorunlu göç yollarına düşmüştür.

Top ve tank atışlarından kurtulan iş yerleri bu kez Çevre ve Şehircilik Bakanlığına bağlı iş makineleriyle yıkılmaktadır. Yıkım sırasında halkın malları ve yaşam alanları bu iş makineleriyle tamamen yok edilmektedir. Kaymakamlık izniyle çok az sayıda Şırnak'a giren ve eşyalarını almak isteyen ailelere yıkım yapan kişiler "Biz devletle anlaştık, hiçbir şekilde eşyalarınızı çıkartamazsınız, o eşyalar bize aittir." diyerek halkın eşyasını almasına engel olmaktadır. Kısacası, Şırnak halkının mülkünü devlet gözetiminde maalesef, şu an ihaleyi almış bulunanlar yağmalamaktadır. Bütün bu uygulamalar Şırnak'a yönelik kent soykırımının yürürlükte olduğunun göstergesidir. Yağmalamacı bir zihniyetle maalesef şu an karşı karşıyayız. Yasakla birlikte hakikaten binlerce insanımız şu an mağdur olmuş durumdadır ve biliyorsunuz, kış maalesef kapımıza geldi ve dayanmaktadır. Ama buna yönelik her ne kadar bizim, valilikle irtibata geçip çadırlarda kalan, barakalarda kalan oradaki halka yönelik bazı alternatif modellerimiz vardı ama maalesef, ne Hükûmet yetkilileri ne de valilik bu alternatif modelimizi, yani projemizi, hiçbir şekilde uygulamaya koymamamız yönünde engellemeler çıkardılar.

Diğer taraftan, şu an burada, yasalarla sözde güvence altına alınıyor ama maalesef, şu anda görüyoruz ki, Şırnak'ta büyük bir yıkım söz konusu ve başta iş yerleri olmak üzere evler dâhil maalesef yıkılmaktadır.

Devletin, politikasıyla ilk önce halkın huzuru ve mutluluğu ve oradaki yaşam alanlarını güvence altına alması gerekirken, maalesef şu anda...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AYCAN İRMEZ (Devamla) - ...oranın hiçbir şekilde devlet için, Hükûmet için çok da önemli olmadığını görüyoruz. Buradan bir kez daha belirtiyoruz ki, umarız en kısa sürede Şırnak'taki abluka kalkar ve Şırnak halkımız şehrine geri döner. (HDP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın İrmez.