GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:128
Tarih:19.08.2016

BEHÇET YILDIRIM (Adıyaman) - Teşekkürler Başkan.

Sayın Başkan, Sayın Divan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Geçen hafta Meclis Başkanımız İsmail Kahraman Adıyaman'a iki günlük bir ziyarete gelmişti, pazartesi günü beraber Adıyaman'dan döndük. Adıyaman'da çok güzel şekilde ağırlandı, Adıyaman'ı beğendiğini, iyi izlenimlerle döndüğünü ifade etti. Kendisini uğurlayanlar arasında hem geçen dönemki AKP Belediye Başkanı, şimdiki yine AKP Belediye Başkanı vardı, devlet protokolü vardı, kimse Adıyaman'ın susuzluktan kavrulduğunu söylememişti. Ben de bu Meclis kürsüsünden bunu dile getirmek zorundayım çünkü halkımız gerçekten bu konuda çok muzdarip, her gün onlarca telefon alıyoruz. Adıyaman resmen susuzluktan kavruluyor.

Adıyaman'ın dört tarafı sularla çevrili. Geçenlerde sulu tarımdan bahsetmiştik ama şimdi bırakın sulu tarımı, içecek su bile bulunmuyor, susuz topraktan, susuz tarımdan bahsediliyor. Bugün ne yazık ki Adıyaman'da susuz insandan bahsedeceğim. Bir aydan fazla bir süredir Adıyaman'da sürekli ve çok uzun saatleri bulan su kesintileri oluyor, halk içecek su bulamayacak duruma geldi.

Buradan yetkilileri uyarıyorum, Adıyaman'ın fahri hemşehrisi olduğunu söyleyen Orman ve Su İşleri Bakanı Sayın Veysel Eroğlu'na özellikle sesleniyorum: Bak, hemşehrilerin 45 derece sıcaklıkta susuzluktan kavruluyor. Düne kadar, geçen hafta ve geçen ay, her zaman demokrasi nöbeti tutan Adıyamanlılar bugün maalesef su nöbeti tutuyorlar. Su toplamak için... Camilerden su topluyorlar, yetmiyormuş gibi, şehre dönüşümlü su vermeyi bile beceremeyen bir belediye anlayışımız var.

Yine buradan bir hekim olarak uyarıyorum: Su kesintileri kısa sürede çözülemezse Adıyaman'da çok ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşacağız. İnsanlar "Evimiz, çevremiz kokuyor, çocuklarımız hastalanıyor." diyorlar. Bizde de doğru dürüst basın olmadığı için, maalesef bu kürsüde yasa yerine Adıyaman'ın sorunlarını dile getirmek zorunda kaldım. Basında yeterince kendimizi ifade edemiyoruz ve bizi görmezlikten gelen bir basın var.

15 Temmuz gecesi basın, medya darbelere karşı olumlu bir sınav verdi; meşruiyetini halktan almayan baskı zor mekanizmalarına karşı demokrasiye sahip çıktı. Darbelere karşı çıkmak büyük bir erdemdir. Takdir edilmesi gereken bir davranış. Yalnız, bu ülkede demokrasi sadece 15 Temmuz gecesinde ve sadece darbe karşıtlığıyla kaldı. Bakın bir ülkenin, bu Meclisin üçüncü büyük partisi , bir muhalefet partisi açıkça yayın yasağına uğradı. Yetmedi, basın, medya şu an çok ciddi anlamda otosansür uyguluyor. Yetmedi, muhalif gazeteler, muhalif yayınlar kapatılıyor, gazeteciler gözaltına alınıyor, Özgür Gündem gazetesi kapatılıyor, basılıyor, gazeteciler, çalışanlar gözaltına alınıyor. Gazetecilere yönelik baskılar, medyada sansür/otosansür iyice yerleşmiş ve içselleştirilmiş durumdadır. Basın özgürlüğü, iktidar sahiplerinin beğenmediklerini de yayınlama özgürlüğüdür.

Gerçeklerin ortaya çıkmasında basın, medyanın önemli önemli bir işlevi var. Gerçeğe sırtını dönen bir basın aynı zamanda özgür bir topluma özünde de demokrasiye sırtını dönen basındır. Bu baskıcı uygulamalara boyun eğen, seyirci kalan, göz yuman veya destekleyen ana akım medya bu baskıcı mekanizmaların günü geldiğinde kendilerini de vuracağını iyi bilmelidir. Varlığınız, merkezî kararlarla, sansür uygulamayla değil, darbelere olduğu gibi her türlü baskı mekanizmalarına karşı çıkmanıza bir borçtur bu. Özgür Gündem gazetesini kapatmakla gerçeklerin üstünü kapatamazsınız. Biz yine özgürlüğe haber ve biz yine özgürlüğe umut olacağız.

Dün sabahlara kadar çalıştık, olumlu bir hava vardı, bunun devamını diliyorum. Gerek kayyum meselesinde olsun gerek Şırnak ve Hakkâri konusunda olumlu gelişmeler vardı. Eksikti ama inşallah bunun devamı gelir. Eğer biz Mecliste bunları olumlu bir havada geçirirsek Meclisin çözemeyeceği Türkiye'nin hiçbir sorunu yoktur. Yalnız bu dünkü yasa tasarısında özellikle sağlığı ilgilendiren, diğer komisyonu ilgilendiren onlarca madde varken bunlar hiçbir komisyondan geçirilmeden gelmişti. Bu uygulama kanunun yapımından başlayarak katılımı es geçmekle ve yasanın yeterince tartışılmasını engellediği için antidemokratiktir. Yani lafın özü: Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenince diğerleri de yanlış gider. Yine bu ayın 26'sında üçüncü Boğaz köprüsü açılacak. Keşke ismi de değiştirilip açılsa çok daha iyi olur. Sayın Bakan bizleri de davet etmiş. Büyük projedir ama ismi halkı memnun etmemektedir. İnşallah ismi de değiştirilir.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)