GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 667 Sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname (1/746) ile İç Tüzük'ün 128'inci Maddesine Göre Doğrudan Gündeme Alınmasına İlişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı Tezkeresi münasebetiyle
Yasama Yılı:2
Birleşim:8
Tarih:18.10.2016

GÜLSER YILDIRIM (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kendi sivil darbesini her geçen gün biraz daha genişleten AKP, "15 Temmuz darbe girişimiyle mücadele" adı altında OHAL ve kanun hükmünde kararnamelerle -ki bunların da yetki aşımıyla- hukukun ve hakikatin ilkelerini bütünüyle ortadan kaldırmıştır. Zaten 15 Temmuz darbe girişimden önceki AKP'nin uygulamalarına baktığımızda, yerle bir edilip yakılıp yıkılan yaşam alanları; tanklarla, toplarla, uçaklarla dövülen kentler; insanları bodrumlarda yakan, yüzlerce can kaybına yol açan, binlerce yöneticiyi, siyasetçiyi cezaevine atan ve hâlen Nusaybin'in 6 mahallesi, Şırnak gibi yerlerde sokağa çıkma yasağının devam ettiği bir AKP'yle karşı karşıyayız. Bütün bu düşmanca uygulamalar yetmiyormuş gibi, 15 Temmuz darbe girişimine karşı, "demokrasi savunuculuğu" adı altında bugün darbenin yapabileceği bütün uygulamaları maalesef devreye sokmuştur. OHAL ve çıkardığı kanun hükmünde kararnamelerle, toplumda kendisine biat etmeyen ne kadar muhalif eğitimci, gazeteci, akademisyen, kurum ve kuruluş varsa bunları tasfiye ederek yok etme gayretindedir. Demokratik bir yolla baş edemediklerini, ekmeğinden, özgürlüğünden, canından ederek yok etmeye çalışan bu şoven, milliyetçi, dinci, tekçi yaklaşımıyla özünde bu topluma en büyük düşmanlığı yapmaktadır.

Değerli milletvekilleri, toplumda kaygı ve endişeye sebep olan, binlerce kamu emekçisinin açığa alınması ve ihraç edilmesi hâlen tüm vahametiyle ortada iken binlerce kamu emekçisi de aynı uygulamayla tehdit edilmektedir. AKP, bütün bu faşizan ve antidemokratik, hukuk tanımayan uygulamalarını halkın gözünden kaçırmak için, halkın sesi olan basını ve haber alma özgürlüğünü, onlarca televizyon kanalını karartarak, radyoları susturarak bundan sonraki süreçte halkımıza yaşatacağı acıların, yapacağı zulmün zeminini oluşturmaktadır ve Zarok TV -yani çocuk TV- gibi bir kanalı kapatarak nasıl bir zihniyete sahip olduklarını ortaya koymaktadırlar.

Değerli milletvekilleri, 12 Eylül askerî faşist darbe döneminde bile gerçekleşmeyen uygulamalara bir yenisi de belediyelere kayyum atanarak gerçekleşti. AKP saray iktidarı, yönetime geldiğinden bugüne değin söyleminde övündüğü ve bütün muhaliflerine karşı kullandığı silah, halk çoğunluğuyla seçilmiş ve iradesini temsil ettiğini dile getiren bir yaklaşım içindeyken maalesef ve maalesef halkın ezici çoğunluğunun oyuyla seçilmiş ve halkımızın iradesini temsil eden belediyelerimize sarayın talimatıyla Ankara'dan doğrudan kayyum atamak ve kayyumları tam bir işgal mantığıyla hayata geçirmek AKP'nin halkın iradesine, seçilmişlerine nasıl bir saygısızlıkla ve ikiyüzlü yaklaştığını gözler önüne sermektedir.

DBP'li belediyelere kayyumlarla birlikte yalnızca Kürt seçmen iradesi yok sayılmamış, aynı zamanda kadın mücadelesinin en önemli kazanımlarından olan eş başkanlık modeli de hedef alınmıştır. Erkek egemen siyasete karşı kadın-erkek eşitliği ve özgürlüğünü esas alan eş başkanlık sistemi, meşru zeminde, fiilen yürütülen bir çalışmadır ve ciddi bir mücadeleyle hem örgütsel hem toplumsal olarak kabul görmesine rağmen bugün kadın belediye eş başkanlarının 14'ü tutuklu, 24'ü görevden alınmış, 2'si hakkında ise arama kararı bulunmaktadır. Eş başkan yardımcıları, belediye ve il genel meclis üyelerinden 13 kadın siyasetçi tutuklu, 11'i ise görevden alınmıştır. Kısacası kadının örgütlü mücadelesine ve kadının yaşamın her alanında kendini, emeğini ve kimliğini var etme çabasına yönelik büyük bir düşmanlık sergilenmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Mardin'in Nusaybin ilçesinde etrafı tel örgülerle çevrilmiş Abdülkadirpaşa, Fırat, Yenişehir, Dicle, Zeynelabidin ve Kışla mahallelerinde yer alan sağlam veya onarılabilecek durumdaki yapılar dâhil olmak üzere yasak bölgesinin yıkımı aralıksız sürmektedir. Diğer mahallelerin de riskli alan ilan edilmesiyle bir taraftan insanları mülksüzleştirerek göçü kalıcı hâle getirmek, diğer taraftan yaşam alanlarını yandaş sermayeye peşkeş çekerek...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

GÜLSER YILDIRIM (Devamla) - Sayın Başkan...

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yıldırım.

GÜLSER YILDIRIM (Devamla) - Sürem bittiğinden bitiriyorum ama şunu da eklemeden geçemeyeceğim: Maalesef, burada sadece beş dakika değil, saatlerce, AKP'nin yaptığı zulmün uygulamalarını dile getirmek bile yetmiyor. (HDP sıralarından alkışlar)