Konu: | Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 1 |
Birleşim: | 128 |
Tarih: | 19.08.2016 |
NİHAT AKDOĞAN (Hakkâri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 413 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 12'nci maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum.
Ama, dün, özellikle bütün arkadaşlarımızın da bildiği gibi, aslında hepimizi heyecanlandıran, burada ortaya çıkan ortak duygu, bazı illerin bir anda isimlerinin değiştirilmesini, bir anda yerlerinin değiştirilmesini, bir anda oradan binlerce insanın göçmesini engelleyen duruş gerçekten... Burada emeği geçen bütün arkadaşlarımıza bütün kamuoyu adına teşekkür etmek istiyorum. Gerçekten de bugüne kadar belki bizde asla kültür olmayan bir şeyle karşılaştık. Gelen insanların burada bir baskı oluşturması... Burada, işte, siz neden böyle bir karara varıyorsunuz? Ülkenin Meclisinin bombalandığı bir yerde, şu anda böyle bir yerde siz neden karar veriyorsunuz? Buradaki bütün partilerin -komisyonlardan tutun, buraya kadar- arkadaşlarımızın da hepsinin emeği oldu ama özellikle bir şeyi de belirtmek isteriz ki bu sadece Hakkâri'yle, Şırnak'la alakalı değildi. Bir de belediyelerin mallarına el koyma; yönetimlere, buraya halkın vermediği yetkiyi, bir anda halkın yerele yönelik ortaya koymuş olduğu demokratik reaksiyonlarını, o yetkiyi biz buradan bir valiye, bir kaymakama, bir müfettişe vererek oradaki yerelin üzerinde yeniden daha çok merkezi güçlendiren bir konuma gidecektik ki buradaki arkadaşların duruşu onu belki hafifletti ama ortadan kaldıramadı. Özellikle, 23 ve 50'nci maddelerin ne kadar sıkıntılı olduğunu hepimiz şu anda görüyoruz çünkü burada sadece güç merkezi olmak isteyen bir yapı var, her şeyin kendine bağlanmasını isteyen bir yapı var. Dolayısıyla, bu demokrasinin, birlikte yaşamın, farlılıklara tahammül etmenin önündeki en büyük engelin bu olduğuna inanıyoruz. Bu maddelerin doğrudan -belki şu anda da üzerinde görüşmeler yapılıyor- gerçekten de bu kanun tasarısından çıkartılması gerekiyor çünkü burada amaçlanan sadece bir şey vardır: Kürtleri sindirmek, gücünü pekiştirmek, diğeri de muhalefeti etkisiz hâle getirmek. Dolayısıyla, buradan demokrasinin çıkmayacağını hepimizin bilmesi gerekiyor çünkü siz bir taraftan burada bunu yaparken diğer taraftan KHK'larla bunu zaten getiriyorsunuz, zaten o yetkileri müfettişlere veriyorsunuz.
Diğer bir şey, gerçekten de burada ismi çok zikredildi. İlçeler vardı, komisyonda bakan da bahsetti. Bakan gittiği yerde o umudu vermiştir. İşte, beldenin ilçe yapılması, ilçenin il yapılması... Önümüzdeki süreçte gerçekten de o umutların kırılmaması adına hem Derecik beldesinin ilçe yapılması, Yüksekova, Cizre'nin il yapılması hepimizin, 26'ncı Dönem Parlamentosunun boynunun bir borcu olsun.
Değerli arkadaşlar, bugün özellikle Türkiye'de bizim önümüzü açan aydınlarımızın siyasi görüşlerinden ya da başka bir halka yönelik yapılan zulümden dolayı ortaya çıkıp o insanları savunduğu bir yerde bugün kitapları 15 dile çevrilen Aslı Erdoğan'ın tutuklanması gerçekten de bu döneme, 2016 sürecini yaşayan bir ülkeye yakışmamıştır. Biz, Aslı Erdoğan gibi şu anda içeride olan birçok gazetecinin, aydının serbest bırakılmasıyla bu ülkenin önünün açılacağına inanıyoruz. Gerçekten bu süreçte bu kadar birlikte hareket eden bir muhalefet varken bunun, Kürt sorununun çözümü konusunda da bu Meclis iradesini ortaya koyabilir, dökülen kanın, gözyaşının önüne de geçebilir. Bu feraset bu Mecliste vardır, yeter ki birbirimizi farklılıklarımızla kabul edelim.
Bütün Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)