Konu: | Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
Yasama Yılı: | 1 |
Birleşim: | 126 |
Tarih: | 17.08.2016 |
ABDULLAH ZEYDAN (Hakkâri) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Görüştüğümüz torba yasa tasarısının birçok maddesi halkın iradesini yok sayan, halkın iradesini atanmışlara teslim eden düzenlemelerle doludur. Geçmişte, atanmış bürokratik vesayetten en çok muzdarip olan, en çok mağdur olan, en çok acı çeken bir siyasi gelenekten gelen ve bu torba yasada birçok maddede halkın iradesini atanmışlara teslim eden uygulamalar getiren bu yasalar siyasal iktidar açısından bir talihsizliktir. Özellikle, halkın oylarıyla seçilen belediye başkanlarının ve belediye meclis üyelerinin yerine kayyum atanarak memur atanması halkı yok saymak ve halkın iradesine karşı gerçekleştirilen bir darbedir.
Aynı şekilde, halkımıza, sivil toplum örgütlerine hiçbir şekilde danışılmadan Hakkâri ve Şırnak illerimizin ilçe statülerine dönüştürülmesi, yine oradaki halkı yok saymak ve oradaki halkı mağdur etmek demektir.
Saygıdeğer milletvekilleri, hiçbir yargı kararı olmadan belediye başkanlarının, belediye meclis üyelerinin İçişleri Bakanlığının ve valilerin yetkisiyle görevden uzaklaştırılabileceği, en kötüsü, görevden uzaklaştırılan seçilmişlerin yerine, halkın iradesi dışında bir memurun atanması, halka ve halkın iradesine karşı gerçekleşecek bir darbe olacaktır. Belediyeler, halka en yakın hizmet kurumlarıdır. Bu atanmış memurların yapılacak hizmetleri denetleme konusunda iradesi yok sayılan bir halkın içine nasıl çıkabileceği iyi hesap edilmelidir. Ayrıca, bu atanacak kayyumların halka karşı hesap verebilirliği bu yasa tasarısında mevcut değildir. Görevlerini kötüye kullanıp hizmet götürmedikleri zaman halka karşı bir sorumlulukları olmayacaktır. Bu açıdan, seçilmişlerin halka karşı seçimlerde hesap verme gerekliliği bu kayyum atamalarında söz konusu değildir.
Yine, bu tasarıda Hakkâri ve Şırnak illerinin il statüsünden düşürülüp merkezlerinin taşınmasıyla ilgili Hükûmetin ortaya koyduğu gerekçeler yetersiz ve ikna edici gerekçeler değil. Başta belirtmek gerekir ki Yüksekova ve Cizre ilçelerinin il yapılması, Derecik beldemizin ilçe yapılması, bu merkezlerin ticaret yönünden gelişmesi, oradaki halkın yaşam standartlarının yükselmesi hepimizin arzu ettiği bir durumdur. Fakat bunun için Hakkâri ve Şırnak'ın ilçe yapılmasına gerek yoktur. Bu gerekçelerin özellikle coğrafik gelişim adı altında ve güvenlik birimlerinin yaptığı istihbari raporlar doğrultusunda ne kadar yersiz, haksız ve adaletsiz olduğunu önümüzdeki madde görüşmelerinde tekrar dile getireceğiz.
Sevgili arkadaşlar, Hakkâri, Osmanlı Dönemi'nden Cumhuriyet Dönemi'ne kadar yakın coğrafyasına yönetim merkezi konumuyla öncülük etmiş, birçok medeniyete beşiklik yapmış, Ahmed-i Hani, Mele Hüseyni Bateyi, Feqiye Teyran gibi birçok alimi bağrından çıkarmış, tarihî ve kültürel dokusu olan bir müstesna şehrimizdir. Burada halkımızın tek geçim kaynağı il olma özelliğinden dolayı elde ettiği gelirlerdir. Hakkâri'de tarım yoktur, Hakkâri'de sanayi yoktur, Hakkâri'de üretim yoktur. Hakkâri'nin ilçe olması konumunda çok büyük göçlerin ortaya çıkacağı kesindir.
Değerli arkadaşlar, biz oradaki insanlara bir şeyler yapmak istiyorsak hep beraber, öncelikle, bu, Türkiye'deki akan kardeş kanının durması için beraber mücadele etmemiz gerekiyor. Hepimizin, özellikle 15 Temmuz darbe girişiminden sonra öz eleştirisel yaklaşıp, bu kanın durması adına üstümüze düşen sorumlulukları yerine getirip öncelikle Sayın Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması, barış ve diyalog sürecinin başlaması adına bu sürecin başlaması gerektiğine inanıyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)