| Konu: | Yatırımların Proje Bazında Desteklenmesi ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarı ve Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 1 |
| Birleşim: | 126 |
| Tarih: | 17.08.2016 |
ARZU ERDEM (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, bugün, büyük çapta can ve mal kaybına yol açan 17 Ağustos 1999 Marmara depreminin 17'nci senesi. Depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, ailelerine sabır diliyorum, acılarını en içten duygularımla da paylaşıyorum. Geçen on yedi yılın acımızı unutturmadığını dile getirirken Cenab-ı Hak'tan, milletimize bir daha böyle günler yaşatmamasını da niyaz ediyorum.
Bu vesileyle büyük depremde mağdur olup hâlâ haklarını almamış olan depremzedelerimizin veballerinin üzerimizde olduğunu belirtmek istiyorum. Depremzedelerin haklarının verilmesi için var gücümüzle çalışmaya ve mücadele etmeye devam edeceğiz ve bu konuda Hükûmeti sağduyulu olmaya davet ediyorum. Umarım, depremzedelerin haklı feryatları vicdanlarınıza dokunmayı başaracaktır.
Değerli milletvekilleri, Türkiye Varlık Fonu Kurulması ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 9'uncu maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi grubu adına söz almış bulunmaktayım. Gazi Meclisi saygılarımla selamlıyorum.
Elbette ki amacımız, milletimizin beklentileri ve talepleri karşısında görüşülecek olan kanun tasarılarının bir an önce yasalaşması ve hayata geçirilmesi olmalıdır. Ancak bunu yaparken özverili ve etkin bir çalışma disiplini içerisinde olmalıyız. Birçok farklı konuyu içinde barındıran ve iktidar partisinin on dört yılda defalarca kez kullandığı bu yöntem, yasama işlerini özensizliğe ve eksikliğe itmiştir. Tamamı birbirinden bağımsız olan ve toplumda birçok kesimi ilgilendiren söz konusu düzenlemenin maddeleri üzerinde titiz bir çalışma yapılmadığı, başka komisyonların görev ve uzmanlık alanlarına giren düzenlemelerin ilgili komisyonlarda görüşülmediği de bunun bir göstergesidir. İç Tüzük hükümlerinin ihlali anlamına gelen bu durum yapılan düzenlemelerin eksik ve yanlış yapılmasına ve de kısa sürede tekrar kanun değişikliğine gidilmesine sebep olmaktadır. Bu da aslında daha çok zaman kaybına yol açmaktadır ve buna bağlı olarak milletimizin bizden beklentilerini sekteye uğratmaktadır.
Milletimizi yakından ilgilendiren bu düzenlemelerin gelişigüzel, alelacele yapılması yerine, daha detaylı ve teknik incelemelerle yapılması ciddi sorunların oluşmasını önleyecektir ve yeniden düzenlemeler yapma zorunluluğunu ortadan kaldıracaktır. Ancak AKP döneminde sıkça başvurulan torba kanunlara Anayasa'ya aykırı, çıkar amaçlı birçok madde sıkıştırılmıştır. Bu sıkıştırma birçok konunun dikkatlerden kaçmasına ya da kaçırılmasına sebep olmaktadır ve bu da çok manidardır.
Sormak istiyorum: Amacımız, gerçekten, milletimiz yararına olan kanunları en hızlı şekilde yasalaştırıp hayata geçirmek mi yoksa bir kanun tasarısı oluşturup içine asıl amacın dışında olan, millet yararından çok, bazı kişi ve grupların yararına olan çıkar amaçlı maddeleri mi dâhil etmek?
Değerli milletvekilleri, milletimiz her geçen gün yaşanan terör olayları başta olmak üzere diğer olumsuzluklar sebebiyle ekonomik darboğaz içerisine girmektedir. Özellikle son dönemlerde kulağımıza gelen, borcu borçla kapatma modeli, borçlu ve çaresizler için "Denize düşüp yılana sarılma." şeklinde yorumlanabilmektedir. Ticaret sicili temiz kalabilmişse bankadan kredi almak suretiyle borcunu öteleyenlerin sayısı gün geçtikçe artmaktadır.
Kulağımıza gelen ve bu mağduriyetle bize müracaat eden bir kesim de tam üzerinde çalıştığımız kanun maddesiyle ilgili. Şöyle ki: Bankalar geçmiş dönemlerde promosyon dağıtır gibi kredi kartı dağıtmaktaydı, hepiniz hatırlayacaksınız ve herkesin cebinde, buna dar gelirlilerimiz de dâhil olmak üzere, üç beş adet kredi kartı bulunmaktadır. Maliye Bakanlığının bu konuda bilgi sahibi olduğunu düşünüyorum lakin tekrar etmek istiyorum: Borcu olan, cebindeki kredi kartının borcunu başka bir kartla kapatarak, borç alarak maalesef paravan şirketlere gidip orada kredi kartlarıyla çekimler yaptırmakta. Bu paravan şirketler, yasadaki boşluklardan dolayı çağın tefeciliğini yani teknolojik tefecilik yapmaktalar. Aynı metot ticaret erbabı olan küçük esnaf tarafından da kullanılmaktadır. Bu paravan şirketler ne iş yapar, hangi malı alıp satarlar pek bilinmemektedir ancak özellikle KDV'si olmayan kuyum gibi iştigal konuları bulunmaktadır.
Bu olayı biraz daha hafızanızda canlandırmak istiyorum. Borçlu olan kişi var olmayan bir şirkete gidip olmayan malı kredi kartıyla alıp taksitlendirmekte ve tefeci ondan para alıp o şekilde para vermekte. Şimdi bizim yapmamız gereken bundan sonraki çalışmalarımızda bunun önlenmesi için caydırıcı tedbirler almak. Bu tedbirleri alırken de hem bu işi yapan tarafı iyi incelemek, bu şirketleri tespit etmek, aynı şekilde bu duruma düşen milletimizin de mağduriyetini gidermektir.
Çok teşekkür ederim, saygılarımı sunarım. (MHP sıralarından alkışlar)