GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:1
Birleşim:127
Tarih:18.08.2016

AYŞE ACAR BAŞARAN (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, arkadaşlarımın da daha önce ifade ettikleri gibi biz bugün yine bir çorba yasa tasarısı üzerinden konuşuyoruz. Çünkü ben tasarıda hangi kanunların olduğunu saymaya kalksam zaten süremin bir bütünü ona gidecek. Bu kadar karışık, birbirinden alakasız kanunları toplayıp getirmişiz ve çoğumuzun tamamen buna hâkimiyeti de yok ama, işte, yapabildiğimiz kadar bazıları üzerinde konuşmaya çalışıyoruz.

Bugün bu Meclise bir önerge geldi rektörlerin atanmasıyla ilgili olarak, daha sonra geri çekildi. Çok isabetli oldu ama onun gerekçesi bu Meclisin sayfalarında kara bir leke olarak yazılmış oldu. Ben de buradan tutanaklara geçmesi adına tekrar okuyayım ve galiba bunun üzerinden de konuşmamız lazım: "Rektörlük seçimi üniversitede haksız uygulamalar, kırgınlıklar ve kişisel çekişmelere yol açmakta ve yükseköğretim kurumlarında kaos ortamının oluşmasına neden olmaktadır."

Şimdi, arkadaşlar, esasında yanıldığımız şey bu; seçimler, demokrasi kaosu getirmez. Esasında kaosu getiren antidemokratik uygulamalardır, demokrasiden uzaklaşmaktır, tekçiliktir, inkârcılıktır, imhacılıktır. Bunu çok yakın bir süreçte gördük ve bu uygulamaların sonucunun getirdiği bu kaos ortamının getirdiği sonuç da 15 Temmuzda gördüğümüz darbe mekaniklerinin devreye girmesidir. Eğer biz gerçekten bu ülkede, o meydanlarda bağırdığımız gibi, bu halkın iradesine inanıyorsak, gerçekten demokrasinin gelmesini istiyorsak eğer, bunu, kendilerine oy alarak, seçimleri kazanarak elde etmiş oldukları belediye eş başkanlıkları ya da meclis üyeliklerinin görevlerine son vererek, onları uzaklaştırarak, onların yerine merkezî Hükûmetin elinde bütün yetkileri tutarak, elinde bütün yetkileri toplayarak kayyum ataması yoluna gidersek işte esas kaos o zaman gelecek. O zaman esasında biz 15 Temmuzdan ders çıkarmamış olacağız ve önümüzdeki süreçte de bu kaos ortamının daha da derinleşmesine buradan katkı sunmuş olacağız.

Şunu da net söylemek gerekiyor ki, esasında bu Meclis bu yasa tasarısına "evet" diyerek kendi kendini de lağvetmiş oluyor çünkü buradan seçime inanmayan, seçim yoluyla gelenlerin kayyumlarla, tekçi zihniyetle, teklikle yerinden edilmesine onay sunan bir Meclisin, vekillerin o halka dönüp verebilecekleri cevapları yoktur çünkü kendileri esasında bu sisteme inanmıyorlar demektir.

Onun için, dediğim gibi, aslında bu kanuna, bu tasarıya "evet" demek, demokrasiye vurulacak en büyük darbe ve önümüzdeki süreçte oluşabilecek kaoslara daha büyük zemin oluşturmaktır ve dediğim gibi, kendi kendimizi lağvetmektir, bu Meclis kendi iradesine bile sahip çıkamıyor demektir.

Dediğimiz gibi, bu kanunun içerisinde kayyumlar meselesi var. Bu kayyumların niye getirildiğini burada hepimiz biliyoruz. Çünkü o belediyelerin hiçbirini AKP kazanamadı, hiçbirinde halkın desteğini alamadı. Halkın desteğini yanına alamadığı yerlerde de bu şekilde, 15 Temmuzda püskürtmüş olduğu darbenin devamı olarak siyasi darbeyle yönetimlere el koymaya çalışıyor, halkın iradesine yönetimlerden el çektirmeye çalışıyor. Yani, dediğimiz gibi, 15 Temmuz darbesini bu Meclis el birliğiyle tamamlamaya çalışıyor demektir bu kanuna "evet" demek.

Yine, bu kanunun bir başka yerinde ekolojiyi yok sayan, insan hak ve özgürlüklerini yok sayan, insanların seçme ve seçilme haklarını yok sayan, dediğimiz gibi, tamamen demokrasiye vurulan en büyük darbe, şu sürekli okuduğunuz ama bir türlü içselleştiremediğiniz bu yazının burada durmasının sizin açınızdan ne kadar anlamsız olduğunu gösteren bir tablo olarak karşımıza çıkıyor.

Onun için, biz sadece bu önerge üzerinden değil, bütünüyle bu kanunun tamamına ret oyu veriyor ve muhalefet ediyoruz. Biz Meclisin içerisine girdiği bu utanca ortak olmayacağımızı bir daha buradan belirtmek istiyoruz.

Teşekkür ederim. (HDP sıralarından alkışlar)