GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:127
Tarih:18.08.2016

MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; partim ve grubum adına, görüşülmekte olan 411 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 22'nci maddesi üzerine söz almış bulunmaktayım. Sizleri ve kamuoyunu saygıyla selamlarım.

Değerli milletvekilleri, AKP iktidarının alışılagelmiş uygulamalarından biri olan torba yasalarla birçok farklı uzmanlık alanı isteyen hususların tek komisyonda görüşülerek Meclise gelmesi, olağan bir durum hâline gelmiştir. Fakat en dikkat çekici kısmı, bu tarz torba yasalar hazırlanırken bile artık AKP milletvekilleri tarafından dahi kanunun ismi konusunda karmaşaların olduğu, adının "Varlık Yasası" olduğu ama varlıkla ilgili herhangi bir çalışmanın yer almadığı garip durumlar yaratmaktadır.

Değerli milletvekilleri, 22'nci madde incelendiği zaman bu maddede yapılan düzenlemeyle birlikte Kamulaştırma Kanunu'nda değişiklik öngörülmektedir. Fakat bu Kamulaştırma Kanunu üzerinde yapılması planlanan değişiklik, Plan ve Bütçe Komisyonunun uzmanlık alanında olmayıp aslında doğrudan ilgili komisyonda tartışılması gereken bir husustur. AKP'nin on dört yıllık iktidarı süresince uzmanlık gerektiren birçok çalışmayı kendi ihtisas alanları dışında bulunan komisyonlarda görüşmesi, uygulama konusundaki uzun ve kısa vadede meydana gelebilecek problemlerin önceden tespit edilmesini de imkânsız bir hâle getirecektir. Bu nedenle düzenlemenin tasarı metninden çıkarılarak ilgili ihtisas komisyonuna sevk edilmesi ve orada teknik bir çalışma yürütüldükten sonra Genel Kurul aşamasına gelmesi, yasama tekniği açısından kanun koyucu olarak Parlamentonun sorumluluğuna çok daha uygun olacaktır.

Tabii, geneli itibarıyla incelendiğinde birçok alanda problem yaratacağı kesin olan bu torba yasanın Kürt'ün yaşam tarzı ve kültürüne dokunmadan geçmesi de beklenemezdi. Özellikle çözüm süreci sonrası hayata geçirilen savaş konsepti sonucu Sur'u bir günde delil bırakmayacak şekilde temizleyen zihniyet, Hakkâri ve Şırnak'ta da kültürel bir enkaz yaratarak onu da temizlemenin peşindedir.

Demokrasinin en temel dayanağı toplumsal uzlaşmadır. Fakat bu hususta dahi yerel halkın düşüncesini önemsemeyen bir mekanizma hayata geçirilmiştir. Yine, Belediye Kanunu'nda değişiklik yapılarak İçişleri ve valiler aracılığıyla insanların demokratik kazanımlarını da ellerinden alabilecek hukuksuz bir ortam yaratılmaya çalışılmaktadır. Tabii, Belediye Kanunu'nda yapılması planlanan değişiklikle, zamanında Gülen'e övgüler yağdıran Ankara Belediyesi için bir tehdit değil, Bitlis Belediyesi, Diyarbakır Belediyesi, Van Belediyesi için bir tehdit oluşturmayı düşünmektesiniz ve bunları yaparken hâlâ demokrasiden bahsetmek gerçekten hayalcilikten başka bir şey değildir.

Bir bölge veya il üzerinde, halkın tarihsel, kültürel ve demokratik kazanımlarını değiştirmeyi öngörüyorsanız, o bölgenin insanıyla istişare yapmanız bir zorunluluktur. Fakat, bunu yapması gereken iktidar partisi, halkın Meclisini, protesto bahane edilerek Hakkâri'den, Şırnak'tan gelen ve haklarını savunmaya çalışan insanlara kapılarını kapatmıştır. Eğer böyle bir tasarıyla halk üzerinde hegemonya kurma ve yeniden dizayn etme düşüncesindeyseniz, gelecek tepkilerle de yüzleşecek kadar cesur olmanız gerekmektedir.

Değerli milletvekilleri, tasarıda yer alan en tehlikeli husus da yine Belediye Kanunu'nda yapılan değişiklikle, terörle ilişkilendirilen personelin vali ve kaymakamlar aracılığıyla görevden alınabileceği, geri dönebilmeleri için de bu görevden alan kaymakamın onayının getirilmesine çalışıldığı kısımdır. Yani hukuk yoluyla kazanım elde etseler dahi vali ve kaymakamın keyfî uygulamalarına tabi kalacakları kesindir. Bugüne kadar yaşanan her türlü acının temel sebebi, hukukun birçok alanda işlevini yitirmesinden kaynaklanmaktadır. Bu uygulamayla hukuk yeniden hiçleştirilmeye çalışılmakta ve yeni acılara çanak tutulmaktadır.

Sözlerimi bitirmeden önce şunu da hatırlatmak isterim: Nazi Almanyası'nda Hitler'in her yaptığı yasaldı çünkü yasaları da kendisi yapıyordu.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)